İşsizlikteki artış durdu, öyle mi!

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ

İşsizlik temmuz, ağustos ve eylül aylarında neredeyse yatay seyretti, hatta eylülde ağustosa göre sürpriz sayılabilecek bir gerileme gösterdi ya, sanırsınız ki bu sorunu tümden geride bıraktık ya da bırakmak üzereyiz.

Yatay dediğimiz işsizlik oranları da yüzde 13.9, yüzde 14 ve yüzde 13.8. Geçen yıllarla kıyaslandığında zaten rekor oranlara sahibiz.

Eğer ağaçlara bakmakla yetinir ve ormanı gözden kaçırmayı umursamazsanız sorun yok tabii ki. “İşsizlik sorunu geride bırakılıyor" diyebilirsiniz.

Ama acaba durum gerçekten öyle mi; işsizlik sorunu hafifliyor mu, birkaç ay öncesiyle kıyaslama yapmak yeter mi, yoksa daha geniş bir bakış açısıyla mı değerlendirme yapmalıyız...

Son altı yılın eylül ayları itibarıyla olan detaylı istihdam verilerine baktık. İşgücüne, istihdama, işsiz sayısına ve işsizlik oranına...

Son birkaç ay için o da zorlama bir şekilde iyiye gidiyormuş gibi yorumlanan tablonun gerçekte hiç de öyle olmadığını gördük.

1.250.000 üniversiteli işsiz

Türk eğitim sisteminin Cumhuriyet dönemi boyunca çözemediği temel bir sorun var. Biz çocuklarımıza yabancı dil öğretemiyoruz. Elli yıl önce de böyleydi bu durum, yirmi yıl önce de, şimdi de böyle.

İkinci sorunumuz son on-on beş yılda belirdi ya da iyice pekişti. Eğitim düzeyini yükseltmeyi, bunun için üniversite üstüne üniversite açmayı, hiç ihtiyaç duyulmayacak bölümlere binlerce öğrenci almayı başarı saydık; ama sonra olacakları düşünmedik. Aslında belki daha doğrusu düşündük de umursamadık.

Üniversite mezunu işsiz ordusu yarattık...

Sayıları her geçen gün arttı bu işsizlerin...

Gencecik insanlar umutlarını tüketti, ailelerinin yüzüne bakamaz hale geldi...

TÜİK’in işsizlikle ilgili yeni seri verileri 2014 yılından başlıyor. Biz de tablomuzu buna göre oluşturduk.

Bakın 2014 yılının eylül ayında üniversite mezunu işsiz sayısı 769 bin kişiydi. 2015 yılında sayı pek değişmedi ve 789 bin oldu.

2016’da belirgin bir hızlanma yaşandı. Söz konusu yılın eylülündeki işsiz sayısı milyon sınırına dayandı, 993 bine çıktı.

2017’de milyon sınırı aşıldı; asıl hızlanma ise bu yıl yaşandı.

Geçen yıl eylülde 1 milyon 90 bin olan üniversite mezunu işsiz sayısı bu yıl tam 1 milyon 250 bin kişi olarak gerçekleşti. Nasıl vahim bir tablo var karşımızda bakar mısınız; üniversite mezunu işsiz sayısı bir yılda tam 160 bin kişi artmış...

Üniversite mezunu iş gücü yaklaşık 8.5 milyon, istihdam edilenlerin sayısı 7.2 milyon, işsiz de 1.3 milyon.

Eylül ayındaki 1 milyon 250 bin üniversiteli işsizin 535 bini erkek, 715 bini kadın.

Üniversite mezunlarında işsizlik oranı yüzde 14.8 düzeyinde. İşsizlik oranı erkeklerde yüzde 10.7, kadınlarda ise yüzde 20.6.

TÜİK verilerine göre eylül ayı itibarıyla toplam işsiz sayısı yaklaşık 4.6 milyon kişi. Buna göre her 100 işsizin 27’si üniversite mezunu.

Eylüldeki duruma göre en fazla işsiz 2.1 milyonla lise altı eğitimlilerde. Lise mezunu 544 bin, mesleki ve teknik lise mezunu 552 bin kişi iş arıyor. Okuryazar olmayan işsiz sayısı da 75 bin düzeyinde bulunuyor.

Okuyan işsiz kalıyor!

İnsanlar çok doğal olarak eğitim düzeylerindeki artışa paralel olarak iş gücüne katılmak istiyor. Yani okuyan çalışmak istiyor. Biraz da daha çok eğitim görmenin amacı daha iyi iş bulmak, daha refah içinde yaşamak değil mi. Ama bu istek karşılık bulmuyor işte...

En düşük işsizlik oranı okuryazar olmayanlarda. Ancak zaten okuryazar olmayanlar çalışmayı pek istemiyor ki. Bu durumdakilerde iş gücüne katılma oranı yalnızca yüzde 18.3 düzeyinde.

Lise altı eğitimlilerin yaklaşık yarısı, yüzde 49.3’ü iş gücüne katılıyor, bu gruptakilerin işsizlik oranı yüzde 13.

Lise eğitimlilerde iş gücüne katılma oranı yüzde 53.4’e çıkıyor ve bu durum hemen işsizlik oranına yansıyor. Lise mezunu olanlarda işsizlik oranı yüzde 15.8. Bu oran eğitim durumuna göre yapılan sıralamada gözlenen en yüksek oran. Lise mezunlarına neredeyse hiç beceri kazandıramıyoruz, üstelik bunların yalnızca yüzde 53.4’ü çalışmak istiyor, buna rağmen işsizlik oranı yüzde 15.8’i buluyor.

Mesleki ve teknik lise mezunlarında çalışma isteği daha fazla, yüzde 65.2. Bu eğitim grubunda bulunanlarda da işsizlik yüzde 15.2’ye ulaşıyor. Meslek liseleri teşvik edilecek ve ara eleman ihtiyacı buradan karşılanacaktı, amaç buydu. Ne oldu, bu okulları bitirenler de işsiz...

Çalışmak isteyen oranı en yüksek üniversite mezunlarında, ki bu da çok doğal. Üniversite mezunlarında iş gücüne katılma oranı yüzde 79 düzeyinde. Bu gruptakilerin işsizlik oranlarına ilişkin verileri giriş yazımızda detaylı olarak aktardık, tekrara gerek yok.

Türkiye hızla “okuttuğunu, eğittiğini işsiz bırakan” bir ülke haline geldi. Sahi biz kaynaklarımızı böylesine heba edecek kadar zengin bir ülke miyiz?

Tüm yazılarını göster