Küresel piyasalarda varyantlar, aşılama süreci, ilaç gelişmeleri, arz kısıtları, enflasyon endişeleri ve merkez bankalarının varlık alım programlarına yönelik ayarlamaları takip edilen ana konu başlıkları olmaya devam ediyor. Zayıf başlangıç ardından küresel piyasalarda Ekim ayı boyunca momentum güçlü kaldı ve yukarı hareket devam etti. Güçlü talep ve arz sıkıntıları eşliğinde enerji fiyatları rekor seviyelere ulaşırken, ABD 10 yıllıkları Ekim ayında yüzde 1.7 seviyesini test etti. Daha güçlü yükselişin öne çıktığı kısa vadelilerle birlikte getiri eğrisinin düzleştiğini gördük.
Kasım ayına başlarken riskli varlık sınıfında yer alan hisse senetlerinin, yeni rekor seviyeleri test ettiğini takip ediyoruz. Küresel risk barometresi olarak da izlenen S&P 500 endeksi, yılbaşından bu yana yüzde 23 civarı yükseldi ve yeni rekor seviyeleri test ediyor. Aynı dönemde teknoloji endeksi Nasdaq yüzde 21, Dow Jones sınai endeksi yüzde 18, Russell 2000 endeksi ise yüzde 19 yükselmiş durumda. Beklenenden iyi yönde gelen üçüncü çeyrek bilançoları ve merkez bankalarının para politikası ayarlamalarında aceleci olmayacağına dair beklentiler bu görünümde etkili oldu. Ancak kısa vadede bir düzeltme potansiyelinin olduğunu düşünüyoruz.
Finansal şartların sıkılaşacağı ve maliye politikalarının daha az genişlemeci olacağı bir döneme giriyoruz. Önümüzdeki dönemde tedarik sıkıntıları, enerji fiyatları ve kısa vadeli faizlerdeki eğilim ön planda kalmaya devam edebilir. Ayrıca Çin ve Avustralya gibi birçok Asya-Pasifik ülkesindeki yeni Koronavirüs (Covid-19) enfeksiyonları, tedarik zinciri problemlerinin devam edeceğine dair endişelere destek olabilir. Son açıklanan küresel Ekim ayı PMI endekslerinde arz problemlerinin devam ettiği, benzeri görülmemiş fiyat artışları ve durgun ticaret nedeniyle küresel büyümenin hız kaybettiğine dair sinyaller vardı. Ancak Asya'nın bazı bölgelerinde canlanan üretime ilişkin işaretler, küresel arz durumunun iyileşmeye başlayabileceği konusunda cesaret vericiydi.
Merkez bankalarının geçici enflasyon duruşuna karşı piyasalarda kalıcı enflasyon korkusu gündemde kalmaya devam ediyor, beklentiler daha sıkı politikalara doğru yöneliyor. Nitekim merkez bankaları tarafında öncü sinyal olarak değerlendirilecek Kanada Merkez Bankası’nın geçen hafta beklenenden şahince açıklamaları dikkat çekiciydi. Avrupa Merkez Bankası (ECB) ise yüksek enflasyon dönemini hala geçici olarak görse de enflasyon görünümüne yönelik olarak daha dengeli bir duruşa işaret etti ve Aralık toplantısında varlık alımlarında azaltmanın önünü açtı. Bu hafta ise Avustralya Merkez Bankası, yüzde 0,1’lik tahvil getiri hedefini kaldırdığını, ancak faiz artırımları konusunda sabırlı davranacağını açıkladı. Bugünkü İngiltere Merkez Bankası toplantısında ise 15 baz puanlık faiz artışının beklentiler arasında yer aldığını belirtelim.
Biz bu satırları okurken dün akşam açıklanan FED kararları ardından bu haftanın en önemli konularından biri de Cuma günü açıklanacak tarım dışı istihdam verisi olacak. İstihdam verilerindeki gidişat merkez bankası politikaları açısından en önemli konulardan biri.. Talep güçlenirken istihdamdaki arz sıkıntıları, işgücü maliyetlerinin de artmasına destek oluyor. Ücretlerdeki artış, merkez bankalarının para politikasında normalleştirme sürecini hızlandırması için daha fazla baskı unsurlarından biri olarak öne çıkabilir. Örneğin istihdam maliyet endeksi üçüncü çeyrekte yüzde 1.3 artarak serinin başladığı 1996 yılından bu yana en yüksek orandaki artışı gösterdi. Ayrıca JOLTS raporunda da görülen oldukça yüksek açık pozisyon rakamı da bu görünüme destek oluyor. Hatırlanacağı üzere Eylül ayında aylık istihdam artışı 194.000 ile 500.000 olan ortalama piyasa beklentisinin altında kalmıştı. Ancak detayların o kadar da zayıf yönde olmadığını söyleyebiliriz. Özel sektör istihdamında 317.000 kişi artışa karşın kamuda 132.000 düşüş gerçekleşmişti. Kamudaki düşüşün yorumlanmasının güç olduğu, kamu ve özel eğitimde pandemiyle ilgili personel dalgalanmalarının, normal mevsimlik işe alım ve işten çıkarma modellerini bozduğuna dair detayları ön plandaydı. Ekim ayı verisinde de detayların öne çıkacağını düşünüyoruz. Bloomberg anketine göre piyasa beklentileri istihdamda 450.000, ortalama kazançlarda ise yüzde 0.4 artış olacağı yönünde.