İpekyol’un patronu Ayaydın, Diyarbakır’da fabrika kuracak

Bu günlerde perakende sektöründen hangi patronla konuşsam, ‘İşlerimiz iyi değil, çok çok iyi, bu kadarını tahmin etmiyorduk’ diyor. Özellikle Arapların yoğun alışveriş yapmasının yanı sıra, yurt dışında yaşayan Türk vatandaşlarının da memleketlerine gelmeleriyle Anadolu’da da satışlar artıyor. Yaz tatili alışverişi, bayram alışverişi derken, satış grafikleri yükseliyor. Ancak yeni sezon da yavaş yavaş geliyor. Herkes şu anki satışlardan memnunken, kimse şimdiden eylül ayıyla başlayacak olan yeni sezonda işlerin nasıl olacağını tahmin edemiyor. Yeni sezonda bazı riskler var. Birincisi yüksek enflasyon nedeniyle fiyatların geçen yılki sonbahar-kış sezonuna göre yüzde 50-70 bandında artacak olması, ikincisi turistlerin geri çekilmesi, üçüncüsü ve belki de en önemlisi üretim. Türkiye’de üretim şu anda altın çağını yaşıyor. Bir yandan iç piyasadaki markalar diğer yandan yurt dışındaki markalar tedariki artırıyor.  Ancak ihracatta daha karlı bir rüzgar yakalayan birçok üretici, yurt dışıyla çalışmayı tercih ederken, iç piyasaya mal yapmak istemiyor. Üretim, iç piyasanın talebini karşılayamıyor. Dolayısıyla yeni sezonda üretimdeki sıkıntının da enflasyonu körükleyeceği tahmin ediliyor. 

Eleman sıkıntısı tırmanıyor

Perakende sektöründe bazı firmalar üretimi kendi bünyelerinde yapıyor. Ama orada da sıkıntı var. Patronlar, üretimde çalışacak kalifiye eleman bulamıyor. İpekyol’un patronu, Ayaydın-Miroglio Grup Yönetim Kurulu Başkanı Yalçın Ayaydın, perakende satışların Arapların da etkisiyle çok iyi gittiğini, işlerin eylüle kadar pozitif ilerleyeceğini söyleyerek, ‘Eylülden sonrasını kimse bilemiyor’ diyor. İç piyasada markaların üretim yaptırmakta zorluk çektiğinden söz eden Ayaydın, şunları anlatıyor: “İşlerimizin devamını sağlamak için üretimi artırmamız lazım. Edirne’deki fabrikamızda 700 kişinin çalışması bize yetmiyor. 200-300 kişiyi daha işe almamız lazım ama kimse yok. Valiliğe, belediyeye, her yere başvurduk, kimseyi bulamıyoruz. Bunun nedeni ara eleman yetiştiren meslek liselerinin az olması. Türkiye’de herkesin üniversite diploması var ama ara eleman yok. Ben de şimdi Doğu’da yer bakıyorum fabrika kurmak için. Diyarbakır’a odaklandım ama OSB’de hiç yer yok. Şimdi 2’nci OSB’nin kurulmasını bekliyorum. Yapılır yapılmaz oraya bir fabrika kuracağız.” Kendi bünyelerindeki üretim yetmeyince birçok ürünü fason olarak da yaptırdıklarını açıklayan Ayaydın, “Büyük firma olduğumuz için üretici bulmakta sıkıntımız yok ancak küçük firmaların üretici bulma konusunda zorluk yaşadığını görüyoruz” diyor.

‘İçeridekiler ciddiye alınmıyor’

Erkek giyim markası Kiğılı, yıllar evvel kurduğu lojistik merkeziyle tedarik süreçlerini iyi yöneten bir firma. Kiğılı Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Hilal Suerdem, büyük firmaların üretim yaptırma konusunda ellerinin daha güçlü olduğunu belirterek, piyasadaki küçük çaplı markaların bu konuda yeni sezonda sıkıntı yaşayabileceğini söylüyor. Suerdem, “İhracat artınca Euro ile ticaret yapmak isteyen fasoncular, yurt dışından iş alıp, içerideki firmaları pek ciddiye almıyorlar açıkçası. Dolayısıyla üretim fiyatını da artırıyorlar. Eskiden beri tedarikçilerimizle ciddi anlaşmalar yaptığımız için bizde sıkıntı yok. Ama daha küçük firmalar etkileniyor” diyor.

‘Zorlanmayan kimse yok’

Kadın giyim markası Gizia’nın patronu İsmail Kutlu ile konuşuyoruz… Kutlu, “Şu anda üretici bulmakta zorlanmayan hemen hemen kimse yok. Sektörde çalışacak eleman bulamıyoruz, sıkıntı orada” diyor. Kendi üretimleri de olduğunu ancak fason da verdiklerini söyleyen Kutlu, şunları anlatıyor: “Üretim çok değerli bir hale gelecek önümüzdeki 5 yılda. Bizim Çağlayan’da üretim merkezimiz var, bölgedeki atölyelere de çok iş veriyoruz. Üretimi büyütmeyi düşünüyoruz, hatta ek yatırımlara da başladık. Şu anda üretimin yüzde 30’u bize ait ama bunu yüzde 60-70 seviyesine getirmemiz lazım. Üretimi artırmak için bu yıl en az 120 kişiyi işe almamız şart. Ama eleman bulma sıkıntısı artıyor. Meslekten uzaklaşma var. Bulabilirsek alacağız. Bir yandan mağazalara da eleman arıyoruz ama orada işler biraz daha kolay. Gençler mağazacılığı daha fazla tercih ediyor.” Kutlu’ya üretimdeki sıkıntıların fiyatlara ekstra bir yük getirip getirmeyeceğini soruyoruz, şöyle yanıtlıyor: “Elbette getirecek. Asgari ücretteki ve diğer kalemlerdeki artışlar perakende fiyatlarına yansıyacak. Piyasada ortalama yüzde 50’lik bir artış olabilir. Ama eski karlılık olmayacak, o kesin. Sadece tekeri çevireceğiz gibi gözüküyor.”

Tüm yazılarını göster