Inovasyon, 10 yılda 540 bin kişi çekti, THY 24 bin 761 fikirle 163 milyon dolar fayda sağladı

Vahap MUNYAR İŞ DÜNYASINDA DİYALOG

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mustafa Gültepe, 10-12 Ekim 2024’te Haliç Kongre Merkezi’nde gerçekleşecek“Türkiye Innovation Week 2024”ün tanıtırken 12 yılda alınan yolu şu veriyle özetledi:

- “Innovation Week” etkinliğimizin ilki 2012 yılında düzenlendi. 2012 yılında Türkiye, “Küresel İnovasyon Endeksi”nde 74’üncü sıradaydı. Bu yıl “Innovation Week”in 11’incisini düzenliyoruz. Ülkemiz “Küresel İnovasyon Endeksi”nde 37’nci sıraya yükseldi.

Mustafa Gültepe kürsüde konuşurken, 2012 yılı Aralık ayının ilk haftasında dönemin TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi’yle ilk “Inovasyon Haftası”yla ilgili sohbetimizin notlarına göz attım:

500 milyar dolarlık ihracat hedefine ulaşmanın yolunun inovasyondan geçtiğini biliyoruz. Bu konuda farkındalık yaratmak istiyoruz.

Büyükekşi, haftaya geniş katılım sağlanması yolundaki çabalarını şöyle anlatmıştı:

  • Haftaya geniş katılım sağlamak için 5 bin davetiye gönderdik. Şirketlerin Ar-Ge ve tasarım merkezi çalışanlarını da bekliyoruz. Ayrıca 168 üniversite rektörüne mektup gönderdik, en başarılı 2’şer öğrencilerini 3 gün İstanbul’da ağırlayacağımızı bildirdik.
  • 3 gün boyunca 33 otobüs, İstanbul’daki liselerin 3 ve 4’üncü sınıfındaki öğrencileri Kongre Merkezi’ne taşıyacak. 1000 dolayında lise öğrencisinin katılımını sağlayacağız. Haftaya 10 bin kişiyi çekmeyi planlıyoruz.

O arada kürsüye TİM Başkanvekili Kutlu Karavelioğlu çıktı:

- “Türkiye Innovation Week”, 10 yılda 540 binden fazla katılımcı, 10 milyon izleyiciyle buluştu. 1034 konuşmacı ve 1500’den fazla markayı ağırladı.

Karavelioğlu’nun bu verileri paylaşmasının ardından Mustafa Gültepe’nin sözlerine döndüm:

Şayet dünyadaki ilk 10 ihracatçı ülkeden biri olma hedefine doğru yürüyeceksek, bunda inovasyon ekosisteminin gelişmesi büyük rol oynayacak. İnovasyon ile Türkiye’nin ihracatını bir üst lige taşıyacağız.

Gültepe, küresel yarışta bu hedefleri tutturmanın yollarına işaret etti:

Yüksek teknolojiye yatırımın, dijital ve yeşil dönüşümün yanı sıra inovasyonun gücünü de etkili şekilde kullanmalıyız.

Kutlu Karavelioğlu, “Türkiye Innovation Week”in bu yılki ana temasına dikkat çekti:

  • Out of the Bof: Human, Culture, Model…

Ardından sürdürdü:

Ana temamız, alışılmış kalıpların dışına çıkma cesaretini temsil ediyor. Geleceği inşa etmek cesaret ister. Bu cesaretin arkasında ise sadece insan ve onun hiç bitmeyen motivasyonu bulunur.

Şu noktanın altını çizdi:

İnovasyonun gerçek gücü, insan özgürce düşündüğünde, farklı kültürel yaklaşımları kabul ettiğinde ve cesur iş modelleri benimsendiğinde ortaya çıkıyor.

Hafta kapsamındaki “Inosuit”in çıktılarını paylaştı:

Şirketlerin inovasyon yetkinliğine uygun kulvarda mentorluk desteği alabilmesi adına başlattığımız “inosuit” programımız devam ediyor. Programımız kapsamında THY, 24 bin 761 yenilikçi fikir üreterek 163 milyon dolarlık mali fayda sağladı.

Ak-Kim’in “inosuit” sayesinde patent başvurularının yüzde 600 arttığını kaydetti:

Türkiye’nin dört bir yanındaki inovasyon mentorlarını bir araya getirerek Türkiye’deki inovasyon ekosistemini güçlendirmeyi amaçladığımız programımız ile 951 firma başvurusu ve 1100 mentor başvurusu aldık.

“İnovalig” üzerinde durdu:

Şirketlerde inovasyon bilincinin geliştirilmesi, inovasyona dayalı ihracat artışının desteklenmesi ve çalışmaların ödüllendirilmesi amacıyla “İnovalig”i hayata geçirdik. Bu yıl 67 şehirden 2 bin 302 firma başvurusu ile yeni bir rekor kırdık.

“TİM-TÜBİTAK Yeşil İnovasyon Teknoloji Mentorluk Programı”nı anlattı:

Dünya Bankası desteğiyle Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı koordinasyonunda TÜBİTAK ve KOSGEB’in yürüttüğü “Türkiye Yeşil Sanayi Projesi”nin çözüm ortağı olduk. Programa 66 firma ve 98 mentor başvurusu geldi.

