İlk çeyrek büyümesinde yüzde 2 garanti gibi

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ

✔ Sanayide ilk çeyrekte yüzde 11'i aşan üretim artışı ilk çeyrek büyümesine yüzde 2 dolayında yansıyacak. Diğer sektörlerde dramatik küçülmeler olmazsa sanayi sayesinde GSYH ilk çeyreği en az yüzde 2 büyümeyle kapatacak.

TÜİK’in pazartesi günü açıklayacağı yılın ilk çeyreğine ilişkin GSYH gerçekleşmesi bize nasıl bir oran verecek? Türkiye, geçen yılın ilk çeyreğindeki yüzde 4.5’in üstüne yeni bir büyüme sergileyecek mi, küçülme mi olacak, yok eğer büyüme sürerse nasıl bir oran göreceğiz?

İlk çeyrekle ilgili detaya girmeden önce ikinci çeyrekte çift haneli rekor bir büyüme göreceğimizi şimdiden rahatlıkla söyleyebiliriz.

İlk çeyrekle ilgili olarak da yüzde 2'nin altında bir büyüme olmayacağı tahmininde bulunmak yanlış olmaz. Yüzde 2 nereden mi çıktı, izah edelim.

GSYH’ye ilişkin en öncü göstergenin sanayi üretiminin seyri olduğu malum. Sanayi üretimi arındırılmamış endekse göre ilk çeyrekte geçen yılın tam yüzde 11.13 oranında üstünde gerçekleşti. Bu oran artı-eksi en fazla 1 puanlık oynamayla GSYH kapsamındaki sanayi sektörü büyümesine yansıyacaktır. Yani GSYH kapsamındaki sanayi sektörünün ilk çeyrekte yüzde 10- 12 düzeyinde bir artış göstermesi çok muhtemeldir.

Sanayi sektörü GSYH’de yüzde 20-21 dolayında bir ağırlığa sahip. Bu ağırlık diğer sektörlerde ilk çeyrekte böylesine bir büyüme kesinlikle söz konusu olamayacağı için daha da yüksek gerçekleşecektir. Sanayinin GSYH’deki ağırlığının ilk çeyrekte yüzde 25'e yaklaştığını görebiliriz.

Dolayısıyla yüzde 10 dolayında gerçekleşecek bir sanayi sektörü büyümesinden yüzde 20 ağırlık esas alınsa bile GSYH toplamına 2 puanlık bir yansıma olacaktır.

Bir başka ifadeyle ilk çeyrekte sanayi dışındaki tüm sektörler hiç büyümese de GSYH yüzde 2 dolayında bir artış gösterecektir.

Hizmetler aşağı çekecek

GSYH’de en büyük ağırlığa sahip olan hizmetler sektöründe bu yılın ilk çeyreğinde işler hiç de iyi gitmedi, bunu hep birlikte yaşadık. Dolayısıyla GSYH’de sanayi kaynaklı büyümeyi hizmetlerin aşağı çekmesi muhtemel görünmektedir.

Hizmetler sektöründe çok belirgin bir daralma yaşanırsa, tabii ki diğer sektörlerin durumuna da bağlı olarak genel büyüme oranının yüzde 2’nin altında kalması söz konusu olabilecektir.

Kişi başına gelir azalacak

Çeyrek bazlı verilerde yıllık kişi başına gelir hesaplamasını takvim yılı olarak yapma şansımız tabii ki yok. Bu hesaplamayı 2020’nin son üç çeyreği ile bu yılın ilk çeyreğini bir yıl kabul edip yapmamız mümkün.

Şimdiden görüneni söyleyelim; 2020 yılı için 8.599 dolar olarak açıklanan kişi başına gelir bir miktar gerileyecek gibi. Bunun nedeni geçen yılın tümünde 7.04 olan ortalama dolar kuru bu yıl ilk çeyrekte 7.38 düzeyinde gerçekleşti. Ayrıca cari fiyatlarla büyümede çok önemli bir artış da olmayacak. Nüfus artışı da dikkate alınırsa daha düşük bir değer ortaya çıkacak.

Kişi başına gelirle ilgili hesaplamayı TÜİK’in pazartesi günü yapacağı açıklamadan sonraya bırakmayı tercih ediyoruz. Belki 2020’nin verilerinde de bir revizyon söz konusu olacaktır, onu görmekte de yarar var.

YABANCI TÜRKİYE’YE GELMEKTE HALA TEMKİNLİ

Yurtdışı yerleşikler Türkiye’ye dönük kaygılarını bir türlü atamadı. Yabancılar hisse senedi ve devlet iç borçlanma senedi alarak Türkiye’ye girmekte hala temkinli hareket ediyor.

Merkez Bankası verilerine göre yabancılar hisse senedinde beş haftadır, DİBS’te dört haftadır net alıcı ama tutarlar bir türlü öyle yüklü düzeylere çıkamıyor.

Yabancı yatırımcılar hisse senedinde 22 Nisan’da biten haftada 104.5 milyon dolarlık, 30 Nisan haftasında 31.5 milyon dolarlık, 7 Mayıs haftasında 87.7 milyonluk, 12 Mayıs haftasında 51.7 milyonluk, geçen hafta ise 51 milyonluk alım yaptı. Yabancıların bu beş haftadaki hisse senedi alımı 326.4 milyon dolar oldu.

Devlet iç borçlanma senedindeki alım ise dört haftadır sürüyor ve son iki haftadaki alımın biraz artış gösterdiği dikkati çekiyor. 30 Nisan ve 7 Mayıs’ta biten haftalarda sırasıyla 33 ve 23.7 milyon dolarlık DİBS alan yabancı yatırımcılar, 12 Mayıs haftasında 118.5, 21 Mayıs haftasında ise 174.8 milyon dolarlık alım gerçekleştirdi. Böylece yabancıların son dört haftadaki DİBS alımı 350.1 milyon dolar oldu.

Tabii ki bir dönem yaşanan çıkışa bakarak “hiç yoktan iyi” denilecek bir tablo var ama özellikle bu faizin yanına biraz da güven ekleyebilsek, dövizde çok daha rahat edecek bir konuma geleceğiz.

DÖVİZ MEVDUATI GÖRÜNÜRDE ARTTI, GERÇEKTE AZALDI

Yurtiçi yerleşiklere ait döviz mevduatı 12-21 Mayıs haftasında görünürde 214 milyon dolarlık artış gösterdi. Ne var ki bu mevduatta aslında artış değil, tam 937 milyon dolarlık gerileme var.

937 milyon dolarlık gerilemenin 214 milyon dolar artış gibi görünmesine parite kaynaklı 1 milyar 151 milyon dolarlık artış neden oldu.

Söz konusu hafta içinde euronun dolara karşı değerlenmesi ve altın fiyatındaki artış bu sonucu doğurdu. Euro cinsi hesaplar 218 milyon dolar azalmasına rağmen parite etkisiyle 71 milyon dolar artmış göründü.

Aynı şekilde altın cinsi depo hesapları da gerçekte 572 milyon dolar azalmasına rağmen görünürde 290 milyon dolarlık artış kaydetti

Tüm yazılarını göster