ABD’de Başkan Joe Biden yönetimi ile Türkiye arasındaki ilk resmi temas, yeni yönetimin göreve başlamasından neredeyse 15 gün sonra geldi.
Ve ilk temastan, “hukuk ve demokrasi vurgusu” çıktı.
Washington’dan Ankara’yla temasa geçen ilk isim de ilginç; Ne Başkan Biden, ne Dışişleri Bakanı Blinken, ne Savunma Bakanı Austin aramadılar Ankara’daki muhataplarını. Görüşme işi ABD Başkanı’nın Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan’a kaldı. Sullivan, Cumhurbaşkanlığı sözcüsü İbrahim Kalın’la görüştü.
Sullivan’ı Ankara’yla temasta ilginç kılan ise, daha geçen hafta yaptığı bir telefon görüşmesinde Türkiye’yi, Çin’le birlikte “endişe kaynağı” olarak nitelendirmesiydi.
Nitekim, hem Beyaz Saray’dan, hem de Ankara’daki Cumhurbaşkanlığı’ndan yapılan açıklamalar Kalın-Sullivan telefon görüşmesinin de o “endişelerin” altını çizecek şekilde gerçekleştiğini ortaya koyuyor.
İki açıklamada, iki farklı bakış, iki farklı dil...
Ankara ve Washington’dan yapılan açıklamalar, her iki tarafın da “farklı konuları” öne çıkardığını gösteriyor.
• İlişkilerin geleceği;
İki açıklama arasındaki en farklı yaklaşımlardan biri, Türk-Amerikan ilişkilerin tarifi konusunda; Ankara’nın açıklamasında, “Türkiye-ABD ilişkilerinin güçlendirilmesine” ve “yakın temasta olunmasına”, “diyalog kanallarının açık tutulmasına” vurgu var.
Amerikan tarafının açıklamasında ise ikili ilişkilerin geleceği tarif edilirken, bir yandan işbirliği alanlarının genişletilmesi isteği, diğer yandan “görüş ayrılıklarının etkin şekilde yönetilmesi” gereği vurgulanıyor.
• S-400ve F-35 konusu;
Cumhurbaşkanlığı tarafından yapılan açıklamada, S-400 füzelerinin yanısıra, ABD’nin Türkiye’yi dışladığı F-35 savaş uçağı projesinin de ele alındığı ifade edildi. Oysa ABD tarafının açıklamasında sadece S-400’lere değiniliyor, F-35’lerin ise adı hiç geçmiyor. Belli ki ABD tarafı, F-35 defterini çoktan kapatmış. Belli ki Ankara önümüzdeki dönemde F-35 projesine geri dönüş konusunda ısrar edecek, Biden yönetimi ise ayak sürüyecek.
İki açıklama arasındaki bir başka fark, S-400’lere nasıl değinildiği konusunda kullanılan kelimelerde gizli;
Ankara’nın resmi açıklamasında S -400 sorununun “yeni bir perspektifle ele alınması gerektiğine” vurgu yapılırken, Washington’un açıklamasında Türkiye’yi eleştiren bir dil hakim; Beyaz Saray açıklamada, Türkiye’nin S-400 alımını “NATO’nun birliğini ve etkinliğini aşındıran” bir adım olarak niteliyor.
• ABD tarafının hukuk ve demokrasi vurgusu
İki açıklama arasındaki en belirgin fark ise hukuk ve demokrasi konusunda;
Beyaz Saray açıklamasında Başkan Biden’ın “demokratik kurumları ve hukukun üstünlüğünü desteklemek” konusundaki geniş taahhütlerinin altı çiziliyor. Türk tarafının açıklamasına bakıldığında ise demokrasi ya da hukukun üstünlüğü hiç konuşulmamış gibi; Bu konulara hiç girmemeyi tercih etmiş Ankara resmi açıklamada.
Hem iki tarafın ortak açıklama yapmamasından, hem de açıklamalardaki ton farkından, Ankara ile Washington arasındaki ilk temasın oldukça soğuk geçtiğini çıkarmak mümkün.
Nasıl olmasın ki?
Herkesin bildiği ve konuştuğu S-400, F-35, Halkbank, Suriye’nin kuzeyindeki PYD-YPG’ye Amerikan desteği sorunları malum.
Ama bir de konuşulmayanlar var;
• ABD özel kuvvetleri, Yunanistan ve Kıbrıslı Rumlarla ortak tatbikat yaptı;
Tam da Türkiye ile Yunanistan arasında -sonuç getirmeyeceğini herkesin tahmin ettiği, ama en azından gerilimi düşüren- istikşafı görüşme süreci yaşanırken, ABD hiç beklenmeyen bir adım attı; Amerikan ordusunun özel kuvvetleri ile, Yunanistan özel kuvvetleri birlikte tatbikat yaptı.
İstikşafi görüşme süreci yaşanırken Washington yönetiminin taraflardan biriyle, üstelik anlaşmazlık alanında ortak tatbikat yapması zaten tek başına alarm verici bir gelişme;
Ancak bir de üstüne, tatbikata Kıbrıs Rum özel kuvvetlerinin dahil edilmesi, Washington’da Biden yönetimi tarafından Türk-Yunan/Rum dengesinin hiç gözetilmeyeceğini ortaya koyuyor.
ABD’nin Atina Büyükelçisi Geoffrey Pyatt’ın paylaştığı tatbikata ilişkin resmi açıklama da-deyim yerindeyse- evlere şenlik; Açıklamada bol bol NATO’ya vurgu var, sanki-Türkiye’nin resmen tanımadığı- Kıbrıs Rum Kesimi NATO üyesiymiş gibi...
• ABD’den Libya açıklaması
Yine çok konuşulmayan, ama Ankara açısından alarm verici bir başka gelişme ise, Biden yönetiminin Libya sorununa ilişkin izleyeceği politikayı ortaya koyan açıklamada gizli; ABD’nin BM nezdindeki Büyükelçisi Richard Mills, Türk ve Rus askerlerinin Libya’dan çekilmesi için resmi çağrı yaptı. BM Güvenlik Konseyi’nde konuşan Mills’in bu açıklaması, Ankara’nın savunduğunun aksine, ABD’deki Biden yönetiminin Türkiye ile Libya’daki Trablus yönetimi arasındaki askeri işbirliği anlaşmalarını “meşru saymadığını” ortaya koyuyor.
Obama ya da Trump yönetimlerinin ilk günlerinde Washington ile Ankara arasında hiç susmayan telefonlar, işbirliği mesajlarının havada uçuşmasını hatırlayınca, Başkan Biden döneminin Ankara açısından zor geçeceğini daha şimdiden söylemek mümkün...