Finansal yatırım araçlarının enflasyondan arındırılmış reel getirisinde 2024 yılı verilerinin de tamamlanmasıyla birlikte biraz uzun dönemli bir değerlendirme yapınca şu gerçek bir kez ortaya çıktı:
“Vatandaş ne yapacağını biliyor ve kendisine söylenenlere hı, hı, diyerek başını sallıyor ama sonuçta yine bildiğinden, doğru olduğuna inandığından şaşmıyor ve zaman içinde doğru yaptığını da görüyor.”
Ne deniyor vatandaşa:
“Türk parasına geçin, gelin altınınızı ekonomiye kazandırın vs. vs.”
Dedim ya, vatandaş söylenenleri dinliyor, o kadar.
Sonra gidiyor bildiğini yapıyor ve haklı da çıkıyor.
On yılda ne olmuş?
Finansal yatırım araçlarının enflasyondan arındırılmış on yıllık reel getirisine baktım. Bu verileri hesaplayan TÜİK, ben on yıllık verileri bir araya getirdim.
Şimdi muhtemelen “TÜİK’in enflasyon verisine güvenilir mi ki o veriye göre reel hesaplama yapılabilsin” denilecektir; artık bu tartışmaya girmek istemiyorum. Elde daha iyi bir veri seti varsa, bunu diyen o veriyi getirsin onu kullanayım.
Gelelim bu on yıllık dönemde ne olduğuna...
2015 yılından 2024 sonuna kadar geçen sürede başlıca finansal yatırım araçları içinde reel olarak kaybettirenler tahmin edileceği gibi Türk Lirası cinsi tasarrufa dayalı olanlar. Elbette Borsa da Türk parası cinsi bir yatırım alanı ama orada getiri hesabı çok başka.
Bu on yıllık dönemde reel olarak en çok kazandıran yatırım aracı yüzde 198 ile altın olmuş. Hani hep “Ekonomiye kazandıralım, yastık altında ölü yatırım olarak durmasın” diye vatandaştan talep edilen altın! Kaç kez yazılıp çizildi, vatandaş dar günü için sakladığı altınını getirip vermez! Hele hele Anadolu kadını kolundaki bileziğini çıkarıp hiç kimseye vermez! O bilezik hem takı, hem güvence...
Ara ara depreşiyor işte bu söylem:
“Getirin altınlarınızı ekonomiye kazandırın.”
Kimsenin altın getireceği beklenmediği halde rutine bağlanmış bir söylemden öteye gitmiyor zaten bu yöndeki açıklamalar.
Dolar, Borsa ve euro...
Reel getiride altını dolar, Borsa ve euro izliyor.
2015-2024 döneminde doların reel artışı yüzde 54, hisse senetlerinin getirisi yüzde 31, euronun artışı ise yüzde 25 düzeyinde gerçekleşmiş.
Mevduat ve DİBS’te zarar
Parasını TL mevduata yatıranlar bu on yıllık dönemde yüzde 54, devlet iç borçlanma senedine yatıranlar ise yüzde 75 zarara uğramış.
Bu on yılda mevduat yalnızca iki yıl reel getiri sağlamış; 2016 ve 2019’da. Diğer tüm yıllarda zarar söz konusu.
İç borçlanma senedi alanlar bu on yılın dört yılını enflasyonun üstünde getiriyle kapatmış ancak diğer yıllardaki zarar öylesine büyük ki on yıl toplamındaki kayıp dörtte üçü bulmuş.
Zaten devlet iç borçlanma senedinde yalnızca geçen yıl oluşan zarar yüzde 40’la rekor kırmış.
Bu tabloyla alışkanlık nasıl değişsin!
İşte hangi alana yatırım yapılarak para kazanıldığı, hangi tercihle zarar edildiği somut olarak ortada.
Türk parası cinsinden tasarruf eden, daha önce kullandığım bir ifadeyle “itinayla cezalandırılıyor”!
Bir dönem çok kullanılan bir ifade vardı; “Dövize dokunanın eli yanar” deniliyordu. Belli yıllarda bir miktar kayıp ortaya çıkmış çıkmasına ama döviz, uzun dönemli bakıldığında dokunanın elini pek de yakmışa benzemiyor.
Sonuçta vatandaş işini biliyor, ne yapması gerektiğini herkesten iyi görüyor.