Mustafa Servet Daltaban
Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeler (KOBİ), ekonomik büyümenin temel aracı olarak kabul edilmekle birlikte, sürekli finansman zorluklarıyla karşı karşıya kalmaktadır. KOBİ'ler, gelişmekte olan ülkelerde istihdam yaratmak, zenginlik yaratmak ve kırsal bölgelerdeki yoksulluğu azaltmak için önemli bir kaynaktır. Finansmana erişimleri, bu sektörün genişlemesinin anahtarıdır.
Pandemiden sonra küçük işletmeler finansmana erişimde büyük sıkıntılar yaşıyor. Esnaf ve zanaatârlar için hükümet tarafından bazı destekler açıklandı. Bilindiği üzere Esnaf Kredi Kooperatif’lerinin kredi üst limiti de güncellenerek 500 bin TL seviyesine çıkarıldı. Esnaf ve Zanaatkârlarımız bu düşük faizli krediden faydalanırken Ticaret ve Sanayi Odalarına kayıtlı imalatçı, tacir ve tüccarlar bu krediden faydalanamıyor.
Bu durum esasen kabullenilebilir gibi dururken, esnaf ve zanaatkâr için aylar önce yeni bir paket daha açıklandı. Esnafa, sıfır ticari araç ve iş yeri alımlarında Halk Bankası aracılığı ile 1.5 milyon TL faizsiz kredi desteği başladı. Bu destekten yine Ticaret ve Sanayi Odası üyeleri, imalatçı, tacir, tüccar, KOBİ’ler muaf tutuldu.
Esasen bu destek birçok işlemenin yarasına merhem olacak, gücünü, dinamizmini, etkinliğini arttıracak bir destek paketiydi. Çünkü piyasada ticari araç ihtiyacı olan birçok tüccar, nakliyeci, küçük sanayici, imalatçı, pazarlamacı, madenci, betoncu, turizmci, ormancı gibi küçük işletmeler bulunuyor. Bu firmaların birçoğu bu desteği istemesine rağmen faydalanamadı.
Yani bu kredi, Ticaret ve Sanayi Odası üyelerine, KOBİ’lere yok; esnafa, yani terziye, berbere, büfeciye, çay ocağına, tavuk dönerciye var. Bu işte bir mantıksızlık, yanlışlık yok mu?
Türkiye’deki girişimlerim %98’ini ve istihdamın %72’sini sağlayan KOBİ’ler; gelişim sağlayacak, girişim ve yatırım yapacak en potansiyelli grup olarak öne çıkmaktadır. Ancak finansmana erişimde şu an en çok zorluk yaşayan grup, bu küçük işletmelerdir. Özellikle bu grup, ihracatın artırılmasında da önemli rol almaktadır.
Bankaların seçici ve iştahsız kredi kullandırma dönemine girmesi, işletmelerin finansmana erişimini daha da güçleştirdi. KOSGEB, İŞKUR gibi kurumlardan bu dönem faydalanamayan işletmeler, adeta duraklama ve bekleme dönemine girmiş durumda. Artan fiyatlar ve peşin alımlar nedeniyle sermaye artımına gitmek zorunda kalan birçok işletme, birikimlerini ve sermayesini bu alana kanalize etmiş, tüketmiş durumda.
Aralık ayı içerisinde KOBİ’lere yönelik yeni bir Kredi Garanti Fonu (KGF) paketi açıklanmasını bekliyoruz. İşletmelerin tek umudu KGF kaldı. Yıl içerisinde yine KGF paketleri açıklanmıştı. Ancak bu krediye ulaşımda işletmeler büyük sıkıntı yaşadı. Yeni açıklanacak Kredi Garanti Fonu kredisine işletmelerin ulaşması çok önemli. Bu konuda yine hayal kırıklığı yaşamak istemiyoruz. KGF kredisini belli bir kesime, değil de piyasanın geneline ve küçük işletmelere verilmesi gerekmektedir. Nasılsa, Anadolu da küçük illere gelene kadar bu kredi bitiyor. Artık umutlara değil cebimize dokunacak destekleri bekliyoruz.
Küçük ölçekli işletmeler, en çok ekonomik destek ve kredi imkanı tanınması gereken ana gruptur. Tarımsal destekler ile aynı derece de stratejik önem taşımaktadır. Bu ülkenin girişimcisi iş ve katma değer üretme iç güdüsü ile imkanları kendi ve ülke menfaatleri adına etkin kullanacaktır.