İstifalar ve profesyonellik

Dr. Uğur TANDOĞAN NOT DEFTERİ

Bir anı

Bir lisans üstü programımızda idi. Öğrencilerden birisi dersin sonunda yanıma geldi. “Hocam, size bir şey danışmak istiyorum” dedi. Sekiz yıldır bir firmada çalışıyordu. Rakip bir şirketten iyi bir iş teklifi almıştı. “Ne kadar iyi?” diye sorduğumda “Gayet iyi” dedi. Maaşında hatırı sayılır bir artış vardı. Hemen hemen ikiye katlanmıştı. Pozisyon olarak da bir terfi idi. “Çok güzel, hayırlı olsun” dedim. “Sağ olun Hocam. Yalnız şöyle bir ikilem içinde kaldım. Şu anda çalıştığım firmada bir proje üstünde çalışıyorum. Bunu bitir öyle git dediler. Bir buçuk aylık bir iş kaldı. Diğer firma da hemen gelmemi istiyor. Ne yapayım?”. Ben de “Gönlünden ne geçiyor?” diye sordum. “Hocam o paraya da ihtiyacım var” diye eğilimini gösterdi. Ben de şöyle dedim “Haklısın, para da önemli bir şeydir. Ama uzun dönemli düşünmek gerekir. Profesyonellik bunu gerektirir. Bulunduğun firmada bu kadar süredir çalışıyorsun. İyi ilişkilerle ayrıl. Projeyi bitir, öyle ayrıl”. “Tamam Hocam, sözünüzü dinleyeceğim” dedi.

Dönemin sonunda tekrar yanıma geldi, gülüyordu. “Size bir şey söylemek istiyorum. Ben tekrar eski işime döndüm” dedi. “Ne oldu?” diye sordum. “Hocam, tavsiyeniz üzerine projeyi bitirip diğer şirkete öyle geçtim. Ancak o şirkete bir ay dayanabildim. Evet parası iyi idi, ancak iş ortamı hiç beklediğim gibi çıkmadı. Hiç rahat edemedim. Eski firmam ile konuştum. İstersen geri dön, yerine kimseyi almadık dediler. Ben de döndüm. Hem de maaşıma zam da yaptılar. Size teşekkür ederim”

İstifa türleri

İstifa, profesyonel yaşamda çok rastladığımız bir olgudur. İstifa, önemli bir olaydır ve değişik nedenleri vardır. Bunlardan en yaygın olanı, yukarıda anlattığım olaydaki nedendir. Kişi, daha iyi şartları olan bir iş teklifi alır. O işe girmek için mevcut iş akdini bozar. Teklif edilen iş, görünen şartları ile mevcut işten daha iyidir. Görünen şartlar diyorum, çünkü her teklif ne kadar süslü bir dış paketi olsa da kapalı bir kutudur. İşin esas yüzü paket açılınca, işe başlayınca görülür. Bu nedenle de iş teklifleri değerlendirilirken dikkatli olmalı ve iyi araştırma yapılmalıdır.

Yaşam, bir anlamda ilişki demektir. İlişkilere de uzun dönemli bakmak gerekir. Bu, özel yaşam için de geçerlidir, iş yaşamı için de. İşten ayrılış nedeniniz ne olursa olsun, iyi ilişkiler içinde ayrılmak gerekir. Yukarıdaki olayda anlattığım gibi, yeni gittiğiniz yerde umduğunuzu bulamayabilirsiniz. Bu durumda ille de eski işinize dönmeniz gerekli değildir. Ancak profesyonel yolculuğunuzda, eski şirketinizdeki ayrıldığınız kişilerle yollarınız bir yerde, değişik vesilelerle yine kesişebilir. Bunu düşünerek, profesyonelliğinizden ödün vermeyerek ilişkileri bozmamakta yarar vardır.

Kişi, iyi bir iş teklifi aldığı için istifa ettiği gibi, bazen istifa etmek zorunda da kalabilir Koşullar öylesine oluşur ki, kişinin şirketten ayrılması, kalmasından daha hayırlı gelir. Kişiyi işinden eden nedenler de çok çeşitli olabilir. Örneğin, yöneticisi kendisine psikolojik baskı(Mobbing) uygulamaktadır; iş arkadaşları ile geçinememektedir; çalışma koşullarının ağırlığı, ruhsal ve bedensel sağlığını bozmuştur; yasal olmayan bir iş yapmaya zorlanmaktadır. İşin ideali, iş bulmadan işten ayrılmamaktır; vs. Çünkü işi olan birisi bir iş görüşmesine “tok satıcı” olarak gelir; yürüyüşü bile farklıdır. Bu durumda pazarlık gücü daha fazladır.

Yukarıda sıraladığımız durumlarda, neden ne olursa olsun, kişi özgür iradesi ile istifa ediyordu. Bir de özgür irade olmadan, kişinin istifa ettirilme olayı vardır. İş akdinin işveren tarafı, kişiye istifa seçeneğini getirmektedir. Örneğin, kişi affedilemeyecek düzeyde büyük bir yanlış iş yapmıştır. İşten atılması gerekir. Kişi işten atıldığında özgeçmişinde bir leke olarak kalacaktır. O zaman kişiye istifa gibi bir çıkış yolu da önerilir. Eğer işten çıkarılırsa yasal olarak çıkacak bazı pürüzlerin de önü kesildiğinden bu çözüm işverenin de lehinedir.

Bu istifa türleri içinde bir de hiç gündeme gelmeyen bir istifa türü, daha doğrusu “istifa bağışıklığı” türü vardır. O da devlet kademelerinde görülür. Örneğin, yöneticinin sorumlu olduğu alanda büyük bir yanlışlık yapılmıştır, bundan devlet maddi ve/veya manevi zarara uğramıştır. Böyle bir durumda yapılması gereken şey, tepedeki sorumlu kişinin istifa etmesi, “değerli yalnızlığı” seçip onurluca istifa etmesidir. Bu, “Kusura bakmayın. Ben bu ayıpla bu koltukta oturamam. Beni affedin” istifasıdır. Aslında “İstifa” sözcüğü de Arapçadan türemiştir ve af dilemek demektir. Ama bu, ülkemizde genelde olmaz. Çünkü yönetici o sorumluğu taşımaz. Sorumluluğu alttaki kadrolara yükler. Teflon kaplı yüzü ile “değerli” koltuğunda oturmaya devam eder.

Sonuç

İşsizliğin daha yüksek olacağı bir döneme giriyoruz. İşi olan profesyoneller istifa kararı alırken daha dikkatli olmaları gereken bir dönem olacaktır. İnce eleyip sık dokumalı, fevri kararlardan çekinmelidirler. Örneğin, papaza kızıp, oruç bozmamalıdırlar. Yukarıda da belirttiğim gibi, iş teklifi almadan istifa etmemelidirler. Her ne biçimde iş akitlerini bozarlarsa bozsunlar, iyi ilişkilerini bozmamalıdırlar. Ama gerektiğinde de istifa etmesini bilmeli, onurlarından ödün vermemelidirler. Hatayı kabul edip, af dilemek ve istifa etmek de bir erdemdir.

Tüm yazılarını göster