İrfan Yolcular’ın hikayesini nasıl okumalıyız?

Rüştü BOZKURT BUZDAĞININ DİBİ

“Moral bozmama” gerekçesiyle “resmi iyimserlik” pompalamasının “birbirimizi aldatmaya” doğru evrilmesinden ciddi endişe duyanlardandım. Ülkemizde kasaba kültürünün beslediği “vasatlık batağına” sürüklenmemesi gerektiğini de 20 yılı aşkın yazanlardan biriyim. Sahada gözlem yaparken insanların kim olduklarına, ne söylediklerine bakmıyor; ne yaptıklarını izlemeye, gözlemeye ve anlamaya çalışıyorum. Aldatmak isteyen kadar aldananın da sorumlu olduğunu düşünüyorum.

NİT Örme Tekstil kurucusu İrfan Yolcular ve ekibiyle “durum değerlendirmesi” yapıyoruz… Ekibiyle bir masanın etrafında oturmuş, yarım yüzyıla yaklaşan bir üretim deneyiminin geçirdiği serüveni paylaşıyoruz. Ekibinin öyküsünü ayrı bir yazıda paylaşalım. Bu yazıda İrfan Yolcular’ın hikayesini nasıl okumamız gerektiğini sorgulayalım.

İnsandaki cevherin açığa çıkması

Geçtiğimiz yüzyılın ilk yarılarında küçük Macaristan dünya ölçeğinde matematikçiler çıkarmış… Macaristan’da matematik zekası olanların öne fırlamasını araştıranlar, Sovyet sisteminin baskısına insanı bir tepkiyi öne çıkarır: Sistemle barışık olmayan ve güven duymayanlar kendilerine bir alan seçer… Macaristan’da matematik sorusu sorma ve çözüm üretme ilişki kurmanın, kendini kabul ettirmenin yollarından biri haline gelmiş. Her yerde elinde defteri matematikle uğraşan insanlar arasında gerçek dehalar öne çıkmış…

Uluslararası üretimdeki hiyerarşide, ülkemiz, tekstil ve hayır giyimde avantajlı duruma geçinde çok sayıda insanımız bu alanla ilgilendi… İrili ufaklı çok sayıda üretim tesisinin kurulması hem çalışma alanı yarattı hem de tekstil ekosisteminin bütün alanlarında insanımızın birikimlerini arttırdı. Kuramsal bilgiler yaygınlaştı, derinleşti. Model kurgulama alanında adımlar atıldı. Teknolojinin sadece makine-donanım olmadığı, bir o kadar da metot geliştirme olduğu zihinlerde netleşti.

Tekstil ve hazır giyim alanında dünyada en ileri düzeyde olanları yakalayan, başka bir anlatımla “hünere” erişen insanlarımız çoğaldı. Bir adım sonra hünere akıl katarak “yaratıcı yenilik” katkılarını artıran insanlarımızın da önünü açtı… İşte o insanlarımızdan biri de İrfan Yolcular…

Öğrenme ve öğretme aşkı

Andolu’da yaygın bir söz vardır: “Adam olacak insanın ne olacağı çocukluğundan belli olur.” İrfan Yolcular’ın kumaşının farklı olduğu çocukluğundan bellidir. Daha ilkokuldayken doğduğu kasabada babasının dükkanının tahtalarının düzgün çakılması için eline testere keser alanlardandır. Hayatı izlemesini, gözlemesini ve kendine dersler çıkarmasını bilenlerdendir. Meraklarının peşinde emek ve zaman harcayanlardandır; Ankara’da Anadolu Teknik Lisesi’ni kazanmıştır. Merakları ve iş yapma arzusuyla dolu zihni öğretmenlerinin de dikkatini çekmiştir… Liseyi bitirir bitirmez Hacettepe Üniversitesi Elektrik Elektronik Mühendisliği Bölümü’ne kayıt olmuştur. Üniversite yıllarında da durmadan soran, sorgulayan, yenilikler peşinde koşan bir öğrenci olarak öne çıkmıştır.

İrfan Yolcular’ın öğrenme merakının önü açık bir dönemden geçilmektedir… Türkiye, tekstil ve hazır giyim sektöründe küresel ölçekte yer edinme çabasındadır… İrfanYolcular da Üniversiteyi bitirince 1985’den 1995’e kadar AK-AL Tekstil, Ören Bayan ve TETAŞ gibi firmalarda yöneticilik yaparak sektörün ihtiyaçlarının inceliklerini kavramıştır. Piyasada 10 yıllık deneyim ve birikim sağladıktan sonra da Nit Örme firmasını kurmuştur.

İrfan Yolcular öğrenme aşkı kadar öğretme ateşiyle yanan biridir. Köy Enstitülerinin eğitim modeli zihninde yerleşmiştir. Etkin bir gelişme yaratmak için kuramsal bilgiyi uygulamada pekiştirirseniz ayakları yere sağlam basan bir gelişmeye imza atabilirsiniz. Bu felsefe, girişimci insanların Ar-Ge bakışını, tasarım anlayışını ve inovatif katkı iradesini berberine getiren bir motivasyon kaynağıdır; yaratıcı insanları “biz de yaparız” özgüvenine ulaştırır.

