Maliye tarafından kamuoyu görüşüne açılan KDV Tebliğ Taslağı’nda birbirinden önemli yeni düzenlemeler yer alıyor. Bunların hepsi de sahada yaşanan ve iş dünyasını yakından ilgilendiren sorunların çözümüne yönelik. Söz konusu düzenlemelerin ayrı ayrı analiz edilip, yorumlanması gerekiyor.
Taslakta yer alan düzenlemelerden en ilgi çekici olanı ise, isteğe bağlı tam KDV tevkifat uygulaması!
Tam tevkifat düzenlemesi nasıl gündeme geldi?
Bu düzenleme, Hazine ve Maliye Bakanımız Sayın Dr. Nureddin NEBATİ Bey’in açıkladığı “KDV’de sadeleştirme” çalışmaları kapsamında iş dünyası ve STK’larla yapılan görüşmelerde gündeme geldi. Nihayet kısa bir süre içerisinde hayata da geçiyor.
Tam KDV tevkifatı ne demek?
Tam KDV tevkifatı, mal ve hizmet satışlarında alıcının satış bedeli üzerinden hesaplanan KDV’yi satıcıya ödemediği, sorumlu sıfatıyla beyan ederek doğrudan vergi dairesine ödediği özel bir uygulama.
Peki, Maliye’nin her işleme KDV tevkifatı getirme yetkisi var mı?
Evet, var.
Maliye, mükellefin Türkiye içinde ikametgâhının, işyerinin, kanunî merkezi ve iş merkezinin bulunmaması hallerinde ve gerekli görülen diğer hallerde, vergi alacağının emniyet altına alınması amacıyla, vergiye tabi işlemlere taraf olanları verginin ödenmesinden sorumlu tutabiliyor (KDVK. Mad.9/1). Bu konuda Maliye’ye verilen yetki çok açık ve net.
İsteğe bağlı tevkifat YENİ BİR ŞEY.
Evet, tevkifat denilince akla gelen ilk şey, zorunlu olması! Bu, KDV’nin yanı sıra gelir ve kurumlar vergisi için de aynen geçerli bulunuyor. Vergi uygulamalarında bugüne kadar isteğe bağlı tevkifat şeklinde hiç bir düzenleme yapılmadı ve uygulanmadı.
KDV Tebliğ Taslağı ile, ilk defa “isteğe bağlı tam KDV tevkifatı” adıyla yeni bir düzenleme yapılıyor. Üstelik zorunlu değil, tarafların (alıcı – satıcı) isteğine bağlı.
Bir aksilik olmazsa, kısa bir süre içerisinde uygulanmaya başlanacak. Vergi hayatımıza dahil edilmesi öngörülen bu yeni düzenlemenin başarılı bir şekilde uygulanmasını diliyor, yoğun ve yaygın olarak kullanılacağını düşünüyorum.
Buradaki tek sorun, satıcıların KDV’ye kendi gelirleri gibi bakması, tam tevkifat sadece burada tartışmalara neden olabilir. Unutmamak lazım ki, KDV mükelleflerin değil, Devletin bir geliri! Buna ne kadar dikkat edilirse, yaşanacak sorunlar da o kadar azalır.
Artık bu ve benzeri yeni düzenlemelere ve uygulamalara alışmamız gerekiyor.
İsteğe bağlı tam tevkifat düzenlemesine neden ihtiyaç duyuldu?
Bu düzenlemeye, son günlerde hemen her mükellefin başına gelen olayların artması ve buna bir çözüm olması amacıyla ihtiyaç duyuldu. Şöyle ki, mükellefler, mal ve hizmet satın aldıkları mükelleflerin sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenleme veya kullanma fiillerini işlemeleri nedeniyle bir veya birkaç yıl sonra müteselsil sorumluluk kapsamında özel esaslar listesine (kod) dahil edilmeye başlandı.
