İşleriniz yolunda gitmiyorsa, bunun kök nedenini dışarıdaki faktörlerde değil, şirketinizin, ekibinizin, kendinizin davranışlarında aramanızda yarar var. Bugün işinizi, takımınızı, kariyerinizi yoldan çıkaran beş meseleyi konuşalım.
Aperio danışmanlık şirketinin başkanı Kerry Goyette sıkça yapılan hatalar konusunda bana ilginç gelen bir sınıflandırma yapmış. Nitekim burada bahsettiği özelliklerin çoğunu bu köşede daha önce birlikte ele almıştık.
Ancak bu detaylara girmeden önce önemli bir tuzağı vurgulamak isterim. Kritik hataların önemli bir kısmı, bir zamanlar işinize yarayan davranışlarınızın aşırıya kaçması veya artık yeni rolünüze uygun olmamasından kaynaklanıyor. Yani, hayattaki iki önemli kavramı, dengeyi ve dinamizmi unutmamak şart!
Bu ara nottan sonra, Goyette’in vurguladığı konulara beraber bakalım (onun altı başlığını ben beş kategoride topladım).
BİR: ÇATIŞMADAN KAÇINMA. Sorunlarla boğuşmak ya da kötü haberler/ yorumlar almak elbette hepimizin canını sıkan bir durum. Ama meseleleri halının altına süpürmenin veya deve kuşu gibi kafayı kuma gömüp ‘sorun yok’ demenin sonucu kesinlikle daha can sıkıcı olacaktır. Bunu aşmanın ilk adımı, farkındalık. Çatışmadan kaçınmayı bir eksiklik ve risk olarak belirlerseniz, bu durumu fark etmeniz, meseleyle yüzleşmeniz ve bir yol haritası belirlemeniz daha kolay olur.
İKİ: TEPKİSELLİK. Rakibe gününü göstermek için fiyat düşürüyorsanız, ekip arkadaşınıza kırıldığınız için proje toplantılarına katılmıyorsanız, bir slogan çok hoşunuza gittiği için pazarlama kampanyası başlatıyorsanız durun. Yanlış yoldasınız. Dürtülerle alınan kararlar iş hayatında genellikle hatalı sonuçlar üretir. Tam da bu yüzden rasyonel ve katılımcı karar alma süreçleri tasarlamanız önemli. Aksi takdirde şirket geminiz duygusal fırtınalarda alabora olur.
ÜÇ: BAŞKALARINI SUÇLAMA. Meseleyi dış faktörlerde arama, hatta kurban psikolojisine girme iş hayatımda çok sık rastladığım bir durum. Nitekim Aperio da benzer bir sonuca ulaşmış. Topladıkları psikometrik verilere göre, bu durum kötü problem çözme ve yenilik eksikliğinin bir numaralı nedeni çıkmış. Olayları değerlendirirken zihninizde sık sık kurban (kendiniz), kötü adam/ şartlar (tüm sorunların sebebi) ve kahraman (kurtarıcı) figürleri beliriyorsa, bu köşede daha önce de değindiğimiz drama üçgeninin içine düşmüşsünüz -- aman dikkat!
DÖRT: AŞIRI KONTROL/ MİKRO YÖNETİM. Mükemmeli hedeflemek bazen bir tuzağa dönüşebiliyor. Hata korkusu kararsızlığa ve harekete geçememeye yol açıyor. Detaylarda boğulmaya sebep oluyor. Ekibinizde baskılanma ve yetersizlik duygusu oluşturyor. Hangi konuda mükemmeliyetçi, hangi konuda makul beklentiye sahip olacağınız, mühim bir karar!
BEŞ: GÜÇ HIRSI. Tüm kaynaklara sahip olma arzusu ve uzlaşmaya isteksizlik bunun iki tipik göstergesi. Ancak bence daha temel bir turnusol var. ‘Bir şey olmak isteyenler’ ile ‘bir şey yapmak isteyenler’. Kendinizi bu çerçevede yoklamanız, ekibinizi bu terazi ile tartmanızda büyük yarar var.
İşlerinizin yolunda gittiği bir hafta diliyor, mübarek Ramazan ayınızı kutluyorum.