Biz de yaparız özgüveni

İrfan Bey NİT’i 1995 yılında Elektronik Düz Örme (Triko) Makinelerine yönelik ekonomik çözümler geliştirerek, verimlilik artırma amacıyla kuruyor. Daha başında firmanın Ar-Ge odaklı yapılandırıyor: Hünere akıl katma peşinde koşmayı planlıyor. İthal ikamesi ve doğrudan ihracat geliri yaratarak ülke ekonomisine katkı yapmayı hedefliyor. Bugün 70 çalışanının yarısına yakını mühendisler oluşturuyor. Firmanın Ar-Ge, Üretim, Desen Tasarımı ve Eğitimi, Elektronik, Kalıphane, Kalite Kontrol, Depo, Teknik Servis ve Satış bölümleri hep aynı ortak bakış açısının, ortak hedefin gerçekleştirmesine odaklı.

NİT’de Örme Makinaları için gerekli olan yirmi bin çeşitten fazla ürün üretilmekte. Düz örme makinelerinin yüzde 70’ini üretme iddiasını taşıyor. Talaşlı İmalat, fırça üretimi, kablo üretimi, kauçuk enjeksiyon, selenoid eyleyici üretimi ve makine üretim bölümü gibi sert dikey ve yatay entegrasyona sahip… Böylesi bir entegrasyonu zorlayan koşulları ve bu konuda ülkemizin alması gereken önlemleri ayrıca sorgulamalıyız.

Damlaya damlaya oluşan göl

Bir ülkede endüstrinin gelişmesinde binlerce işyerinin birikimlerinin etkisi var. Hünere akıl katarak yaratıcı yenilik yaparsanız NİT’de olduğu gibi başta Çin olmak üzere 60 ülkeye ihracat yapabilirsiniz; ülkenizin en kıt kaynaklarından biri olan döviz kazancına bir damla eklemiş olursunuz… Damlaya damlaya göl yaratırsınız. Bir hesaplamaya göre NİT bugüne kadar 500 milyon dolarlık ithal ikamesi sağlamış. Az bir şey mi? Bugün de yapay zeka teknolojileri, sensörler, selenoidler ve daha birçok yeni gelişmenin izini süren değer katma çabaları bütün yoğunluğuyla sürüyor. İlgili fuarlara katılarak ülke imajına katkı yapılıyor. Çin’de fuara katılan 10 firmadan biri olmak NİT çalışanlarına gurur veriyor. Kendi alanında Türk malı kalitesini üst seviyelere taşıyor, dünyada NİT kataloglarının Çin alfabesinde baskıları yapılıyor ve ürünleri NİT logosu ile ürünleri satılıyor.

NİT ve benzeri onlarca firmamızda insanlarımız Mevlana’nın izinden yürüyor: “ Her gün bir yere gitmek ne güzel…Her gün bir yere konmak ne hoş…Bulanmadan, donmadan akmak ne iyi…Dünle beraber gitti düne ait ne varsa cancağızım… Şimdi yeni şeyler söylemek lazım.”

Gelecek inşa etmek

NİT yöneticileri gelecek inşaa etmek için yeni şeyler üretmenin, yeni değerler katmanın peşinde. Ücretsiz uygulamalı desen tasarımı eğitimi veriyorlar. Bu eğitime şehir dışından gelenlere konaklama olanakları yaratıyor.

TRİSAD Meslek Lisesi ile işbirliğine özen gösteriyor. Üniversite –Sanayi işbirliğine önem veriyor. İBB ile işbirliği için çaba gösteriyor. Bugüne kadar 1000’ın üzerinde kursiyer yetiştirilmiş olmaktan haklı olarak gurur duyuyor.

Ülkemizde Ar-Ge harcamalarında ilk 500 firma arasında yer alıyor. İşini özenli ve dikkatli yaptığı için TÜBİTAK ve KOSGEB’e proje başvurularının hepsi kabul edilmiş. Üniversite öğretim üyelerinden destek alıyor. Onaylı 4 patenti var,8 patent için başvuru yapılmış.

Triko azgelişmiş ülkelere kayıyor; o nedenle moda, marka ve imaj yaratmak, azgelişmiş ülkelerde yer edinmek gerekiyor. Bangladeş’de kendi şirketlerini kurmalarının gerekçesi de bu.

İrfan Yolcular, ülke sanayisinde katma değerli makinelerin üretilebilmesi için bu makinalarda kullanılan yan sanayi ürünlerinin ülkemizde üretilmesinin çok önemli olduğunu düşünmekte. NİT Örme Ar-Ge çalışmalarının tümünü bu doğrultuda gerçekleştirmekte. Her bir Ar-Ge projesi başlı başına farklı bir üretim alanı olmasına rağmen bu bilgi birikiminin içselleştirilmesi ve ülkede kalmasının öneminin farkında. Ölçek ekonomisini iyi analiz ederek dünya ile rekabet edebilecek ürünler üretip, makine imalatının dışa bağımlılıktan ancak kurtarılabileceğinin bilincindedir.

İrfan Yolcular’ın hikayesini, ülkemizin tekstil ve hazır giyim sektöründe yeni bir hikayeye yazma ihtiyacı odağından bakarak okumalıyız. O zaman birikim yeteneklerimizi geliştirir, uzun dönemli geleceğimizi güven altına alırız.

Tüm yazılarını göster