Beyt’ül Mal”dan “devlet malı deniz…” anlayışına savrulma şimdilerde “itibarda tasarruf olmaz” şeklinde ortaya çıkmış durumda. Oysa İmam-ı Azam, “İsraf etmede hayır; hayırda israf olmaz” demiş.
Önceki hükümetler döneminin en yaygın örneklerinden birisi çıkarılan tasarruf genelgeleri idi. Yıllık bütçeler uygulama konulurken hemen arkasından ritüel olarak tasarruf genelgelerinin yayımlanması gelirdi. Taşıt, ulaşım, haberleşme, kırtasiye gibi harcamalar için mutlaka çeşitli kısıtlar getirilirdi. Bazen öylesine sıkı uygulanırdı ki kamu hizmetinde ciddi aksama yaşanırdı.
Ancak Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) hükümetleri döneminde, 2007 ve 2009 sonrası sadece 2021 yılında 7 sayfalık bir Cumhurbaşkanlığı Tasarruf Genelgesinin çıkarıldığını gözlemliyoruz. Genelgede, Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanlığı ile Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Sekreterliği kapsam dışı tutuluyor.
Dolayısıyla “Balık baştan kokar” misali Ankara adeta israfın başkenti durumuna gelmiş gibi. Gerçekten de Ankara tam bir israf yuvası. Ankara’daki kamu binalarına, içlerine, çalışan sayılarına, araç parklarına bir bakın.
Dilerseniz konu Hükümetin gündeminde iken israfın başkenti Ankara’dan bazı çarpıcı kesitleri sıralayalım.
- Koruma ordusu gerçeği!
Bu gerçek galiba Türkiye’ye özgü… Başta gelişmiş demokratik ülkeler olmak üzere, ülkelerin hemen çoğunda böyle bir uygulama yok. ABD, İsrail, Rusya gibi ülkeler dışında böylesine yoğun koruma ekip ya da ordularına sahip olmak söz konusu değil. Koruma ile gezen, koruma ordusu kullanan, koruma sayesinde statü ve kimlik kazanan, hatta görevinin sona ermiş olmasına rağmen uygulamayı sürdüren ve emniyet teşkilatı tarafından göz ardı edilen özellikle siyasiler çok fazla. Malum Cumhurbaşkanının koruma ordusu basında çok tartışılıyor. Aslında her şeyden önce İçişleri Bakanlığının koruma ile ilgili mevzuatı bu konuyu adeta teşvik ediyor. Mevzuat gözden geçirilip daraltılmalı.
- Araç tahsisi vazgeçilmezliği
Ankara’da ağırlıklı olan bir başka önemli husus da siyasi ve bürokratik kadrolara tahsis edilen araçlar. Gerçekten de başta yasama, yürütme ve yargı erkinde yer alan tüm birimlerin başındaki üst yönetim için araç(lar) tahsisi bir vazgeçilmez. Resmi ve sivil plakalı, üstelik çakarlı ve çakarsız birden fazla makam aracı gerçeği. Yetmezmiş gibi bir de görev araçları. Çok sık çıkan taşıt kullanım genelgeleri dışında tutulan ve asıl israfın kaynağı olan makam araçları.
- Bakanlar göz önünde ama asıl saltanat bakan yardımcılarında…
Gerçekten bakanlar göz önünde ama asıl saltanat da bakan yardımcılarında. Eski yapılanmaya göre statüleri Müsteşar Yardımcısı’na denk gelen her bakanlıktaki en az 4 bakan yardımcısının tarifsiz sayıda eskort ve makam aracı ile koruma ordusu gizlenen bir gerçek. Cumhurbaşkanı veya İçişleri Bakanlığı bu konuya bir baksa çok iyi olur.
- Yurt dışı seyahat furyası
Özellikle Ankara bürokrasisinin önemli israf konularından birisi de yurt dışı seyahat harcamaları. Çeşitli uluslararası konferans, kongre ve toplantılar dışında düzeyi belirsiz veya düşük düzeyli toplantılar için yapılan seyahatler. Önemli bir kısmı da üst yönetimin kesinlikle gitmemesi gereken toplantılar. Üstelik bir kelime yabancı dil bilmeden yanına tercümanlar alınarak gidilen toplantılar.
- Milletvekillerine sağlanan kıyak emeklilik ve aile boyu tüm sağlık harcamaları
Türkiye’de milletvekili olmanın dayanılmaz cazibelerinin başında, iki yıldan sonra hak edilen kıyak emeklilik ile tüm aileye ömür boyu sağlanan her türlü sağlık harcamaları geliyor. Pasaport ayrıcalığı da cabası.
- Milletvekillerine verilen danışman ordusu:
Siyasilerin danışmanının olması doğru ve mutlaka gerekli. Ancak Türkiye’deki danışmanlar daha çok akraba ve hemşeri konumunda oluyor. Açıkçası memleketinden gelmiş ve danışılacak değil, danışacak durumda insanlar profili öne çıkıyor.
- Görkemli ve büyük ölçekli kamu binaları ve aydınlatmaları:
Ankara’nın görüntüsünde dikkat çeken ve son yıllarda giderek sembolleşen kamu binaları gerçeği de bir başka israf konusu. 20-30 kata ulaşan yükseklikleriyle çatılarında yer alan ışıklı kurum isimleriyle heybetli binalar. 6 milyona ulaşan nüfusuyla Ankara’nın birbirinden uzak ve konum olarak kavşaklar veya merkezler yerine bulvarlar üzerine konuşlandırılmış kamu binaları. Açıkçası Bakanlık sayıları azaltıldı gibi gösterildi ama diğer yeni kamu kuruluşları kurularak hizmet binalarına ihtiyaç yaratıldı. Öte yandan Ankara’nın gecelerini adeta ışıklı neonlar aydınlatıyor. Adeta Paris’in Champ Elysse’si ve New York’un Brodway’i gibi. Bu israfa son verilmeli.
- Gökdelen niteliğindeki kiralık kamu binaları:
Gerçekten de pek çok bakanlık, özel bütçeli kuruluş, başkanlık ve kamu kuruluşları kiralık binalarda konuşlanmış durumda. Örneğin Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Yurt dışı Türkler ve Akraba Toplulukları Başkanlığı, TİKA, KOSGEB ve benzeri mahkeme binaları. Elbette Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı devasa binası ve daha niceleri.
Ankara’nın dışında Türkiye’nin de israf örnekleri var. Umarım israfı önlemede adımlar atılır.