IMF’li mi? Yoksa IMF’siz mi?

Servet YILDIRIM Ekonominin Halleri

Türkiye ekonomisi önemli bir dönemeçte bulunuyor. “Yeni Ekonomi Modeli” ile yaklaşık iki değerli yılı kaybeden, milyarlarca dolarlık döviz rezerv kaybı yaşayan ve uluslararası piyasalarda itibar yitiren Türkiye, gerekli adımları şimdi atmaya başlamazsa ileride destek için IMF’ye başvurmak zorunda kalabilir.

Geçen hafta Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek bankacılarla bir araya geldi. Herkesin merakla beklediği önemli bir buluşmaydı. Bankacılar yeni döneme dair ipuçları aldılar.

Toplantıya katılanların edindiği izlenim yeni dönemde ekonominin dümenine geçen Şimşek’in kafasında bozulanı düzeltmenin ötesinde daha bütüncül bir yaklaşım olduğu. Bu noktada başarılı olabilmenin ise dört temel koşulu var: 1) Güçlü ve itibarlı bir program hazırlanması 2) Liyakatı olan ve piyasaları da anlayan iyi bir ekip oluşturulması 3) Dış destek sağlanması ve ülkeye sermaye girişinin başlatılabilmesi 4) Hükümet mekanizmasındaki tüm ilgili kurumların açıklanacak programa destek vermesi yani birlikte çalışılması.

Ekonomi enflasyon, yüksek cari işlemler açığı ve bozulmuş bir bütçe dengesi ile zor bir kavşakta bulunuyor. Merkez Bankası döviz rezervlerinin erimiş olması bu tabloyu daha zorlu hale getiriyor. Durumun sürdürülebilir olmadığı aşikar. Bu kritik dönemde ekonominin ve kamu maliyesinin içinde bulunduğu durumu anlamaya ve resmi tam olarak görmeye çalışan Mehmet Şimşek, biraz sabır ve zamana ihtiyaç olduğu mesajını veriyor. Aslında kimse sorunların kısa sürede çözülmesini beklemiyor. Bu kadar bozulmuş, ayarlarıyla fazlasıyla oynanmış bir ekonomiyi çok kısa bir sürede düzeltebilmenin zorluğunun herkes farkında.

Bu aşamada yeni ekonomi yönetiminden beklenen, problemleri çözmesi değil ama doğru yönde adımları atmaya başlamasıdır. Bugünlerde üzerinde çalışılmaya başlanılan Orta Vadeli Program (OVP) bu yöndeki niyetin var olup olmadığının bir ifadesi olacaktır. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, geçen hafta yaptığı açıklamada "OVP'de para ve maliye politikalarına dair önemli maddeler olacak" demişti. Yılmaz, özellikle enflasyon konusunun öncelikli olduğunu belirtmişti. Her ne kadar Türkiye’de OVP’ler geçmişte bir gecede rafa kaldırılmış olsa da Yılmaz’ın bu açıklamasını Mehmet Şimşek’in bütüncül yaklaşım isteğini destekleyen bir açıklama olarak görmek gerekir; ya da öyle olduğu temenni edilir.

OVP yeni yönetimin niyeti hakkında önemli bir gösterge olacaktır ama ondan önce yakından izlenecek bazı adımlar var. Bunlardan birisi de 22 Haziran’da yapılacak olan Merkez Bankası Para Politikası Kurulu toplantısıdır. Piyasalar ve finans kesimi ise ilk aşamada normalleşmeye dönüşü bekliyorlar. Piyasaların sabırsızlıkla beklediği böylesi normalleşmeye dönüş zaman alacaktır. Ama bu yönde atılacak adımların bir yönlendirme etkisi olacaktır. Bu nedenle Perşembe günkü Para Politikası Kurulu kararı bu kapsamda önemli bir mihenk taşı olacaktır.

Türkiye 2021 sonundaki yön değişikliği ile ekonomiyi zorlu sürece soktu. Enflasyon yükseldi, dış denge bozuldu, kamu maliyesi zarar gördü

“Yeni Ekonomi Modeli” ile yaklaşık iki değerli yılı kaybeden, milyarlarca dolarlık döviz rezerv kaybı yaşayan ve uluslararası piyasalarda itibar yitiren Türkiye, gerekli adımları şimdi atmaya başlamazsa ileride destek için IMF’ye başvurmak zorunda kalabilir. Yabancısı olduğumuz bir durum değil. Türkiye ekonomisini kendi gücüyle tek başına ayakta tutmak zorlandığı için son 30 yılda üç defa IMF’ye başvurmak zorunda kalmıştı. Eğer doğru adımlar atılmazsa şu anda politik olarak imkansız görünen bu opsiyon çok uzak olmayan bir gelecekte gerçekçi bir alternatif ve hatta zorunluluk haline gelebilir.

Tüm yazılarını göster