IMF ve Dünya Bankası’nın yılda iki defa düzenlediği toplantılardan ilki Bahar Toplantılardır. Bu toplantılara küresel ekonomiye yön veren aktörler katılır ve ekonomik gündeme ilişkin önemli konularda gerek kamuoyuna açık gerekse kapalı kapılar ardında önemli görüşmeler gerçekleşir. Bu toplantılarda kısa ve orta vadede ekonomik görünüm adına önemli konular detaylıca tartışılır.
Bu hafta gerçekleşen Bahar Toplantıları’nda gündemde neler var?
Tabi ki en önemli gündem maddelerinden biri IMF’nin sunduğu ekonomik görünüm tahminleridir. Bu tahminlere göre IMF küresel ekonominin bu yıl yüzde 3,1, önümüzdeki yıl da yüzde 3,2 oranlarında büyüyeceğini tahmin ediyor. Bu oranlarla IMF, dünya ekonomisinin COVID Pandemisi ve hemen ardından yaşanan yüksek enflasyon şoklarını küresel ekonomide kalıcı bir tahribat yaşanmadan atlatılacağını iletiyor. Öte yandan, 2024 ve 2025 yılları için beklenen ekonomik büyüme oranlarının 1960’lardan bu yana gerçekleşen en düşük büyüme oranları olduğunu da hatırlamakta fayda var. Büyümenin düşmesinde temel olarak sıkı para politikası ve finansal koşullar, yüksek kamu borcu ve artan jeo-politik gerilimler etkili oluyor.
Küresel ekonomik gündemde enflasyon ve jeo-politik gerilimler birebir hissediliyor ve sıkça gündemde yer alıyor. Öte yandan borç stoku konusu bugünden öte yarının konusu olduğu için şu aşamada ekonomi gündeminde yeterince yer almıyor. Oysa küresel borç sorunu, başta ABD ve Japonya olmak üzere, sürdürülemez düzeylere yükselmiş durumda. Gelişmiş ülkelerde borç stokunun milli gelire oranı yüzde 111 ile tarihi rekora çıkmış durumda. Bu yüksek oranlara rağmen IMF tahminleri borç yükünün bu ülkelerde artmaya devam edeceğini söylüyor. Gelişmekte olan ülkelerde de borç stoku yine tarihi zirvelere çıkmış durumda ve tahminler hızla artmaya devam edeceği yönünde. Gelişmekte olan ülkelerde borç stokuna en yüksek katkı yapan ülkeler arasında Çin ve Türkiye yer alıyor.
IMF-Dünya Bankası toplantılarında bir diğer önemli konu da toplantılara Türkiye’yi temsilen katılan Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile TCMB Başkanı Fatih Karahan’ın verdiği mesajlardı.
İlk önce TCMB Başkanı Karahan’ın verdiği mesajlarla başlayalım. Başkan Karahan, Uluslararası İlişkiler Konseyi’nde (CFR) yaptığı konuşmada cümle içinde TCMB’nin faiz artış döngüsünde sona geldiğini; ancak ihtiyaç duyulması halinde sıkılaşmanın yeniden değerlendirileceğini iletti. Bu mesajı, önümüzdeki hafta TCMB’nin faiz artışı yapmayacağı olarak okuduk. Öte yandan, Başkan Karahan, piyasa beklentilerinin TCMB yılsonu enflasyon hedefinden çok uzak olmamakla beraber hane halkı enflasyon beklentilerinin henüz kontrol altına alınamadığını iletti. Hane halkının enflasyon beklentilerinin kontrol altına alınması için yaz aylarında baz etkisiyle düşecek yıllık enflasyonun önemli rol oynayacağını iletti. Öte yandan yaz aylarında enflasyon beklentilerini etkileyecek diğer unsurlar arasında hükümetin başta ücretler, vergi, yönetilen ve yönlendirilen fiyatlar ile kamu maliyesi alanlarında al(may)acağı kararlar etkili olacak.
Bu çerçevede gözler Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’e çevriliyor. Bakan Şimşek’in yaptığı açıklamalarla, Bahar Toplantılarının ardından yurda dönüşüyle beraber bir ekonomi programının açıklanacağının sinyalini alıyoruz.
Kim bilir belki de Bakan Şimşek izleyen haftalarda IMF ile sürpriz bir program açıklayarak ekonomiye ihtiyaç duyduğu can suyunu verir…