Bu ayın en kritik haftasına giriyoruz. Martta ekonominin rotasını belirlemesini beklediğimiz üç faktör var: Rusya-Ukrayna gerginliği, FED’in faiz kararı ve içeride Para Politikası Kurulu’nun (PPK) faiz kararı. Bunlardan ikisi bu hafta netleşecek.
Geçen hafta ile başlayalım… İnşaat maliyet endeksi, önceki aya göre yüzde 15,2, önceki yıla göre ise yüzde 79,9 artışla 464,6’ya yükseldi.
Bu veri, marta değil ocak ayına ait. Yani henüz ortada bir savaşın olmadığı, emtia fiyatlarındaki son sıçramaların yaşanmadığı bir dönem. Son haftalarda demir, cam, çimento, plastik, seramik fiyatları tarihi zirvelerini sürekli yeniliyor. Diğer yandan kur tarafında da yükseliş izliyoruz. Bu nedenle, şubat ve mart verilerinde maliyetlerdeki hızlı yükselişin devam ettiğini göreceğiz.
Maliyetlerdeki artış, yeni yapılan konut fiyatlarına da benzer oranda yansıyor. Maliyet endeksi, konut fiyat endeksinden bir ay önde gidiyor. Bu hafta ocak ayı konut fiyat endeksi açıklandığında, benzer bir artışa şahit olacağız. Ancak, şubat ve mart fiyatları daha yüksek gelecektir.
Cuma sabahı açıklanan ödemeler dengesi verilerine göre cari denge ocak ayında 7,1 milyar dolar açık verdi. Açık, geçen haftaki tahminlere yakın ancak birkaç ay önceki temennilerden çok uzak bir düzeyde geldi. Aylık bazda son dört yılın en büyük açığı açıklandı. 12 aylık açık ise 20 milyar doları aştı.
Bu yıla, cari dengede fazla hedefiyle başlayan ekonomi yönetimini, geçen yılın çok üzerinde bir açık riskiyle yüz yüze. Şubatta açık bugüne göre bir miktar daha düşük gelebilir ancak savaşın başladığı mart verileri ile cari açık ilk üç ayda 20 milyar dolara ulaşacak gibi görünüyor.
Bu hafta gözler faiz kararlarında
Birkaç hafta öncesine kadar FED’in bu yıl en az üç kez faiz artışı yapacağı, hatta bunlardan bazılarının 50 baz puanlık artışlar olacağı iyice güçlü bir beklentiye dönüşmüştü. Rusya-Ukrayna Savaşı, henüz bu beklentiyi ortadan kaldırmış olmasa da, savunucularının sayısını önemli ölçüde azalttı.
Bu hafta çarşamba akşamı gelecek olan faiz kararı muhtemelen 25 baz puanlık artış yönünde olacaktır. Ama yıl içinde, yapılacak faiz artışlarının sayısı ve şiddeti konusunda beklentiler daha ılımlı hale gelmeye başladı.
Elbette, haftanın en kritik dakikaları perşembe öğleden sonra yaşanacak. PPK, bu haftaki toplantısında mevcut politika faiziyle devam edilip edilmeyeceğine karar verecek.
Eylül ayında bilinen ekonomi kurallarının dışına çıkarak, politika faizini enflasyonun altına çeken TCMB, o zaman attığı adımın bugünkü sonuçlara neden olacağını bilse yine de tercihini bu yönden yana mı kullanırdı bilemiyoruz. Ama şu anda yüzde 14 olan politika faizine karşı yüzde 55 civarı bir TÜFE artışı ile yüz yüzeyiz. Yani reel faiz -40 civarında. Üstelik önümüzdeki birkaç ay enflasyonun daha da yükseleceği kesin.