7 Ekim 2023 tarihinde Hamas'ın İsrail’e yaptığı başlattığı saldırı üzerine İsrail’in Gazze’ye yağdırdığı bombalar ve yapılan silahlı saldırılar, “mütekabiliyet” ile tanımlanacak boyutları fersah fersah geçmiş durumda. Acımasızca on binlerce çocuk ve kadını öldüren Netanyahu hükümetinin saldırıları, uluslararası kamuoyunun vicdanında çoktan “soykırım” olarak tanımlanıp yerini aldı.
Türkiye önceleri siyasi demeçlerle her platformda İsrail’i yererek, Gazze’yi nüfusunu yok edip işgal etmekle suçladı. Bölgeye sevk edilen insani yardımların ihtiyaç sahiplerine ulaşmasında karşılaşılan güçlükler de eleştirilerin odağında yer aldı.
Ateşkes görüşmelerinden de bir sonuç çıkmayınca, Türkiye 9 Nisan 2024 tarihinde İsrail’e karşı ticari ambargo başlattı. Ticaret Bakanlığı’nın web sayfasında yayımlanan bir bildiri ile Türkiye 9 Nisan 2024’ten itibaren bazı ürünlerin İsrail’e ihracatını kısıtlama kararı aldı. Ticaret Bakanlığı, İsrail Gazze’de derhal ateşkes ilan edene ve yeterli miktarda, kesintisiz yardıma izin verinceye kadar belirlenen kısıtlamaların yürürlükte kalacağını açıkladı.
İsrail’e ihracatı kısıtlanan ürün grupları arasında alüminyum ürünleri, bakır ürünleri, demir ve çelik ürünleri, çimento, granit, fayans, tuğla, elektrik kablo ve panoları, fiberoptik kablolar, boyalar, ekskavatörler, forkliftler, inşaat makinaları gibi 54 kalem eşyanın yer aldığı ve toplam 1119 Gümrük Tarife ve İstatistik Pozisyonu’nda sıralanan eşya yer alıyordu.
Ancak taraflar arasında ateşkes bir türlü sağlanamadı. Bunun üzerine, 2 Mayıs tarihinde Ticaret Bakanlığı bir açıklama yaparak, İsrail’le ticaretin tüm ürünleri kapsayacak şekilde durdurulmasına karar verildiğini bildirdi. Açıklamada, “Bu itibarla, devlet düzeyinde alınan tedbirlerin ikinci aşamasına geçilmiş, İsrail’le ilgili ihracat ve ithalat işlemleri tüm ürünleri kapsayacak şekilde durdurulmuştur. İsrail Hükümeti Gazze’ye kesintisiz ve yeterli miktarlarda insani yardım akışına izin verinceye kadar Türkiye söz konusu yeni tedbirleri kesin ve kararlı bir şekilde uygulayacaktır.” denildi.
Ancak, gerek Babülmendep Boğazı’nda Husi saldırılarının başlamasından sonra Süveyş Kanalı’nın kullanılamaz hale gelmesi gerekse ani olarak başlatılan İsrail ambargosu bazı sanayicilerimizi hazırlıksız yakalamıştı. İsrail’le olan iş bağlantıları nedeniyle Ticaret Bakanlığı’ndan Dahilde İşleme İzin Belgesi (DİİB), hariçte işleme izin belgesi, vergi-resim-harç istisnası belgelerine konu işlemlerde aksamalar yaşanmış ve girişimcilerimiz taahhütlerini belgelerinde belirtilen süreler içinde tamamlayamaz duruma düşmüşlerdi.
Bu yöndeki şikayetlerin artması üzerine, İhracat Genel Müdürlüğü anılan belge sahiplerine gerçekleştirilemeyen ihracatın esasen İsrail’e yapılacak iken yapılamadığının akreditif, proforma fatura, ticari sözleme gibi belgelerle, yüklerin Süveyş’ten geçemediğinin ise konşimento veya ihracatçı ile lojistik firması arasındaki sözleşme veya yazı ile kanıtlanması halinde, anılan belgelerle ilgili olarak üç ayı geçmemek üzere belge süresinin yarısı kadar ek süre verilmesi yönünde Bakan onayı alındığını; bu kapsamdaki müracaatların değerlendirileceğini 06.05.2024 tarihli 96520803 tasarruflu yazısıyla duyurdu.
Bunu duyan İsrail Dışişleri Bakanı Israel Katz, 9 Mayıs tarihinde sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Türkiye’nin İsrail’e karşı başlattığı ticaret kısıtlamalarının çoğunu geri çektiği ve iptal ettiği yönünde bir paylaşımda bulundu.
10 Mayıs’ta da Ticaret Bakanı Ömer Bolat, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, İsrail Dışişleri Bakanı Katz'ın açıklamalarının "kesinlikle hayal ürünü" olduğunu, gerçekle hiçbir ilgisi bulunmadığını bildirdi. İsrail ile ticaret konusunda hükümet olarak aldıkları kararın arkasında olduklarını belirten Bolat, şunları kaydetti: "Bu karar geçerliliğini korumaktadır. İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarının durdurulması, kalıcı ateşkesin sağlanması ve Gazze'deki Filistinli kardeşlerimize yönelik insani yardımların kesintisiz olarak ulaştırılması konusundaki şartlarımız sağlanıncaya kadar İsrail ile ticaretin durdurulması kararımız yürürlüktedir."
Öncelikle uzman olmayanların da anlayacağı şekilde, Ticaret Bakanlığı’nın 06.05.2024 tarihli yazısıyla getirilen düzenlemeye değinmekte yarar var. Gerek Dahilde İşleme İzin Belgeleri gerek hariçte işleme izin belgeleri gerekse vergi-resim-harç istisnası belgeleri alınırken, anılan belgelerle sağlanan kolaylıklardan sadece bir ülkeye yapılacak ihracatta yararlanılacağı yönünde bir taahhütte bulunulmaz. Önemli olan bu kolaylıklardan yararlanarak Türkiye’nin ihracatının arttırılmasıdır. Ancak, girişimciler bir ülke veya ülke grubu ile yaptıkları ticari anlaşmalarla üstlendikleri ihracat teslimlerini gerçekleştirmek için anılan belgelere ihtiyaç duyarlar. Doğal olarak, İsrail’deki bir alıcıyla bu tür bir ilişki kurmuş olan girişimci ambargo başlayınca Ticaret Bakanlığı’na karşı olan taahhüdünü yerine getiremeyeceğinden, cezai yaptırımlarla karşı karşıya kalacaktır. Öyleyle yapılacak olan dahilde işleme, hariçte işleme ve vergi-resim-harç istisnası belgelerine ek süre temin ederek, üretilen ürünler için diğer ülkelerde yeni pazar bulabilmek olacaktır. Getirilen düzenleme bununla sınırlıdır.
Anılan düzenlemenin bununla sınırlı olmasına karşın, İsrail Hükümeti’nin bu kararın üzerine balıklama atlaması, uluslararası platformlarda ve kendi kamuoyu nezdinde ne kadar zor duruma düşmüş olduklarının bir göstergesidir.
Öte yandan, Resmi Gazete’de yayımlanan bir Cumhurbaşkanı Kararı veya Ticaret Bakanlığı tebliği ile yürürlüğe sokularak, bu yöndeki iradenin Dünya Ticaret Örgütü’ne bildirilmesi gerekirken, İsrail Ambargo kararının bir bildiri yayımlanarak yürürlüğe sokulmasının, bu konuda oluşan spekülasyonların yapılmasına ortam hazırladığı gerçeği de göz ardı edilmemelidir.