2019’un son haftasında Hakan Güldağ ve Ankara Temsilcimiz Ferit Parlak ile birlikte Türkiye İş Makinaları Distribütörleri ve İmalatçıları Birliği (İMDER) yönetim kurulu üyeleriyle buluştuk.
Başkanlığını Merih Özgen, Başkanvekilliğini Serkan Karataş’ın yürüttüğü İMDER yönetiminin Aralık 2019’la ilgili saptaması şöyle oldu:
- 2019’un son ayında işler açıldı. İşlerin açılmasını tetikleyen nedenleri henüz çözemedik.
Buluşmaya İMDER’den Başkan Yardımcısı Nadir Akgün, Yönetim Kurulu Üyeleri Adnan Keskin, Levent Büyükmurat, Hayati Köseoğlu, Cüneyt Aksu, Danışma Kurulu Üyeleri Tamer Öztoygar, Murat Erkmen, Şükrü Eltutar, Genel Sekreter Oğuz Yusuf Yiğit ile Ascendum’dan Tolga Polat ve Nusret Arda Okay katıldı.
Merih Özgen, 2019’un tümünü iş makinesi sektörü için şöyle özetledi:
- 2019, bizim için 2018’den farklı geçmedi.
Özgen, iş makinesi pazarının dünyadaki düzeyine vurgu yaptı:
- İş makineleri sektörünün dünyadaki toplam pazarı 100 milyar dolar dolayında seyrediyor.
Ardından Türkiye pazarıyla ilgili veriler ortaya konuldu ve sohbet gelişti:
- Ekonomi canlı ise Türkiye iş makinesi pazarı 1 milyar doları buluyor. 2019’da iç pazarımız 250-300 milyon dolara geriledi.
İç pazarın durumuyla ilgili şu veri de paylaşıldı:
- 2017 yılında iç pazarda 12 bin adet iş makinesi satışı gerçekleşti. 2019’da 3 bini zor buldu.
İç pazardaki yavaşlamayla birlikte ihracata yüklenildiği görüldü:
- İş makinesi ihracatımız 2018’de 1.3 milyar dolardı. 2019’da 1.5 milyar doları yakaladık. Ana üreticilerin yanı sıra komponent ihracatı da öne çıkıyor.
Sohbetin ihracat bölümünde şu cümle dikkatimi çekti:
- İkinci el iş makinesi ihracatımız 200 milyon dolar oldu.
Bu cümle üzerine şu yorumu yaptım:
- İkinci el iş makinesi da ihracatta pazar bulabiliyor demek.
Bunun üzerine şu noktanın altı çizildi:
- 2019’da iç pazarımız çok yavaşlayınca, özellikle ithal gelen iş makineleri için reeksport yoluna gittik. Yani, iç pazarda satamayacağımızı anladığımız fazla makineleri, distribütörü olduğumuz markaların diğer ülkelerdeki distribütörlerine yönlendirdik. O da “ikinci el ihracat” gibi sayıldı.
Sohbette dikkatimi çeken ayrıntılardan biri de şu oldu:
- Dünyada beko loderlerin (kazıcı-yükleyici) yüzde 20-25’i Hindistan’a gidiyor.
Bu gelişme konusunda şu analiz yapıldı:
- Beko loder satışlarıyla ülkelerin refah düzeyi ters orantılıdır. Gelişmiş ülkelerde beko loderin yerini iki ayrı iş makinesi alır. Kazıcı ve yükleyici ayrı kullanılır. Nitekim Avrupa’da regülasyonlar beko loder kullanımını frenliyor.
İş makinesi sektörünün 200 milyon dolarlık “ikinci el” ihracatı, Türk iş dünyasının sıkıntılı dönemlerde yükünü hafifletmek için farklı çıkış yolları bulma becerisini gösteriyor değil mi?
350 bin pet şişe ve 15 milyon plastik bardak kalkacak
Mercedes-Benz Türk A.Ş.’den bir paket geldi, açtım içinden küçük cam su şişesi çıktı. Şişenin içindeki mektup dikkatimi çekti.
Mektupta Mercedes-Benz Türk İcra Kurulu Başkanı Süer Sülün ve Kurumsal İletişim Müdürü Ezgi Yıldız Kefeli’nin imzası vardı.
Mektuptaki logo şöyleydi:
- Plastiksiz…
Mektubu okudum:
- Sürdürülebilirlik ilkelerimiz doğrultusunda fabrikalarımıza yaptığımız yatırımlara ek olarak şirketimizin üretim harici tüm alanlarında 1 Ekim 2019 itibariyle tek kullanımlık plastik tüketimini durdurduk.
Bu kapsamda şirket içindeki içme suyu ihtiyacının özel arıtma sistemlerinden sağlandığı belirtildi:
- Plastik yerine cam bardak ile cam şişe kullanımını desteklemeye başladık.
Alınan kararın yansıması şöyle özetlendi:
- Şirket olarak yılda 350 bin pet şişe ve yaklaşık 15 milyon plastik bardak kullanımının önüne geçmeyi hedefliyoruz.
Burada fikirler daha çok uçuşuyor
Geçenlerde yolum Silivri’nin Akören yolu üzerindeki Grandma’s Wonderland’a-GW (Büyükannenin Harikalar Diyarı) düştü.
Babası İbrahim Akbayır’la annesi Serpil Akbayır’ın aile için yaptırdığı çiftlik evini 7 odalı butik otele dönüştüren kızları gazeteci Özgün Akbayır Gülen’le sohbet ettim.
Özgün Gülen Akbayır, otelde oda sayısını 16’ya çıkarmak üzere olduklarını, 80 kişilik toplantı odası yaptıklarını belirtti:
- Şirketlerin böyle mekanlarda toplantı yapma arayışını gördük. O nedenle butik otelimizi biraz büyütmeye karar verdik.
GW’da gerçekleşen şirket toplantılarından gözlemini aktardı:
- Bu tip mekanlarda şirket yönetici ve çalışanları kendilerini daha rahat hissediyor, fikirler daha çok uçuşuyor. Böylece buluşma hedefine ulaşıyor.
GW, restoranıyla, 15 dönüm bağıyla, meyve-sebze bahçesiyle kendi ölçeğinde çekim merkezine dönüşmüş görünüyor.