Dünya, yaklaşık 200 yıl önce gerçekleşen sanayi devriminden bu yana yaklaşık 1,1 derece ısındı. Artan yakıt kullanımı ile birlikte atmosferdeki sera gazı emisyonları hızla arttı. Bugün tüm dünya aşırı sıcak hava akımları ile karşı karşıya. Bu durumu en fazla hisseden ülkelerden biri de Birleşik Krallık. Ülkede hava sıcaklığı 19 Temmuz’da tarihinde ilk kez 40 derecenin üzerine çıktı.
Dünyanın önde gelen iklim bilimcilerinden oluşan World Weather Attribution ekibi, özellikle Birleşik Krallık’ta yaşanan aşırı sıcaklıkları değerlendiren bir analiz yayınladı. Analizde, İngiltere genelinde en yüksek sıcaklıkların gerçekleştiği üç bölgedeki meteoroloji istasyonu verileri değerlendiriliyor. Bu isyasyonlar; Lincolnshire, Londra ve Durham’da yer alıyor.
Analizde şu yoruma yer veriliyor; “Eğer insan kaynaklı iklim değişikliği yaşanmıyor olsaydı, Birleşik Krallık’ta hava sıcaklığının 40 dereceye ulaşmasına imkan yoktu; tam tersine ülkede hava sıcaklığı 2 ila 4 derece daha düşük olurdu.”
Bilim insanlarına göre, ülkede yaşanan bu rekor sıcaklıklar, önümüzdeki yıllarda daha da büyük sıcak dalgalarının, yangınların ve kuraklıkların habercisi.
World Weather Attribution ekibini yöneten Imperial College London'dan Dr. Friederike Otto, günümüzde bile bu düzeyde sıcaklıklara ulaşmanın nadir olduğunu söylerken, küresel ısınma ile birlikte, bu rekorların daha düzenli olarak meydana gelme olasılığının artacağını ifade ediyor. Dr. Otto, bu rekor sıcaklıkları yaşamamak için Birleşik Krallık’ın hızla “net sıfır” hedefine ulaşması gerektiğini ifade ediyor. Hükümet, net sıfır için 2050 hedefi koymuş durumda.
Dr. Otto’nun dikkat çektiği bir diğer konu da, İngiliz halkının sıcak hava şartlarına alışık olmaması. Dr. Otto, konutlar, okullar ya da ulaşım altyapısı bu sıcaklığa dayanabilme yapısında değil yorumunu yapıyor.
İklim çoktan değişti
İklim krizi, sadece Birleşik Krallık değil, Hindistan, ABD, Avustralya, İspanya ve Almanya dahil dünyanın her bölgesinde aşırı sıcaklıklar yaşanmasına neden oluyor. Hükümetler küresel ısınmayı 1.5 derecenin altında tutma sözü vermiş olsalar da, çevreciler ilerlemenin çok yavaş olduğunu ifade ediyorlar. Greenpeace Londra temsilcisi Rosie Rogers, “İklim çoktan değişti; ve tüm dünya hükümetlerin hareketsizliğinin bedelini ödüyor. Önümüzdeki günlerde yaşayacaklarımızın ne kadar kötü olacağını hükümetlerin fosil kullanıp kullanmama kararları belirleyecek. Dünyanın en büyük karbon emisyonu üreticilerinden biri olan Birleşik Krallık'ın, emisyonları hızlandırma ve hızla sıfıra indirme yükümlülüğü var. Yeni başbakanın bu uyarılara göre hareket etmesi gerekiyor” diyor.
Yeni normal: Daha yüksek sıcaklıklar
Bu arada, Birleşik Krallık meteoroloji kurumu Met Office tarafından açıklanan rapor deniz seviyelerinin 100 yıl öncesine oranla çok daha hızlı yükseldiğini ortaya koyuyor.
İklimin Durumu Raporu’nun altını çizdiği konu ise, daha yüksek sıcaklıkların İngiltere için yeni normal olduğu.
Rapor; baharın daha erken geldiği; bitki ve hayvan yaşamının ise iklim değişikliğine uyum sağlayacak kadar hızlı gelişmediği konusunda uyarıyor. Rapora göre, Birleşik Krallık, küresel sıcaklık artışının ortalama hızından biraz daha hızlı ısınıyor.
Deniz seviyesi 1900 yılından bu yana 16.5 cm yükselmiş durumda; fakat Met Office verilerine göre; bu oran hız kazanmış durumda ve her sene 3-5.2 mm yükseliyor. Bu durum, sahilleri ve yaklaşık 500 bin konutu sular altında kalma riski ile yüz yüzde bırakıyor.
İngiliz yatırımcıları en fazla ilgilendiren iki konu küresel ısınma ve iklim değişikliği
İngiliz SaveonEnergy tarafından yapılan yeni bir ankete göre, küresel ısınma ve iklim değişikliği İngiliz yatırımcıları en çok ilgilendiren konuların başında geliyor. Ülke genelinde 538 ESG yatırımcısının katılımı ile gerçekleşen ankette, yatırım kararlarını belirleyen konuların başında yüzde 61 ile küresel ısınma ve iklim değişikliği yer alıyor. Bunu yüzde 54 ile plastik kirliliği; yüzde 49 ile hava kirliliği izliyor.