İş insanlarımız; denizlerimize , ekolojiye ve çevreye sahip çıkıyorlar..

Hilmi DEVELİ EKONOMİDE SATIR ARASI

Marmara Adası Gündoğdu Köyü Kalkındırma ve Güzelleştirme Derneği’nin girişimi, Balıkesir İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ve Balıkesir Üniversitesi öğretim üyelerinin katkıları ve Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı Hüseyin Semerci’nin yaptığı ŞENMAK Makina’nın sponsorluğunda, “Marmara Denizi Hayalet Ağlarından arındırma” projesine başlanılmıştı. Proje, T.C. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın girişimi ile “Marmara Denizi Eylem Planı”na evrilmesine karşın bu konuda beklenen çalışmaların gerçekleşemediğini, Marmara Denizi’ndeki kirliliğin hayalet ağ, hatta müsilaj sorununu çoktan aşarak Karadeniz ve Ege Denizi’ni de ciddi boyutlarda olumsuz etkileyeceğini öngörüsüyle oluşan “Marmara Platformu Girişim Grubu sivil inisiyatifi” bir dizi projeleri paydaşlarıyla birlikte yaşama geçirmeyi hedeflemekteler. Bu bağlamda Marmara Platformu Girişim Grubu Adına Hüseyin Semerci, çalışmalarda iş dünyasının sivil toplum kuruluşlarının en geniş boyutlarıyla katkı ve desteklerini sağlamak amacıyla toplanma çağrısında bulunmuştu. Geçtiğimiz hafta Salı günü benimde çağrılı olduğum çevrim içi toplantıda Hüseyin Semerci; “Ekonomide en büyük paya sahip Marmara Havzası Türkiye nüfusunun %30’unu, sanayisinin ise yaklaşık %50’sini barındırmaktadır. 1965’de 3 milyon kişi olan Marmara Havzası nüfusu 2020’de 24 milyon kişiye, toplam sanayi kuruluşu sayısı ise 2016 yılı rakamlarına göre 66.953’e ulaşmıştır. Kasım 2020 verilerine göre Marmara Bölgesi’nde 92 faal organize sanayi bölgesi bulunmaktadır.

Marmara Denizi’nde yaşanan kirlilik, aşırı av baskısının getirdiği deniz ekosistemindeki kırılma ve bunlara bağlı ortaya çıkan çevresel tehditler ki müsilaj örneğinde olduğu gibi, tek iç denizimiz olan Marmara Denizi’nde sona yaklaşıldığının habercisi olarak okunmalıdır.

 Marmara Denizi için bazı bilim insanları, akılcı ve sabır gerektiren tedbirlerle yıllar içinde eski hüviyetine dönebilir derken, bazı bilim insanları öldü ve çürümeye geçti demektedirler.

Ülkemiz nüfus, endüstri ve ticaret merkezlerinin önemli bir bölümüne ev sahipliği yapan Marmara Bölgesi’ndeki Marmara Denizi’nin kaybı, ülkemiz için beklenen büyük Marmara depremi ile eş değer, nüfus hareketlerini tetikleyecek büyüklükte çok boyutlu bir tehdittir.

Turizm, balıkçılık, tarım, enerji gibi sektörleri öncelikle etkileyecek, tüm sanayi ve hizmet kuruluşları bu yıkıcı etkiden kaçamayacaktır.

Marmara denizi çevresinde oluşan ekosistem iç içe geçmiş ve birbiri ile etkileşen birçok yaşam alanından oluşmaktadır.

Bu ekosistemin varoluş nedeni olan Marmara Denizi yok olurken beraberinde yaşamı da sürükleyecek, ekonomik sosyal psikolojik biyolojik ağır maliyetler ile karşılaşılacaktır.

İş dünyası bugün sürdürülebilirlik ve katılım konusunda olduğu kadar, çevre ve iklim konusunda da dünden çok daha duyarlı.

Bu duyarlılığı somut projelerle eyleme dönüştürmek için sivil inisiyatifin iş birliği ve ortaklıkları destekliyor.

Farklı alanlardaki çabaları ve katma değeri yüksek örnekleri kamuoyu ile paylaşmaya, daha organize bir ağ yapısı içinde ortak hedefler için birlikte adımlar atmaya her zamankinden daha çok ihtiyacımız var.

