Üniversite ve bölüm tercihleri bugün resmen başladı. Salı günkü yazıda iktisadi ve idari bilimler fakültelerindeki bölümlerden birini tercih etmeyi planlayanlara üniversitede işletme okumuş biri olarak bazı tavsiyeler de bulunmuştum. Bugün biraz daha detay olmakla beraber her yıl bu zamanlar binlerce öğrencinin kafasını karıştıran bir soruya odaklanalım. “İşletmeyi mi seçmeli? Yoksa ekonomiyi mi?”
Derler ki işletme okumak ekonomiye göre daha kolaydır. Olabilir. Ekonomi bilimdir; ekonometri, matematik, istatistik bilmeyi daha çok gerektirir. İşletme bilim midir? Değil. Peki, nedir? İnanın bilmiyorum. Dört yıl işletme okudum, üç yıl işletme yüksek lisans programına devam ettim, ama ne olduğunu hâlâ anlayabilmiş değilim. En aklıma yatanı, ODTÜ İşletme Bölümü’nde okurken hocamız Profesör Muhan Soysal’ın söylediğidir. Demişti ki: “İşletmede her şeyden biraz öğretilir. Öğrenci çok şeyi görür ancak hiçbirini derinliğine öğrenmez. Sonuçta çok farklı dallarda çalışabilecek joker mezunlar yetiştirir.”
Mezuniyetten 34 yıl sonra geriye dönüp bakınca “Muhan hoca haklıymış” diyorum. İşletme bölümünden mezun olup, Türkiye’nin önde gelen bir bankasında ekonomist olarak başladım. Aynı bankanın fon yönetimi bölümünde hazineci olarak çalıştım. Daha sonra dünyanın en büyük haber ajansına geçtim. Önce muhabir ve sonra yönetici olarak görev yaptım. Ardından bir televizyon kanalında yönetici olarak çalıştım, aynı zamanda programlar yaptım, gazetelerde makaleler yazdım. Halen FMCG sektöründe 10 ülkede faaliyet gösteren Türkiye’nin önde gelen dev bir firmasında görev yapıyorum. Kısacası, birçok işletme mezunu gibi bazıları okuduğum dal ile doğrudan ilgili olmayan çok farklı işler yaptım.
Bir zamanlar, özellikle 80’lerde, işletme bölümü daha popülerdi. Şimdi nasıl bilmiyorum ama daha çok talep edildiği için giriş puanı da daha yüksekti. İşletme disiplinler arası bir daldır. Farklı disiplinleri bir arada görürsünüz. Muhasebe, finans, yönetim ve pazarlama gibi alt bölümleri vardır. Öte yandan ekonomi ise bir bilimdir. “Grand rules” yani büyük kurallara odaklanır. Büyük resme bakar. İktisadi ve idari ilimler fakültelerindeki birçok bölümün atasıdır. Yüzeysel değil, daha derindir. Daha teoriktir ve daha matematikseldir. Özellikle akademik yönü güçlüdür. Ekonomi ya da iktisat her zaman daha köklü bir dal olmuştur. Mesela Nobel Komitesi bir “işletme ödülü” koymamıştır ama 1969 yılından bu yana her yıl “Nobel Ekonomi Ödülü” verilir.
Bana sorarsanız, eğer 4 yıllık lisans eğitimden sonra lisansüstü yapacak isteğiniz, haliniz ve de paranız varsa “Başka bir dal okuyup, işletmeyi sonraya, lisansüstüne bırakın” derim. Yok, eğer “Dört yılda bu üniversite eğitimini tamamlayıp, bir an önce bir işe girip para kazanmaya başlamak istiyorum” diyorsanız farklı. Akademisyen olup üniversitede kalmak isteyenler için ise ekonomi daha uygun bir seçim olabilir. Ancak bir önceki yazıda da dediğim gibi her ne okursanız okuyun bilin ki, diploma her şey değildir. Hatta sosyal bilimlerde hiçbir şeydir. Diploma olmadan doktor, mühendis, mimar ya da avukat olamazsınız ama ekonomi mezunu olmadan ekonomist, işletme mezunu olmadan işletmeci olabilirsiniz. Birçok mühendislik mezununun ekonomi ve işletme mezunlarıyla aynı işlere başvurduklarını da unutmayın. Dolayısıyla, üniversite mezunlarının iş bulmakta zorlandığı bir ortamda diplomaya dayalı bir gelecekten çok beceri, yetenek, donanım ve ilişkilere dayalı bir geleceğin sizi beklediğini hatırlayın.