İşsizlik sigortası primi artışı istihdamı olumsuz etkiler

Resul KURT İŞ HUKUKU VE SOSYAL GÜVENLİK

Ülkemizde gündem sürekli ve hızlı bir şekilde değişiyor. Henüz pandemi ve COVID- 19’un işletmeler üzerindeki olumsuz etkilerinin yükünü atlatamamışken gündeme kıdem tazminatı değişiklikleri ile işsizlik sigortası primlerinin iki katına arttırılması geldi.

Mevcut uygulamada işsizlik sigortası primi, sigortalının prime esas aylık brüt kazançlarının %1 sigortalı, %2 işveren ve %1 Devlet payından oluşmaktadır. Bu değişikliğin gerçekleşmesi durumunda işsizlik sigortası işveren payının yüzde 2’den yüzde 4’e çıkarılmış olacak.

Önceki gün gazeteniz DÜNYA’da konuya ilişkin görüşlerini de paylaşan iş dünyası temsilcilerinin de belirttiği üzere, salgın günlerinde iş hayatının tüm kesimleri ile dayanışma içinde olduklarını ancak bu kararın işletmelerde sıkıntı yaratacak. İşçi Sendikaları Türk-İş, Hak-İş ve DİSK ile iş dünyasını temsilen TOBB ve TİSK görüşlerini önceki gün Cumhurbaşkanımızla paylaştı.

Hali hazırda yaklaşık 127 milyar TL tutarında çok büyük bir birikimin olduğu dikkate alındığında işsizlik sigortası priminin iki kat arttırılmasının ne kadar gereksiz olduğu da açıkça görülecektir. İstihdam ve üretimin bıçak sırtında devam ettiği bir dönemde, işçilerinin ücretlerini ödemekte ve istihdamını korumakta dahi zorlanan iş dünyasının bu dönemde ciddi darbe alacağını görüyoruz. Bu istihdam ve maliyet artışı aynı zamanda enflasyonla mücadele hedefini de sekteye uğratacak. İş dünyası temsilcileri her konuda olduğu gibi, bu konudaki hatalı taslağın çözümü için de Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’dan destek bekliyor.

★ ★ ★

Ar-Ge teşviklerinde sorun var!

Ar-Ge ve İnovatif çalışmaları ile hem ekonomik kalkınmaya ciddi katkı sağlanabiliyor, hem de bir yandan ithalat azalırken öbür yandan nitelikli istihdam artıyor. Bunda elbette Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın Ar-Ge ve inovatif çalışmalarına yönelik desteklerinin etkisi var.

5746 sayılı Araştırma, Geliştirme ve Tasarım Faaliyetlerin Desteklenmesi Hakkında Kanun ve ilgili yönetmelikler çerçevesinde, Ar-Ge Merkezi olarak faaliyet gösteren şirketlerin, kendilerine tanınan muafiyetlerden ve teşviklerden yararlanabilmesi için Ar-Ge faaliyetlerini bu alanlar içerisinde fiziki olarak gerçekleştirmeleri zorunludur.

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın, COVID-19 salgın risk nedeniyle aldığı tedbirler kapsamında, üç aylık (Mart, Nisan Mayıs 2020) dönemde bu zorunluluk askıya alınarak, Ar-Ge merkezlerine tüm Ar-Ge personelini kapsayacak şekilde uzaktan çalışma imkanı sağlanmıştır. Bu sayede Ar-Ge merkezleri, Ar-Ge faaliyetlerini uzaktan sürdürmüş, yararlandıkları muafiyetlerde ve teşviklerde herhangi bir kayıp yaşamamıştır.

Ülkemizdeki “Yeni Normalleşme” adımlarıyla birlikte, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı uzaktan çalışma ile ilgili 01 Haziran-30 Haziran tarihlerini kapsayacak şekilde yeni bir duyuru yayınlamıştır. Bu duyuru ile Ar-Ge merkezlerine, çalışan personel sayısının %50’sini geçmemek veya bildirime tabi personele isabet eden toplam çalışma süresinin, tüm personelin toplam çalışma süresinin %50’sini aşmamak şartıyla uzaktan çalışma izni getirilmiştir. Bu şart ile, çalışmalarını halen uzaktan sürdüren Ar-Ge merkezlerinin, toplam personel sayılarının/çalışma sürelerinin sadece yarısını muafiyet ve teşvik kapsamına dahil edebileceğinden maddi kayıplar yaşayabilecektir.

Kanun kapsamında Ar-Ge merkezleri minimum 15 tam zaman eşdeğeri tutturmak zorunda olduğundan, personel sayısı 30'dan az olan Ar-Ge merkezleri maddi kayıpların yanı sıra 15 tam zaman eşdeğerin yakalanması konusunda da sorun yaşayabilecektir. Maddi kayıpların yanı sıra, hangi personelin yüzde kaçlık Ar-Ge eforunun kapsama dahil edileceği ile ilgili yapılacak çalışmalar, personelin Ar-Ge çalışmalarının tamamının göz önünde bulundurulmamasına neden olabilecek, motivasyon kaybına yol açabilecektir.

30 Haziran sonrası için Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'ndan konuyla ilgili Ar-Ge merkezlerine henüz bir bilgilendirme yapılmamıştır. Ancak, 1 Temmuz itibariyle uzaktan çalışma imkanının tamamen kaldırılması ya da %50 oranın azaltılması, Ar-Ge merkezlerinin minimum tam zaman eşdeğeri tutturmada sorunlara neden olabilecek ve bu sebeple sahip oldukları Ar-Ge Merkezi belgesinin şartlarını yerine getirememiş olacakladır. Ek olarak, yararlandıkları muafiyet ve teşvik tutarlarını yine Ar-Ge Merkezi’ne yatırım amaçlı (yeni personel istihdamı, personel ödül ve teşvik sistematiği oluşturulması, akademik danışmanlık alımı, yeni proje işbirlikleri vb.) kullanan kurumlar, Ar-Ge Merkezi’ni sürdürme ve kendini geliştirme adımlarını öteleyecek belki de durdurmak zorunda kalacaktır.

Tüm yazılarını göster