Soğuk Savaş döneminde "saflar" belliydi; ülkeler kendi "cepheleriyle" ekonomiden dış politikaya iyi ilişkiler içindeyken, "karşı cepheye" karşı mesafeli dururlardı.
Uluslararası alandaki mevcut ortamda ise ülkeler arası ilişkileri, "frenemy" sözcüğüyle açıklamak mümkün; İngilizce "dost" ve "düşman" kelimelerinin birleşiminden oluşan bu sözcük, en yakın dostla çıkar çatışması yüzünden kanlı bıçaklı düşman olunmasını, ya da çıkar için düşmanla iş birliğine girilmesi anlamında kullanılıyor. Türk dış politikasında bugünlerde bu kelimeyle açıklanabilecek pek çok ilişki düzeni mevcut.
MOSKOVA'DAN SERT AÇIKLAMALAR; YILAN HİKAYESİNE OLAN PUTİN ZİYARETİ
Ankara-Moskova ilişkilerinde mesela, Ukrayna gölgesi giderek büyümekte; NATO'nun son Dışişleri Bakanları toplantısında İttifak'ın Ukrayna içinde görünürlüğünü arttırması, asker göndermese de halihazırda Ukrayna topraklarında bulunan NATO merkezinin aktifleştirilmesi, Ukraynalı pilotların NATO tarafından eğitimi gibi kararlar alındı. NATO Genel Sekreteri'nin işi bir adım daha ileri taşıyarak, Ukrayna'ya yardım için İttifak'ın 100 milyar dolarlık bir fon oluşturmasını teklif ettiği de toplantıdan sızan bilgiler arasında. Belli ki Genel Sekreter Stoltenberg, ABD'de Kasım ayındaki başkanlık seçimlerinde NATO'ya soğuk duran Donald Trump seçilmeden önce, Ukrayna'ya NATO yardımını "kesinleştirmeye" çalışıyor. Ancak meblağ bu kadar büyük olunca, yine NATO toplantısından sızan bilgiler, pek çok İttifak ülkesinin bu fona karşı durduğunu ortaya koydu. Politico gazetesi Stoltenberg fon için 100 milyar dolardan bahsedince, pek çok NATO ülkesi Dışişleri Bakanı'nın "gözlerini devirdiğini" yazdı.
Ukrayna'nın son dönemde insansız hava araçlarıyla Rusya'ya ait rafinerileri, petrol ve doğal gaz tesislerini vurmaya başlaması da Ankara- Moskova ilişkilerinde gerginliği körükler nitelikte; Ukrayna'nın en büyük drone sağlayıcılarından birinin de Türkiye olduğunu Ruslar giderek daha yüksek sesle dile getirmeye başladılar bile.
En sert mesaj Rus Senatör Vladimir Cabarov'dan geldi. Cabarov, bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı Moskova’ya karşı “kötü niyetli hamlelerde bulunmakla" suçladı. Üstelik Cabarov bu açıklamaları, Rus Parlamentosu'nun yayın organı Parlamentskaya Gazeta’da yayımladı.. Rusya'da irili ufaklı pek çok düşünce merkezinden de Türkiye'ye, özellikle de AK Parti'nin Ukrayna politikasına yönelik sert rapor ve açıklamalar gelmeye başladı. Bunlara, Rusya Cumhurbaşkanı Putin'in geçen yıldan beri "yılan hikayesine" dönen Türkiye ziyaretini de eklemek gerek elbette.
"Frenemy" durumu İran-Türkiye ilişkilerinde de giderek kendisini daha fazla gösterir oldu. AK Parti hükümet üyelerinin İsrail'in Gazze operasyonlarına karşı çok sert açıklamalarına rağmen İsrail-Türkiye ticari ilişkilerinin hız kesmeden devam etmesi, İran Cumhurbaşkanı Reisi tarafından bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan'a iletildi. İran basınına göre, Erdoğan'ın seçim gecesi telefonla görüştüğü Reisi, Türkiye'ye İsrail'le ticari ilişkilerinin devam etmesine değinerek, bunun kesilmesinin İsrail üzerinde olası "caydırıcı etkisine" değindi. Diplomatik bir dille "İsrail'le ticareti kes" mesajı verdi.
İşin ilginci, Reisi'nin bu mesajından hemen sonra Enerji Bakanı Albayrak'ın acilen İran'a giderek petrol ve gaz görüşmelerine oturmasıydı. Görüşmelerde İran'ın Türkiye'ye doğal gaz satışını arttırmasından, Türk firmalarının İran'a enerji yatırımına kadar pek çok konunun konuşulduğu da açıklandı. Belli ki İsrail'in Şam'daki İran Büyükelçiliği'ni vurmasının ardından savaşa bir adım daha yaklaşan Orta Doğu'da Tahran yönetimi, Türkiye'yi bir nevi "havuç-sopa" politikasıyla kendi tarafında tutmaya çalışıyor. Yine geçen hafta Libya'dan Türkiye'ye yapılan bir ziyaret de, "düşmanlıkların" nasıl iş birliğine çevrilebileceğini gösterir nitelikte; Bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "darbeci" diye nitelendirdiği Libya'nın batısını kontrol eden güçlerin başındaki Halife Hafter'in oğlu Belgassim Hafter'le, önde gelen Türk inşaat ve altyapı şirketlerinin Bingazi'de çeşitli projeler üstlenmesi için anlaşma imzalandı.
Bakmayın siyasetçilerin hamasi açıklamalarına; devir perde önünde esip gürleyip, perde gerisinde el sıkışma devri...