Türkiye’nin “Küresel İnovasyon Endeksi”nde 12 yılda 37 basamak yükselmesi, Kutlu Karavelioğlu’nun paylaştığı veriler, TİM’in 2012 yılında başlattığı organizasyonun “inovasyon aşısı”nın tutmaya başladığını ortaya koyuyor…

TİM-TEB Girişim Evleri 193 milyon dolarlık ihracat geliri yarattı

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanvekili Kutlu Karavelioğlu, “TİM-TEB Girişim Evleri”ne değindi:

Türkiye’nin en kapsamlı ve yaygın girişimcilik ailesi “TİM-TEB Girişim Evleri”, 2015 yılından itibaren İstanbul, Ankara, İzmir, Denizli, Gaziantep, Bursa ve Mersin’de faaliyete geçti.

“TİM-TEB Girişim Evleri”nde bugüne kadar 2 bini aşkın teknoloji odaklı girişimciye destek verdiğini belirtti:

Bugüne kadar mezun firmaların toplam ihracat büyüklüğü 193 milyon dolar seviyesine ulaştı.

Karavelioğlu, “İnovaTİM” üzerinde de durdu:

- “İnovaTİM” ailesi 72 ilde, 150 farklı üniversitede faaliyet gösteriyor. Öğrencilerin patent başvurusunda bulunabilecek, ihracat potansiyeli taşıyan, uluslararası yarışmalara girebilecek projeler ortaya koymasına yardımcı oluyor.

Oraya çıkan değerlemelere dikkat çekti:

1.4 milyon dolar üzerinden değerleme alan ve patent başvurusunda bulunan projelerle öğrencilerimiz uluslararası arenada Türkiye’yi başarıyla temsile devam ediyorlar.

Londra’da Özal’ı izlerken Suudi Arabistan Kralı’nın evine sadece Hürriyet girmişti

1987 yılı Şubat ayı sonları, Mart ayı başları, Londra… Adnan Kahveci’nin önerisiyle dönemin Başbakanı Turgut Özal’ın hayata geçirdiği proje çerçevesinde Başbakanlık Basın-Yayın Genel Müdürlüğü bursuyla İngilizce eğitimi için İngiltere’deyim.

Başbakan Turgut Özal, ABD’de kalp ameliyatı olduktan sonra Türkiye’ye dönerken Londra’da mola verecekti. Eğitim için orada olsam da Hürriyet’in Londra Temsilcisi Faruk Zabcı’yla birlikte havalimanına Özal’ı karşılamaya gittik. O dönemlerde havalimanlarında gazeteciler aprona rahatlıkla girebiliyordu. Özal’ı uçağın merdivenlerinde karşıladık.

Özal, Londra’da Grosvenor House yerleşti. Dinlenme amaçlı mola vermiş olsa da Faruk Zabcı, Özal’ın o sırada Londra’da bulunan dönemin Suudi Arabistan Kralı ile görüşeceğini haber aldı. Zabcı ve Mihrişah Safa ile birlikte Grosvenor House lobisinde nöbet tutmaya başladık.

Derken Özal, Suudi Arabistan Kralı’nın evine gitmek üzere konakladığı otelden hareket etti. Biz de Zabcı’nın kullandığı otomobille konvoyu izlemeye koyulduk. Birkaç trafik ışığı sonrasında konvoyu kaçırdık. Zabcı, Mihrişah Safa’nın desteğiyle Suudi Arabistan Kralı’nın evini bulmakta gecikmedi.

O gün Londra’da Özal’ı izleyen gazeteciler arasından sadece Hürriyet’i temsilen Faruk Zabcı ile ben Suudi Arabistan Kralı’nın evine girebildik. Görüşme salonuna alınmasak da, orada bulunma ayrıcalığını yakaladık.

Faruk Zabcı, Hürriyet Gazetesi’nin Londra Temsilcisiydi ama özellikle savaş muhabirliğinde dünyada efsane isimler arasına girmişti.Zabcı’nın efsane gazetecilik başarısına o gün yakından tanık olmuştum.

Geçen Cuma günü Hürriyet’in eski Paris Temsilcisi Muammer Elveren aradı:

Faruk Zabcı’yı kaybettik, başımız sağolsun…

O an Londra’da Özal-Suudi Arabistan Kralı görüşmesinin izini sürdüğümüz günü anımsadım. Onun sağlık açısından en sıkıntılı dönemlerinde bile özellikle savaş muhabirliğinden geri durmadığı aklıma geldi.

Bir-iki ay önce Londra’daki meslektaşımız, Zabcı’nın yakın dostu Jan Devletoğlu Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nde (TGC) uğradığında kulağını çınlatmıştık. Devletoğlu’na “Faruk Zabcı abime selamlarımı ilet lütfen” demiştim.

Zabcı’nın vefat haberinden 1-2 gün sonra Jan Devletoğlu’ndan mesaj geldi:

Faruk Zabcı ile son görüşmemizde “Vahap Munyar’ın sana selamı var” dedim. Gözleri yaşardı. Hiç yaşlı gözlü görmemiştim Faruk’u. Gülümsedi, “Sen de selamımı söyle, tarafımdan öp Vahap’ı” dedi.

Jan Devletoğlu’nun mesajını okurken benim de gözlerim doldu…

Meslek büyüğüm, çalışma arkadaşım, hemşerim Faruk Abime Allah’tan rahmet diliyorum.

Mekanın cennet olsun Faruk Abim…

Tüm yazılarını göster