Irak ve Suriye’de dengeler değişirken...

Zeynep GÜRCANLI Yedi Düvel

✔Kerkük’teki gelişmelerin, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın kapsamlı Irak ziyaretinden hemen sonraya denk gelmesi, AK Parti hükümetinin Kerkük’te yaşananlar karşısında sessizliğini koruması da ayrıca dikkat çekici.

✔Suriye’deki asıl sorun, etnik ya da mezhepsel silahlı güçlerin kendi başlarına değil, farklı ülkelerin “vekili” olarak hareket etmeleri. Ancak kime “vekalet” edildiği, rüzgarın ne yönden estiğiyle doğrudan bağlantılı.

Ortadoğu’nun kaderi değişmiyor; etnik ya da mezhepsel farklılıklar üzerinden yaşanan itiş-kakış, silahlı çatışma ve kaos bir türlü bitmiyor.

Türkiye’nin iki komşusu Suriye ve Irak, tam duruluyor derken, yeniden karıştı.

Türkiye’nin Esad rejimiyle normalleşme adımları atması, Esad’ın bizzat Arap Birliği’ne Suriye’nin tek temsilcisi olarak yeniden kabul edilmesiyle birlikte Suriye’deki iç savaşın artık durulmaya yüz tutacağı tahminleri yapılıyordu. Ancak tahminler tutmadı.

Suriye’deki asıl sorun, etnik ya da mezhepsel silahlı güçlerin kendi başlarına değil, farklı ülkelerin “vekili” olarak hareket etmeleri. Ancak kime “vekalet” edildiği, rüzgarın ne yönden estiğiyle doğrudan bağlantılı. İç savaşın iyiden iyiye yozlaştırdığı aşiret ya da etnik liderler, yön değiştirmek için paraya ve güce bakıyorlar.

Deyr-i zor çatışmaları; Amerikan müttefikleri karşı karşıya

Suriye’nin güneydoğusunda, Irak sınırında yer alan Dey-i Zor’daki çatışmalar da, bu “duruma göre değişen ittifakların” bir örneği; Bölgedeki Arap aşiretleri, IŞİD’le mücadele kapsamında PKK terör örgütünün Suriye uzantısı PYD-YPG ile yıllardır işbirliği yapıyorlardı. Ancak yerelde PYD-YPG ile Araplar arasındaki güç rekabeti, son günlerde sıcak çatışmaya dönmüş durumda. Bölgenin asıl kontrolünün ABD’de olduğu, hem PYD-YPG’nin hem de Arap aşiretlerin yıllarca Amerikan askerleri ile işbirliği yaptığı göz önüne alındığında, ilginç bir gelişme bu. Belli ki Arap aşiretleri, Esad’ın Arap dünyasıyla barışmasını da fırsat bilip, taraf değiştirme ve Deyr-i zor bölgesel yönetimindeki PYD-YPG ağırlığını kırma eğilimine girmişler.

İran’ı çevreleme politikası

Bölgedeki etkin güç olan ABD’nin çatışmalara sessizliği de ayrıca dikkat çekici. İki “müttefiki” birbiriyle çatışırken Amerikalılar’ın müdahale etmemesi, Washington yönetiminin -daha önce pek çok kez yaptığı gibi- yeni bir ittifak değiştirme hamlesi olabilir mi? Bu sorunun yanıtı, ABD’nin son dönemde yeniden ağırlık kazanan “Ortadoğu’da İran etkisini kırma” planıyla da ilintili. Irak-Suriye sınırının İran yanlısı milislerin geçişine kapatılması ABD’nin işine gelir. Bunu kim sağlarsa, ABD de onunla işbirliği yapacaktır.

Kuzey Irak da karışık

Suriye’de dengeler yeniden değişirken, Kuzey Irak’ın da karışması tesadüf değil elbette; Irak’taki karışıklığın merkezi bugünlerde Kerkük.

Kerkük, Irak Anayasası’na göre Bağdat yönetimine bağlı olması gerekirken, IŞİD’in bölgeden temizlenmesi sonrasında Kuzey Iraklı Kürtlerin kontrolüne geçmişti. Ancak 2017’de Barzani ve Talabani aşiretlerinin “Irak’tan bağımsızlık referandumuna” kalkışmalarıyla birlikte, Bağdat merkezi hükümeti Kerkük’ün yönetimini geri almıştı.

Şimdilerde Bağdat’taki Sudani hükümeti kentin yönetimini yeniden Kürtlere devretmek adına adımlar atmaya başladı. Bu adımlara karşı da, Kerküklü Türkmenler ve kentteki Araplar ayağa kalktı.

Belli ki Kuzey Irak’ta da “ittifaklar” yeniden değişiyor. Son not olarak şunu da ifade etmek gerek;

Özellikle Kerkük’teki gelişmelerin, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın kapsamlı Irak ziyaretinden hemen sonraya denk gelmesi, AK Parti hükümetinin Kerkük’te yaşananlar karşısında sessizliğini koruması da ayrıca dikkat çekici.

Belli ki Ankara da, Suriye ve Irak’ta kurulan yeni dengelerde pazarlığın bir köşesinde yer alıyor. Bundan “karlı mı, yoksa zararlı mı” çıkılacağını ise zaman gösterecek...

Tüm yazılarını göster