İstanbul Ticaret Odası (İTO) Stratejik Araştırmalar Merkezi,
“İstihdamı kazanmak: Firmaların Çalışan İstihdamında Yaşadığı Sorunlar ve Çözüm Önerileri” başlıklı bir rapor yayınladı. Bizim gazetede özet halinde buna yer verildi. Çalışan istihdamında ülkemizde yaşanan sorunları çok yönlü olarak anlatan önemli bir rapor. Bu rapordaki bazı konulara daha ayrıntılı değinmeye, bazı görüşlerimi aktarmaya bu hafta da devam edeceğim.
Orta vasıfı mavi-yakalı çalışanlar: Mesleki/Teknik eğitimde yaşanan sorunlar ve imaj/statü problemleri
Aşağıdaki meslek grupları bu tanım içine girmektedir: İnşaat ve ilgili işlerde çalışan sanatkârlar (elektrikçiler hariç); Metal işleme, makine ve ilgili işlerde çalışan sanatkârlar; El sanatları ve basım ile ilgili işlerde çalışanlar; Elektrik ve elektronik işlerde çalışan sanatkârlar; Gıda işleme, ağaç işleri, giyim eşyası sanatkârları/çalışanları; Sabit tesis ve makine operatörleri; Montajcılar; Sürücüler ve hareketli makine ve teçhizat operatörleri.
Söz konusu raporda bu bölümde yer verilen görüşlerden bazıları şöyledir:
“Bu işler Türk istihdam piyasasında ciddi bir ağırlığa sahiptir. TÜİK verilerine göre orta vasıflı mavi yakalı işler 2022 itibariyle toplam istihdamın Türkiye genelinde %26.3, İstanbul’da ise %24.4’ünü oluşturmaktadır.
Ülkemizde “iş beğenmeme” şeklinde bir olgunun varlığına dönük yaygın kanaatin arkasında da çok büyük oranda orta vasıflı mavi yakalı mesleklerdeki işgücü açığı bulunmaktadır. Bu çalışma kapsamında firmalarla gerçekleştirilen yarı-yapılandırılmış mülâkatlarda da “iş beğenmeme” ve “vasıflı/yetiştirilecek mavi yakalı çalışan bulamama ve/veya elde tutamama” temaları neredeyse bütün firmaların yakındığı en temel hususlar olmuştur.”
Söz konusu rapor “Orta Vasıflı Mavi Yakalı Çalışanlarda Yaşanan Temel Sorunlar” olarak şu dörtlüyü vermektedir:Teknik eğitimdeki temel sorunlar; İmaj/statü problemleri, Organizasyonel sorunlar, Temel eğitimde yaşanan sorunlar.”
Bir yorum
Belki bilirsiniz öyküyü. Hayvanat bahçesinde fil ölmüş. Herkes üzgün, ama birisi bayağı üzgün, düşünceli… Birisi yanaşmış yanına “Demek fili bu kadar çok seviyordun. Gerçi herkes üzgün ama seni bu kadar üzen şey ne?”. Üzgün adam cevap vermiş “Bütün iş benim omuzumda; mezarı ben kazacağım”.
Yukarıdaki meslek gruplarına baktığınız zaman işletmede işleri bizzat yapanlar bu mavi yakalılardır. Ama veri gösteriyor ki, bu alanda ciddi bir işgücü açığı vardır.
İmaj/Statü problemleri
Görücü usulü evlenmenin yaygın olduğu devirlerde genç kızların şu sözü çok yaygındı: “Beni ne mühendisler, doktorlar istedi; ben varmadım”. Ama hiç bir geç kızdan şu söz duyulmazdı: “Beni ne montajcılar, ne kaynakçılar istedi de varmadım”. Hâlbuki iyi bir kaynakçı sıradan bir mühendisten daha fazla para kazanır. Sorun, imaj /statü sorunudur. Mavi yakalı işlerin eskiden beri bir imaj sorunu vardır. Beyaz yakalı işler daha prestijli görünür. Gençler ve velileri mavi yakalı işlere çok ilgi göstermemektedir.
Bu mesleklerin çekici hale getirilmesi zaman alacak bir iştir. Gençlere her işin kutsal olduğunu, yeri geldiğinde bu işleri yapanların bir üstlerindeki pozisyondakilerden daha değerli olabileceğini anlatmak gerekir. Burada görev devlete, bu okullara, işverenlere ve meslek odalarına düşmektedir.
Teknik eğitimde yaşanan sorunlar
Bir bütün olarak sorunlu eğitim sistemimiz içinde teknik eğitimin düzgün olması düşünülemezdi. Genel olarak eğitim sistemindeki gördüğümüz sorunların yanında, teknik eğitimin özel durumundan dolayı konuya ek sorunlar eklenmektedir. Bir kere imaj/statü problemi nedeniyle teknik liseler veli ve öğrencilerin en son tercihi olarak görülmektedir. Bunun sonucu teknik eğitimdeki öğretmenlerin karşısında isteksiz, motivasyonsuz bir öğrenci kitlesi yer almaktadır. Bu da öğretmenlerin performansını etkilemektedir. Öte yandan, teknik eğitimdeki öğretmenler hem teoriyi hem de uygulamayı iyi bilmelidir; teknik eğitimdeki öğretmenlerin daha donanımlı olması gerekir. Ama öğretmen yetiştirmek de defolu eğitim sistemimizde gerçekleşmesinden dolayı bu da mümkün olamamaktadır. Teknik eğitimdeki öğrencinin bazı becerileri bizzat yaparak öğrenmesi gerekir. Okulda bunu gerçekleştirebileceği atölye ve donanımlarda da eksiklik olduğundan eğitim eksik kalmaktadır. Öte yandan staj, öğrencinin okulda öğrendiklerini pekiştireceği ayrı bir eğitim aşamasıdır. Ancak ülkemizde staj meselesi de asıl amacından çıkıp sadece “mış” gibi yapılmakta olan bir uygulamaya dönüşmüştür.
Sonuç
Sanayi çarkının dönmesinde söz konusu ettiğimiz mavi yakalılar çok önemli yer tutar. İşleri bizzat gerçekleştiren bu iş grubunun iyi yetişmiş olması gerekir. Bu, milli bir mesele olarak ele alınmalıdır. Bunun için eleman yetiştirme sürecinin her aşamasında devlet ve özel sektör işbirliği yapmalıdır; meslek odaları “ahilik ruhu” ile bu işbirliğinin içinde yer almalıdır.
Önce bu meslek grupları gençler için çekici hale getirilmeli, imaj sorunu çözülmelidir. Bu şekilde yetenekli gençlerin bu meslek gruplarına da yönlenmesi sağlanmalıdır. Bu meslek gruplarına eleman yetiştirmede eğitim programları piyasanın ihtiyacına göre düzenlenmelidir. Teknik eğitimin öğretmeleri özel biçimde yetiştirilmelidir. Staj uygulamaları eğitimin bir parçası olarak değerlendirilmeli ve düzenlenmelidir.
Eğer nitelikli mavi-yakalı eleman yetiştiremez, bu açığı kapatamazsak “cenaze” ortada kalacaktır.