İşler planladığımız gibi gitmezse

Ocak ve şubat aylarının ekonomik verileri fena değildi. Sonra her şey altüst oldu. Böyle bir seneyi 35 milyar dolar döviz açığıyla kapatacağız.

Atılım MURAT AYKIRI FİNANS

2021’in ilk yarısı dünya ekonomisi açısından zor geçecek. Başta Avrupa ülkeleri olmak üzere kapanmalar tekrar başladı. Aşının yoğun biçimde kullanılması zaman alacak. Tabii finansal piyasalar aşı hikâyesini fiyatlıyor. Şaşıracak bir durum yok. Piyasa ile ekonomi ayrı telden çalar. Reel ekonomi zorlanıyorken hisse senetleri neyi fiyatlıyor konusu tartışılır. İktisatçı dostlarımız ‘‘piyasa aymazlığı’’ derler. Yıllık büyüme oranı ile bir borsa endeksinin yıllık getirisi arasındaki ilişki zayıftır. Varlık fiyatlarını destekleyen likidite ile ekonomik realite uyuşmaz.

2021’de piyasalarda çöküş bekleyen deyiş yerindeyse dayak yiyor. Büyük merkez bankaları, önümüzdeki yıl tahvil alımları için sisteme 3 trilyon dolar verecekler. Bu rakam, 2020’de bu piyasaya verilen paranı iki katıdır. Kafamıza para yağacak. Tabii bazı piyasalarda yoğunlaşma gözleniyor. Örneğin dolar-satış pozisyonları rekor seviyeye yaklaştı. Bakır, demir cevheri, petrol gibi emtialardaki alım pozisyonlarının sayısı çok yükseldi. Bitcoin çılgınlığı ayrı bir boyuta geldi. Dünyada negatif faize sahip tahvillerin toplamı 18 trilyon dolara ulaştı. Portekiz, İspanya gibi sorunlu ülkeler yüzde 0 faizle borçlanabiliyorlar. Avustralya geçen hafta negatif faizle borçlandı. Dünya piyasalarında rahatça alımı satımı yapılan para birimleri arasında en yüksek getiriye sahip olanı Türk Lirası’dır (TL). Bu avantajı kullanmalıyız. Enflasyonla mücadele çerçevesinde, yüksek faiz politikası sürecek. Faizlerin önümüzdeki hafta yüzde 17’ye çıkarılması kısa vade için yeterli olur. Gıda ve enerji fiyatlarına göre sonra güncelleme yapılır. Yüksek faiz iyi midir tartışmasını geçelim. TL güçlenmeden enflasyon düşmüyor. Yanı sıra, geldiğimiz noktada sıcak paraya ihtiyacımız var. Orta-uzun dönemde doğrudan yatırımlar konuşulur.

Aşı gelecek, insanlar seyahat edecek, turizm gelirleri artacak gibi öngörülerimiz var. Aslında bu yıla da büyük beklentilerle başladık. Yüzde 5 büyüme, tek hane enflasyon, 55 milyon turist hedefleri vardı. Ocak ve şubat aylarının ekonomik verileri fena değildi. Sonra her şey altüst oldu. Böyle bir seneyi 35 milyar dolar döviz açığıyla kapatacağız. Türkiye ekonomisinin fazla manevra alanı kalmadı. Bir kötü senaryoyu daha kaldıramayız. Bir 35 milyar dolar daha açık veremeyiz. İşler planladığımız gibi gitmezse, ekonomi başka bir yere savrulur. Sıcak paranın gelme niyeti var. İyi ağırlayalım. Jeopolitik riskler her zaman olacak. Yeni dönemde dış politikanın iyi yönetileceğini düşünüyorum.

Tüm yazılarını göster