İşletme gider yönetiminde neyi referans almalı?

Murat ÖZSOY Püf Noktası

Reel sektörde yer alan şirketlerin, özellikle KOBİ’lerin, 2023 yılı başından bu yana gündemlerinde yer alan sorunların başında iki tanesi var ki, üstesinden gelmekte bir hayli zorluk çekiyorlar. Bunlardan bir tanesi, aslında geçtiğimiz yıldan başlayarak bugüne kadar gelen, finansmana erişim sıkıntısı.  Diğeri ise özellikle bu yıl gelen zamlar sonucunda geçen seneye göre yüzde 100’ün üzerinde artan işletme giderleri. 

Finansmana erişim probleminin devam ettiği bu ortamda, giderlerdeki artışların ana kaynağı olarak finansman giderlerinden ziyade daha çok işçilik maliyetleri ve operasyonel giderleri şeklinde karşımıza çıkıyor. Kobiler, işletme giderlerindeki bu artışları mecburen nihai ürün ve hizmet satışlarına yansıtmak durumunda kalsalar da, ekonomideki sıkılaşma tedbirleri nedeniyle talep daralması yaşanan sektörlerde bu yansıtma giderlerde yaşanan artış kadar olamıyor. Böyle olunca da KOBİ’lerin karlılıklarında geçen seneye göre bariz gerilemeler söz konusu. Bu gerilemeler rakam olarak bakıldığında çok ön plana çıkmayabiliyor. Enflasyon nedeniyle artan satış ciroları, enflasyon muhasebesinin olmadığı bir ortamda enflasyondan arındırılmış reel durumu örtülüyor. Rakam olarak değil de oransal açıdan bakıldığında ise, işletme giderlerinde geçen senenin yüzde 100’ü üzerinde olan bu artış, KOBİ’lerin brüt kar oranı ve faaliyet kar oranı gibi rasyolarındaki bozulmalarda görülebiliyor. Dolayısıyla bir püf noktası olarak, KOBİ’lerin sadece mali verilerindeki rakamlara bakmakla yetinmeden, finansal rasyoları sıklıkla güncel olarak takip etmelerini öneriyorum. 

“Bu gider artışları sonucunda nasıl bir finansal yönetim yapmalı ve bu sorunun doğuracağı olumsuz durumların üstesinden nasıl gelmeli ?” şeklindeki soru da uzun süreden beri KOBİ’lerin gündemini meşgul ediyor. 

Normal şartlar altında olsaydık buradan giderlerde tasarruf edilmesi konularında birtakım tavsiyeler verebilirdim. Fakat içinde bulunduğumuz ekonomik ortam, birçok KOBİ için çok alışılagelmiş bir durum değil. Her şeyin maliyeti hem küresel hem de içerideki faktörler nedeniyle artıyor. Artan bu maliyetler de KOBİ’lerin öyle kolaylıkla kaçınabileceği türden değil. Örneğin işçilik maliyetleri, hammadde maliyetleri, yakıt giderleri, yardımcı malzeme giderleri gibi bir işletmenin toplam giderleri içerisinde yüksek paya sahip olan bu giderlerde bir KOBİ zaten tasarruf yapamaz. Hem etki alanın dışında olan artışlar hem de burada yapacağı tasarruf o KOBİ’nin üretimi hacmini aşağıya çekeceği için ciro rakamını da aşağıya çekecektir. Bunların haricindeki giderlerde yapılacak tasarruflar ise -eğer ki çok yüksek genel yönetim giderleri altında ezilmiyorsa- küçük rakamlar olacağı için toplam içerisinde fark yaratıcı bir etkisi olmayacak.

Problemin zorluk derecesi nasıl ölçülebilir?

Öncelikle sorunun ne derece kritik olduğuna dair kanaate varabilmek için referans alınacak bir gösterge vereyim. Eğer işletmenizin finansman dahil toplam giderleri, net satış hasılatı içerisinde yüzde 20’nin altında seyrediyorsa çok da endişe edilecek bir durumun söz konusu olmadığını söyleyebilirim. Diğer yandan eğer finansman dahil toplam giderleriniz net satış hasılatınızın yüzde 30’u üzerinde ise, bu durumda sorunun mutlaka çözülmesi gereken bir aşamada olduğunuzu söyleyebilirim. Dolayısıyla toplam giderlerinizin net satış hasılatınıza oranının yüzde 20 ile yüzde 30 aralığında bir değerde olması durumunda, yüzde 30 sınırına yaklaştığınız ölçüde güvenli alandan uzaklaşıyorsunuz demektir. Büyük olasılıkla işletmeniz ya şimdi ya da bu durum devam ettiğinde zarar etmek durumunda kalacaktır.

 Ne yapılması gerekiyor? 

İki seçenek var. Ya giderler düşürülecek ya da ciro artışı sağlanacak. Giderlerin düşürülmesi konusundaki zorluktan bahsettim. Peki, ciro artırmak kolay mı? Elbette değil. Ancak eldeki mevcut kaynaklar ile ciroyu artırmayı denemek, zorlu seçeneklerden nispeten daha kolay başa çıkılabilir olanı. Mevcut kaynaklar ile olandan daha fazla gelir elde etmek tanımı aslında çok da yabancı olmayan bir kavramın açıklaması. Verimlilik artışı. Bu dönemde gider kısmaya değil de verimlilik artışı ile yeni müşteri, yeni pazar, yeni satış kanalları yaratan KOBİ’ler daha güçlü bir finansal bünyeye sahip olacaklar. etmeden geçmeyelim. Daha güçlü bir finansal bünye, kredi muslukları açılmaya başlayınca rekabette asıl fark yaratılacak unsur olacak. Dolasıyla en önemli motive edici faktör olarak finansmana erişim konusunda daha başarılı olabilmek için bugünden verimliliği artırıcı ve ciroyu artıcı aksiyonlara daha fazla odaklanmak gerekiyor.

Tüm yazılarını göster