• Piyasalar Boris Johnson’ın Temmuz ayında başbakanlığa gelişini endişe ile karşılamıştı. Her ne kadar sterlin Johnson’ın ilk gününde yükselse de küresel piyasalarda güvenilmez bir siyasetçi olarak görülüyordu. Aynı piyasalar 5 ay sonra yapılan seçimden çıkan sonucu ise Brexit belirsizliğinin çözüleceği umuduyla coşkuyla karşıladı. İngiliz hisseleri değer kazandı, sterlin diğer paralar karşısında yükseldi.
• Johnson 5 ay önce İngiltere’nin hiçbir bahane olmadan 31 Ekim itibariyle AB’den ayrılacağının sözünü vermişti; tutamadı. Şimdi beklenti AB’den çıkışa dair anlaşmanın İngiliz parlamentosundan hızla geçmesi ve İngiltere’nin Ocak sonuna kadar Birlik’ten ayrılması. Ardından geçiş süreci başlayacak. Geçiş süreci denilen aslında sıkı bir pazarlık dönemi. Masada karar verilmesi gereken birçok başlık olacak. İngiltere’nin AB ile ilişkilerinin ayrılık sonrası nasıl yürüyeceği, bir serbest ticaret anlaşmasının olup olmayacağı, göçmenlerin durumu, İrlanda sınırı, İngiltere’de yaşayan 3 milyon Avrupalı ve AB’de yaşayan 1.2 milyon İngilizin statüsü, AB balıkçılarının İngiliz sularında avlanabilmeleri, Avrupa Adalet Mahkemesi’nin rolü, veri güvenliği, işgücü hareketi gibi onlarca mesele çözüm bekliyor. Brexit sadece iki tarafı değil, dünyayı ve bizi de ilgilendiriyor.
İngiltere dünya ticaretinde en çok paya sahip 6. ülke. Yerküredeki bütün ülkelerle ticaret yapıyor ama aslan payı gümrük duvarı olmaması nedeniyle AB’nin. İhracatın yüzde 45’ini AB ülkelerine yapıyorlar, ithalatın ise yüzde 53’ünü AB’den gerçekleştiriyorlar. Ticaret dengesi İngiltere’nin aleyhine. Yaklaşık 90 milyar dolar açık veriyorlar. İngilizleri Brexit’e yönlendiren rakamlardan biri de buydu. Oysa AB dışı ülkelerle olan ticarette 40 milyar dolar dolayında fazla veriyorlar.
• İngilizler müzakerelerde yine kota ve tarife sınırlaması olmadan AB pazarına girmenin ve serbest ticaret anlaşmasının yolunu arayacaklar. Ancak Brexit, İngiltere’ye başka kapılar da açacak. Toplam 20 trilyon dolarlık dünya ticaretinde İngiltere kendisi için başka fırsatlar olduğunu düşünüyor. Johnson bir yandan ABD ile ticaret ve yatırım anlaşmasında ilerleme kaydetmeye çalışırken öte yandan Trans-Pasifik ortaklığı ile görüşmeleri yürütecektir. Türkiye, İngiltere için ilk sıralarda olmasa da önemli bir ticaret partneri. Üstelik bizim ticaret fazlası verdiğimiz sayılı ülkelerden biri. 2018’de 11 milyar dolarlık mal satmışız, 7.4 milyarlık ithalat yaşmışız. Türkiye’ye gelen doğrudan yabancı yatırımlarda yüzde 20 dolayında pay ile ikinci sırada; gelen turist sayısında ise 3’üncü sırada.
• Bizim için böylesi önemli bir ülke yeni bir döneme doğru gidiyor. Normal şartlarda geçiş süreci 2020 sonunda tamamlanacak. Ama Johnson bir ya da iki yıl daha uzatma isteyebilir. Uzatma demek İngilizlerin AB bütçesine finansal katkıyı sürdürmesi demektir ki; buna çok istekli değiller. Eğer İngiltere ayrılığı başarıyla tamamlar; İngiliz ekonomisi bu süreçten güçlenerek çıkar ve İskoçya ile Kuzey İrlanda’nın Birleşik Krallık’tan kopmasını da önlerse diğer bazı AB üyeleri de ayrılmak için sıraya girmezler mi?