Özel esaslar listesinde olan mükelleflerin ticari itibarları olumsuz etkileniyor, bunu bilen herkes maalesef kendilerinin de bu listeye dahil olabilecekleri endişesiyle bunlardan alışveriş yapmayı durduruyorlar ya da yapıyorlarsa kesiyorlar. Ayrıca, bu mükellefler, gerçekte mal ve hizmet satın almış olsalar dahi, sırf bu listeye dahil olmaları nedeniyle vergi dairesindeki işlemlerinde özellikle KDV iadelerinde problemlerle karşılaşıyorlar. Aynı problemleri bunlardan mal ve hizmet alan mükellefler de yaşıyor. Bu durumdaki mükelleflerin özel esaslar listesinden çıkabilmeleri için önlerindeki tek yol ise, dava açmak!
Tebliğ Taslağı ile, bu durumdaki mükelleflere yeni bir çözüm yolu daha getiriliyor: İsteğe bağlı tam tevkifat uygulaması.
İsteğe bağlı tam tevkifat için yazılı sözleşme yapılması zorunlu
Tebliğ Taslağında yapılan açıklamalara göre, isteğe bağlı tam tevkifat uygulamasından yararlanılabilmesi için, mükelleflerin mal ve hizmet satın aldıkları mükelleflerle yazılı bir sözleşme düzenleyerek, belirlenmiş işlemlere ilişkin alımlarında hesaplanan KDV’nin tamamını (yüzde 100’ünü) sorumlu sıfatıyla beyan edip ödemeleri gerekiyor. Ancak, bu sözleşmenin 1 yıllık olması ve sözleşmenin birer örneğinin bağlı bulunulan vergi dairesine verilmesi gerekiyor. Bir yıllık süre dolmadan söz konusu uygulamadan vazgeçilemiyor. Bir yıllık sürenin bitimini izleyen yıllarda uygulamaya devam edilmek isteniyorsa, sözleşmenin aynı süreyle yenilenmesi gerekiyor.
Bu sözleşmelerin vergi dairelerine bildirilmesi de şart
Alıcı mükelleflerin, söz konusu sözleşmelerin bir örneği ile bu kapsamda işlem yapacak satıcı mükelleflerin bilgilerini, tevkifat işlemine ilişkin KDV beyannamesinin verilmesinden önce liste halinde bağlı oldukları vergi dairesine vermeleri gerekiyor.
Sözleşmelerin feshedilmesi, tadili vb. durumların da, tevkifat işlemine ilişkin KDV beyannamesinin verilmesinden önce bağlı bulunulan vergi dairesine bildirilmesi zorunlu bulunuyor.
Tam tevkifat yapanlar özel esaslara alınmayacak
Alımlarında isteğe bağlı tam tevkifat uygulaması kapsamında hesaplanan KDV’nin tamamını (yüzde 100’ünü) sorumlu sıfatıyla beyan edip ödeyenler, KDV bakımından müteselsil sorumlu tutulmayacaklar ve özel esaslara alınmayacaklar. Yani, alımlarında isteğe bağlı tam tevkifat uygulaması kapsamında hesaplanan KDV’nin tamamını (yüzde 100’ünü) sorumlu sıfatıyla beyan edip ödeyen mükellefler, mal ve hizmet satın aldıkları mükelleflerin vergi kanunlarına aykırı davranışlarından sorumlu olmayacaklar. Bu da, KDV’de devrim gibi bir düzenleme.
Tam tevkifatta satıcıya KDV iadesi de var
İsteğe bağlı tam tevkifata tabi tutulan KDV ile sınırlı olmak üzere satıcıya KDV iadesi yapılabilecek. Ancak, bu iadelerde, alıcı tarafından 2 No.lu KDV Beyannamesi ile beyan edilen ve tahakkuk ettirilen KDV’nin ödenmiş olma şartı aranılacak.
Tevkifat sözleşmesi damga vergisine tabi olacak mı?
İsteğe bağlı tam tevkifat uygulamasından yararlanılabilmesi için, alıcı ve satıcı mükelleflerin kendi aralarında çerçeve bir sözleşme yapmaları ve 1 yıl boyunca yapılacak alımlarda hesaplanan KDV’nin tamamının (yüzde 100’ünü) alıcı tarafından tevkifata tabi tutulacağı ve sorumlu sıfatıyla beyan edilip ödeneceğinin belirtilmesi gerekiyor. Yani, sözleşmede bir bedel olması söz konusu değil. Dolayısıyla, bu sözleşmeler damga vergisine tabi bulunmuyor.