Marmara Adalar Platformu tarafından 29 Haziran Salı günü, Marmara Denizi'nde Çevresel Tehditler ve Deniz Kirliliği Çalıştayı düzenlemiştir.

Çalıştayda; ilan edilen Marmara Denizi Koruma Eylem Planı ve hemen akabinde oluşturulan Koordinasyon Kurulu ile ilgili endişeler dile getirilmiş ve eylem planında ilan edilen süreçleri takip edecek, sorgulayacak, denetleyecek, Marmara Denizini izleme ve değerlendirme çalışmaları yapacak, sonuçlarını raporlayacak ve kamuoyu ile şeffaf bir şekilde paylaşacak bir sivil inisiyatife ihtiyaç olduğu fikri ön plana çıkmıştır.” Bilgisini vererek iş dünyasının sivil toplum kuruluşlarının başkanlarına “Aşağıdaki amaçları benimsemiş tüm yerel, ekolojik çevre ve iş dünyası sivil toplum kuruluşlarından oluşacak bir platformda, siyasetin taraflı bakış açısı yerine, daha hedef odaklı, tarafsız, şeffaf, adil ve işlevsel bir ortak dil oluşturmak için bir araya gelmeliyiz. Marmara Denizini korumak ve iyileştirmek için kurgulanacak modelin her aşamasında bilimsel veriler ve uluslararası kriterler, iş birliği, dayanışma ve destek çerçevesinde söz hakkımız olmalı, kararlara katılmalıyız.” İçerikli çağrısına davet edilenlerin tümü katılması iş dünyamızın çevreye, ekolojiye ve denizlerimize sahip çıkacaklarının önemli bir göstergesiydi. Toplantıya katılan, “Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) Başkanı Orhan Turan, Türkiye Makine Dernekleri Federasyonu (MAKFED) Başkan vekili Kutlu Karavelioğlu, İstanbul kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) Başkanı Adil Pelister, Plastik Sanayicileri Federasyonu (PLASFED) Başkanı Ömer Karadeniz, Plastik Sanayicileri Derneği (PAGDER) Başkanı Selçuk Gülsün, Türk Plastik Sanayicileri Araştırma Geliştirme ve Eğitim Vakfı Başkanı Yavuz Eroğlu, Boya Sanayicileri Derneği (BOSAD) Başkanı M. Akın Akçalı, Türkiye Kimya Derneği Başkanı Prof. Dr. Bahattin Yalçın, Asansör ve Yürüyen Merdiven Sanayicileri Derneği ( AYSAD) Başkanı Sefa Targıt, BEVSİD/ ZÜCDER Genel Sekreteri Sibel Palacıoğlu, Ağaç İşleme Makine ve Yan Sanayisi İşadamları (AİMSAD ) Başkanı Arif Onur Koçak, bilim insanlarımızdan Hidrobiyolog M. Levent Artüz ve Prof. Dr. Serdar S. Çelebi” yaptıkları konuşmalarda Marmara, Karadeniz ve Ege Denizi’nin kirlilikten arındırma çalışmalarında her aşamada proaktif davranacaklarını her süreçte destek olacaklarını vurguladılar.

Marmara Platformu Girişim Grubu Adına Hüseyin Semerci’nin çağrısıyla toplantıya katılan iş dünyasının saygın başkan ve temsilcileri ile denizlerimizde bu konuda çalışmalar yapan bilim insanları, uzmanlar ve yerel dernekler oluşacak platformda yer alacaklarını çalışmalara katkı koyacaklarını açıkladılar.

Toplantının son konuşmacısı Hidrobiyolog M. Levent Artüz müsilajın olduğu gibi Marmara Denizi’nde durduğunu ama şeklinin değiştiğini, iş müsilaj sorununu çok ama çok aşmış durumda.

Bu seneki manzarayı arayacağız, bundan sonraki felaket bunu aratacak nitelikte olacak’ demiştim, sanırım o duruma geldik.

Karamsarlığın sözcüsü olmak istemem sonuçları test edeceklerini ve yanılmayı umduklarını ifade etti. Ülkemiz ekonomisinde ve sanayisinde çok önemli yere sahip, iş yaşamlarında başarıyı yakalamış iş insanlarımızın, yerel kuruluşların, bilim insanlarımızın ve iş dünyası sivil toplum kuruluşlarının oluşacak bir platformda yer alarak ekolojik çevre çalışmalara destek vermeleri gerçekten takdire ve alkışa değer.

Tüm yazılarını göster