İnsandaki bağışıklık sisteminin temel özelliklerinden bir diğeri de “inanılmaz kompleks” olmaları, “ bilmediğimiz çok yanlarının” bulunmasıdır. Derya Unutmaz’ın anlatımıyla “Organların içinde bağışıklık hücrelerinin birbirleriyle olan iletişimi veya oradaki hücrelerle olan iletişimi hakkında daha az bilgimiz var. Örneğin bir bağışıklık hücresi deride farklı şekilde çalışıyor veya bağırsaklarda, akciğerde farklı şekilde çalışıyor. O lokal ortamda nasıl o hücreler algılıyor, onlara nasıl komutlar veriyor, onlardan nasıl komut alıyorlar. O iletişim nasıl oluyor, bu konuda çok iyi bir bilgimiz yok.” Ayrıca, “Şu anda moleküler düzeyde hatta tek hücre düzeyinde çalışabiliyoruz ve bir tek bağışıklık hücresinin neler üretebildiğini, neler yapabildiğini, içinde binlerce proteinin nasıl çalıştığını anlamaya çalışıyoruz.” Bu tanımların hepsi iş yerleri içinde geçerlidir.
Bağlantı, iletişim ve etkileşimin önemi
Üretim, ulaşım ve iletişim teknolojilerinin bağlantı, iletişim, etkileşim ve işbirliklerinin potansiyellerini artırmış, yapılarını değiştirmiş, işlevlerini farklılaştırmış ve kültürlerini baştan aşağı yenilemiştir. Yeni bağlantı, iletişim ve etkileşim, işbirlikleri yapısının bileşen ve bağlamları hızla farklılaşmaktadır.
Ürün girdileri, girdi kompozisyonları, işleme yöntemleri, süreç değişkenleri, ürünler ve iş yapma metotları farklılaşmakta; değişmenin hızı ise “karmaşayı” artırmaktadır. Bugün küçük ya da büyük iş yerlerinde yönetim, karmaşayı yönetme becerisi gerekmektedir. Karmaşanın yönetimi, daha derin öğrenme, daha ayrıntılı bilgi, daha sistemli gözlem ve birikim, ani değişmelere anında doğru çözümler üreten donanıma sahip olmayı gerektirmektedir.
İş yerlerini yönetenlerin “ ekosistemleri” kavraması, bileşen ve bağlam dengelerini algılayabilmeleri ve hızlı karar vermeleri ileri uzmanlık gerektirmektedir.
İş yerlerinin bağışıklık sistemi dengeleri için tehlike yaratacak tutum, yöneticilerin kendilerini “işimi biliyorum” duygusuna kaptırmalarıdır. Değişmelerin hızı, veri ve bilgilerin çeşitliği ve karmaşanın artması “sürekli kriz koşullarının” geçerli olması, yapay zeka uygulamalarının öne çıkardığı denetimli, denetimsiz ve pekiştirilmiş öğrenme ihtiyacını artırmaktadır.
karmaşa yapay zeka yapılanmasında olduğu gibi denetimli, denetimsiz ve pekiştirilmiş öğrenmenin önemini artırmaktadır. Sürekli sorgulama, değerlendirme ve dinamik dengeler oluşturma gerekmektir. İş yaşamının her anında bildiklerimiz kadar bilmediklerimizle yüzleşmeler olmaktadır.
Hızlı değişmenin yarattığı tehlikeleri en düşük maliyette savuşturma, fırsatları da en üst düzeyde değerlendirme işyeri yönetimlerin görevidir; bu görevin üstesinden gelebilmek için bütçe gerekli ve elverişli bir araçtır. Bütçe hazırlıkları bir “zihinsel erken uyarı” mekanizmaları oluşturur. Ayrıca öngördüklerimiz ile gerçekleşenler arasındaki “deneysel mesafeleri” ölçmenin araçları olan bütçe uygulamalarında “deneyim ve birikim” arttıkça net bilgi, etkin koordinasyon ve odaklanma konusunda daha sağlam adımlar atılabilir.
İş yeri bağışıklığının antikorları
Prof. Dr. Uğur Unutmaz, bağışıklık sisteminde antikorlarla ilgili olarak,“Antikorları akıllı füze olarak görebiliriz. Tabii ki antikorların görevi bize saldıran virüsleri daha hücrelerin içine girmeden durdurabilmek. Bu en ideali. Bunu yaptığınız zaman enfeksiyonu da önlemiş oluyorsunuz veya antikorlar bakterilere karşı da çok önemli bir rol oynayabiliyorlar. Bakterilerin yüzeyine bağlanarak onları bir yerde işaretlemiş oluyorlar ve nötrofiller, makrofaj dediğimiz diğer hücreler bu antikorların bağlandığı hücreleri bakterileri görerek yiyebiliyorlar, yok edebiliyorlar. Bu bakımdan antikorlar ilk etapta bize önemli bir kalkan görevi görüyorlar. Hücresel bağışıklıkta, antikorlardan kaçan bakterilere veya virüslerin yok edilmesi, hücrelerin içine girdikleri halde tanımlayabilmelerini sağlıyor. Bu bakımdan ikisinin çok uyumlu bir şekilde çalışıyor olması lazım. Zaten antikorları üreten de B hücresi dediğimiz hücreler bunlar plazma hücresi haline geliyor, birer antikor fabrikası oluşuyor” saptamasını paylaşıyor.
İşyerleri bağışıklık sisteminin antikorları çeşitlilik, çok merkezlilik, çok kültürlülük ve çok sesliliği artıran değişiklikleri izleyerek, temel eğilimleri saptama, fırsat ve tehlikelerin farkında olma, kendi olanak ve kısıtlarımızı net olarak bilmedir. Bu net bilgi giderek hızlanan bir süreç haline dönüşmüştür. Bu açıdan bakıldığında, teknolojiler beş duyumuzu ileri boyutlara taşımaktadır. Dünkü iş yerlerinde erişilebilen duyularla bugün sensörler ve diğer teknolojik gereçlerin duyulara erişebilme potansiyelleri farklılaşmıştır. Bugünün iş ağlarındaki işyerlerinde iç ve dış etkenlerin olumsuzluklarından korunmak için yöneticiler bakan değil gören olmalıdır. Yetmez, işiten değil duyan olmak zorundadır. Bir adım daha ilerleyerek, dokunan değil hisseden birikimlerle donanmalıdır. Koklayan değil, algılayıp önlem alandır. Mutasyonlar hızlandıkça, koruyucu antikorları oluşturan yönetişim araçlarını da çeşitlendirmek ve güçlendirmek gerekmektedir.
Uçtan-uca bütün süreçlerin kaydedildiği, eşanlı sistem kontrollerinin yapıldığı, kayıt düzeninin zamı bir çeşit stokladığı b aşamadan geçiyoruz. Çağın iş yöneticisi işini önemsemek zorundadır. Yetmez, sorgulama ve yaratıcı yüzleşme özgüvenine sahip olmalıdır. Sorgulamanın bütçe gibi araçlarının değerini kavramış, çatışma ve uzlaşmayı nasıl yöneteceğini bilen olmalıdır. Açık yol haritalarıyla iş yapan, ilerlemenin bütün gereklerine, yol ve yöntemlerine hakim olmalıdır.