İsmini gizleyen vergi şampiyonlarına kızmayın!

Nevzat SAYGILIOĞLU EKO ANKARA

Geçtiğimiz hafta sonuna doğru 2019 yılı gelir ve kurumlar vergisi şampiyonlarının isimleri basına yansıdı. Konu yine saman alevi gibi parladı ve kayboldu gitti.

Aslında yazının başlığını şöyle atmak istemiştim: “Mahcup vergi şampiyonları mı? Arsız Vergi Gizleyenler mi?...”

Türkiye’nin 2019 yılında ilk 100’e giren gelir vergisi şampiyonlarının 67 tanesi ve kurumlar vergisi şampiyonlarının da 20 tanesi isimlerinin yayımlanmamasını istememiş.

Özellikle gelir vergisi şampiyonlarının isimlerini gizleme konusunda giderek ürkek davrandıkları görülüyor. Dilerseniz son yirmi yılda ismini gizleyenlerin sayısına bir bakalım.

Yılı                  Mükellef sayısı

2000                           15

2005                           28

2010                            24

2012                            35

2015                            51

2018                            58

2019                            67

Bu vesileyle birkaç dikkat çeken hususun altını çizelim.

Her şeyden önce unutulan ve özellikle de konuşulmak istenmeyen vergi konusunun gündeme gelmiş olması iyi bir şey. Zira deyim yerinde ise reklamın iyisi kötüsü yok. Keşke konu biraz tartışılsa…

Ancak; bu teknoloji çağında şampiyonların isimlerinin geciktirilerek yayımlanması biraz düşündürücü. Açıkçası daha çabuk yayımlanmalı.

Öte yandan 2013 yılından beri yayımlanmayan Türkiye gelir vergisi beyan özetinin mutlaka yayımlanması yoluna gidilmeli.

Bu arada ismini gizleyenleri şöyle de değerlendirmek lazım. Şampiyon mükelleflerin; aile bireylerinden, yakınlarından, çalışanlarından, düşmanlarından korkusu olabilir. Bir şekilde pek çok külfetin ve hatta riskin hedefi haline gelebilir. Yani yadırgamamalı.

İhracatçılarda olduğu gibi bunlara da yeşil pasaport verilmesi düşünülebilir.

Şimdi gelelim işin asıl düşündürücü tarafına…

Gelir vergisi rakamlarına ve bunun için de beyanname verenlerle mükellef sayılarına devletin resmi kayıtlarına bakarak kısaca bir göz atalım.

Mükellef sayıları (2020 sonu itibariyle):

- Faal gelir vergisi mükellef sayısı 2 milyon 86 bin

- Gelir vergisi stopajı veren sorumlu sayısı 3 milyon 239 bin

- Kira (gmsi) beyanı yapanların sayısı 2 milyon 56 bin

- Basit usule tabi mükellef sayısı 809 bin

 

Yukarıdaki rakamların ve kısa tablonun özeti veya yorumu şu:

- Türkiye’nin nüfusunun sadece yüzde 2.5 kısmı faal olarak gelir vergisi beyannamesi veriyor.

- Bu beyanname verenlerin ezici çoğunluğu da kira geliri beyan edenlere ait.

- Toplam vergi gelirlerinin yüzde 19’unu gelir vergisi oluşturuyor.

- Gelir vergisi tahsilatının yüzde 92’si stopaj (vergi kesintisi) yoluyla alınıyor,

- Beyanname veren gelir vergisi mükelleflerinin vergisi, toplam gelir vergisinin yüzde 6’sı kadar görünüyor.

Ancak; basına yansıyan bilgilere göre, Türkiye genelinde 2019 vergilendirme dönemi için 3 milyon 475 bin mükellef tarafından yıllık gelir vergisi beyannamesi verilmiş. Yıllık gelir vergisi beyannameleri ile 99 milyar 579 milyon 102 bin lira matrah beyan edilmiş ve bu tutar üzerinden 27 milyar 791 milyon lira gelir vergisi tahakkuk ettirilmiş.

Bu bilgilere göre beyanname verenlerin yıllık ortalama gelir vergisi 8 bin lira kadar.

Yukarıdaki rakamlara göre durum daha da vahim.

İşin özü: beyanname verenlerin adeta yok olduğu, verenlerin de ağırlığını kira geliri beyanlarının oluşturduğu koşullarda; vergi şampiyonları çıkmış ya da çıkmamış, ismini gizlemiş ya da gizlememiş, artık önemli olmuyor. Zira tablonun kendisi bozuk!

Tüm yazılarını göster