Dünya, Ukrayna krizi ile meşgulken Suriye’nin kuzeyi karıştı. ABD’nin bir önceki Başkanı Donald Trump’ın, “IŞİD’e karşı savaş zaferle sonuçlandı” açıklamasından tam üç yıl sonra, IŞİD terör örgütü Fırat’ın doğusunda yeniden, üstelik kapsamlı bir saldırı ile ortaya çıktı. IŞİD yaklaşık bir hafta önce intihar bombacılarıyla başladığı, uyuyan hücreleri uyandırarak topladığı çok sayıda silahlı teröristle sürdürdüğü saldırılar sonucunda Haseke’deki cezaevini bastı, burada tutulan yaklaşık 2 bin IŞİD’liyi serbest bıraktı. Çatışmalar bir hafta kadar sürdü, yaklaşık 100 kişi öldü. Bölgedeki çok sayıda sivil de kenti terk etmek zorunda kaldı. IŞİD saldırısının Suriye’nin kuzeydoğusundaki PYD-YPG kontrolündeki bölgede gerçekleşmesi, Suriye için son dönemde başlayan siyasi çözüm hareketlenmesini de baltalayacak nitelikte.
SALDIRIYI HERKES KENDİ ÇIKARLARI DOĞRULTUSUNDA KULLANACAK
Suriye’de doğrudan asker bulunduran ya da vekil güçler aracılığıyla hareket eden tüm ülkelerin, 7 günde sona erdirilen IŞİD hapishane baskınını kendi çıkarları için kullanacakları aşikâr;
Son IŞİD saldırısı, PYD-YPG’nin PKK terör örgütünün Suriye’deki uzantısı olduğunu sürekli vurgulayan Ankara’ya, Fırat’ın doğusundaki oluşumun zararlarını yeniden gündeme taşımak için fırsat yaratmış durumda. AK Parti hükümeti, Fırat’ın doğusunda PKK uzantılı PYD-YPG ile yol yürüyen Washington yönetimini zaten sürekli uyarıyordu. Kendisi de terörden beslenen bir oluşumla yol yürümenin, Suriye’ye istikrar getirmesinin mümkün olmadığını ABD’ye ısrarla anlatılıyordu. Şimdi Ankara, Washington yönetimine bir kez daha “PYD-YPG yerine NATO müttefikin olan benimle işbirliği yap, IŞİD’i gerçekten bitireyim” deme imkanına sahip oldu.
- PYD-YPG’nin ise, IŞİD saldırılarını bölgedeki konumunu güçlendirmek için kullanması büyük ihtimal;
Son dönemde Amerikan yönetiminden PYD-YPG’ye kontrol ettiği bölgedeki Arap unsurlarını daha çok yönetime dahil etmesi için baskı artıyordu. Ancak IŞİD’in yaptığı son saldırı, PYD-YPG unsurlarına Amerikalılardan daha fazla yardım isteme, Arapları da daha fazla dışlama imkanı yaratmış durumda. Nitekim PYD-YPG’nin mevcut güçleriyle başa çıkamadığı IŞİD saldırısının, Amerikalıların verdiği hava desteği ile –şimdilik- bertaraf edilmiş olduğu da unutulmamalı.
PYD-YPG’nin son saldırıyı kullanabileceği bir başka alan Avrupa ülkeleriyle ilişkileri olabilir; Avrupalılar, IŞİD’e katılıp, terör safl arında savaşmış olan kendi vatandaşlarını geri almayı reddediyorlar. PYD-YPG’ye kimi zaman para, kimi zaman lojistik, kimi zaman eğitim desteği vererek, Avrupa kökenli IŞİD teröristlerinin PYD-YPG kontrolündeki hapishanelerde kalmalarını sağlıyorlar. Şimdi IŞİD’in yeniden hareketlenmesi, PYD-YPG’nin hem Avrupa’daki meşruiyet arayışlarını, hem de AB ülkelerinden yeni mali isteklerde bulunmalarının kolaylaştırmaya aday.
- ABD ise, IŞİD’ın yeniden diş göstermesi sayesinde Suriye’deki varlığını bir kez daha meşrulaştırma imkanına kavuştu;
Ankara’nın itirazlarına rağmen Amerika’dan gönderilen daha çok TIR’la, PYD-YPG’ye silah taşınmasının önü açıldı. Biden yönetimine, bölgedeki ABD askerlerinin geri çekilmesi konusundaki gerek Amerikalıların, gerekse uluslararası camianın eleştirilerini bir süre daha bertaraf etme imkanı doğdu.
- Esad-Rusya ikilisi açısından da son IŞİD saldırılarının siyasi açıdan kullanılma imkanı var;
Rusya’nın PYD-YPG unsurlarına yönelik Esad’la ilişkilerini normalleştirme baskısının, IŞİD’in yeniden canlanması ile daha da artması mümkün. Esad yönetimine ise, IŞİD’le ancak kendi düzenli ordusunun başa çıkabileceğine ilişkin propaganda fırsatı çıktı.
BÖLGEDEKİ BÜYÜK TEHLİKE
Suriye topraklarında asker bulunduran ülkeler ya da onların vekil güçleri siyaseten nasıl kullanırsa kullansın, IŞİD’in üç yıl aradan sonra böylesine büyük bir saldırı gerçekleştirmesi alarm zillerini çalacak nitelikte. IŞİD’in zaten Deyrizor ya da Humus’un çöl bölgelerinde eğitim faaliyetlerine devam ettiğine ilişkin uluslararası basında haberler yazılıp çiziliyordu.
Belli ki IŞİD’li teröristler ABD ile Rusya’nın, Türkiye ile Esad rejiminin itişmesinden, İran’la İsrail’in Suriye üzerinden girdikleri rekabetten fazlasıyla yararlanmaya devam ediyorlar. İşin bir de “hapishane” boyutu var; PYD-YPG kontrolündeki bölgede kurulan, hastaneden ya da okuldan bozma hapishanelerde halen 12 bine yakın IŞİD teröristi tutuluyor.
Bunların içinde yaklaşık 700 tane çocuk yaşta militan da var. Yaklaşık 50 ülkenin uyruğunu taşıyan, çoğunluğu Suriyeli ve Iraklı olan cezaevindeki bu IŞİD’liler doğru düzgün yargılanmıyorlar. Çoğu hala “tutuklu” sıfatı taşıyor. Başta Avrupalılar olmak üzere, IŞİD’lilerin vatandaşı oldukları 50 ülke ise, bunları geri alıp, yargılayıp kendi cezaevlerinde tutmak yerine, bu görevi PYD-YPG’ye vermeyi tercih ediyorlar.
PYD-YPG’nin derme çatma cezaevlerinde topluca tutulan bu IŞİD’liler, son saldırıda da görüldüğü gibi, IŞİD’in canlanması için ciddi potansiyel yaratıyor. Cezaevinde tutulan IŞİD’lilerin aileleri ise yine bölgede kurulmuş kamplarda, kötü koşullarda yaşıyorlar. Yaklaşık 70 bin kişinin bulunduğu ifade edilen bu kamplar, IŞİD ideolojisinin de yaşatılması ve canlandırılması için büyük imkan sağlıyor.