Buraya kadar her şey normal, peki sorun nerde?
Evet, buraya kadar her şey normal.
Sorun, Tebliğ Taslağında, isteğe bağlı tam KDV tevkifatı uygulanacak işlemlerin sınırlı bir şekilde belirlenmiş olması. Yani, isteğe bağlı tam tevkifat, mükelleflerin tüm mal ve hizmet alımları için geçerli değil. Bu da, bize göre, söz konusu düzenlemenin etkin bir şekilde kullanılmasını olumsuz yönde etkileyebilir.
İsteğe bağlı tam tevkifat hangi işlemler için geçerli?
Tebliğ Taslağında isteğe bağlı tam KDV tevkifatı uygulanacak işlemler, mal teslimleri ve hizmet ifaları olmak üzere ayrı ayrı belirlenmiş bulunuyor.
Tam KDV tevkifatı uygulanacak hizmet ifaları
- Yapım ı̇şleri ile bu ı̇şlerle birlikte ı̇fa edilen mühendislik-mimarlık ve etüt- proje hizmetleri,
- Etüt, plan-proje, danışmanlık, denetim ve benzeri hizmetler,
- Makine, teçhizat, demirbaş ve taşıtlara ait tadil, bakım ve onarım hizmetleri,
- Yemek servis ve organizasyon hizmetleri,
- İşgücü temin hizmetleri,
- Yapı denetim hizmetleri,
- Fason olarak yaptırılan tekstil ve konfeksiyon ı̇şleri, çanta ve ayakkabı dikim ı̇şleri ve bu ı̇şlere aracılık hizmetleri,
- Fason ı̇şlerle ı̇lgili aracılık hizmetleri,
- Turistik mağazalara verilen müşteri bulma/götürme hizmetleri,
- Spor kulüplerinin yayın, reklâm ve ı̇sim hakkı gelirlerine konu ı̇şlemleri,
- Temizlik, çevre ve bahçe bakım hizmetleri,
- Taşımacılık hizmetleri,
- Her türlü baskı ve basım hizmetleri,
- Kamu özel ı̇ş birliği modeli ile yaptırılan sağlık tesislerine ı̇lişkin ı̇şletme döneminde sunulan hizmetler,
- Ticari reklam hizmetleri.
Tam KDV tevkifatı uygulanacak mal teslimleri
- Külçe metal teslimleri,
- Bakır, çinko, alüminyum ve kurşun ürünlerinin teslimi,
- İstisnadan vazgeçenlerin metal, plastik, lastik, kauçuk, kâğıt, cam hurda ve atık teslimleri,
- Metal, plastik, lastik, kauçuk, kâğıt, cam hurda ve atıkları ile konfeksiyon kırpıntılarından elde edilen hammadde teslimi,
- Pamuk, tiftik, yün ve yapağı ile ham post ve deri teslimleri,
- Ağaç ve orman ürünleri teslimi,
- Demir-çelik ürünlerinin teslimi.
Tevkifatın kapsamı sınırlandırılmasa daha iyi olurdu
İsteğe bağlı tam tevkifat uygulaması son derece doğru ve yerinde bir düzenleme. Ancak, Tebliğ Taslağında bu düzenlemenin kapsamı, kısmi KDV tevkifatının kapsamı ile hemen hemen aynı tutulmuş durumda.
Uygulamada sıkıntıya düşülen konular arasında sadece kısmi tevkifat kapsamındaki işlemler değil, tevkifata tabi tutulmayan işlemler de var. Mükellefler asıl olarak bunlardan dolayı mağduriyet yaşıyorlar ve/veya ileride yaşayacaklar.
Bize göre, isteğe bağlı tam KDV tevkifatının kapsamı sınırlandırılmasa, mükelleflerin tüm mal ve hizmet alımları için geçerli olsa daha iyi olurdu! Diğer bir ifadeyle, isteğe bağlı tam KDV tevkifatı, mükelleflerin tevkifata tabi olsun olmasın tüm alımları için uygulanmalı! Ancak, bu durumda bazı vergisel riskler bertaraf edilebilir, özel esaslara alınma konusu engellenebilir.
Taslakta yer alan söz konusu düzenlemenin bu yönüyle yeniden değerlendirilmesinden fayda var.