İktidar belediyesi olmak veya olmamak bir belediyenin mali kaynaklarını ve hizmetlerini etkiler mi?

Ahmet Arslan
CPA, MBA

2024 yılı mahalli idare seçimlerinin sonuçlanmasıyla çok sayıda belediye iktidarda olmayan partilerin belediyelerine geçmiş bulunmaktadır. Bu durum seçim propagandaları döneminde iktidarla aynı partiden olmanın önemli olduğuna ilişkin söylemin etkisinin olup olmayacağı sorusunu akla getirmektedir. Bu sorunun cevabı belediye kaynakları ve hizmetlerinin mahiyeti ile bunlara ilişkin yasal düzenlemelerin irdelenmesi suretiyle verilebilir. 

1. Belediyelerin görev ve yetkileri anayasal ve yasal kurallarla düzenlenmiştir

Anayasaya göre;

- İdarenin kuruluş ve görevleri, merkezden yönetim ve yerinden yönetim esaslarına dayanır.

- Mahalli idareler; il, belediye veya köy halkının mahalli müşterek ihtiyaçlarını karşılamak üzere kuruluş esasları kanunla belirtilen ve karar organları, gene kanunda gösterilen, seçmenler tarafından seçilerek oluşturulan kamu tüzelkişileridir.

- Mahalli idarelerin kuruluş ve görevleri ile yetkileri, yerinden yönetim ilkesine uygun olarak kanunla düzenlenir.

- Mahalli idarelerin seçilmiş organlarının, organlık sıfatını kazanmalarına ilişkin itirazların çözümü ve kaybetmeleri, konusundaki denetim yargı yolu ile olur. Ancak, görevleri ile ilgili bir suç sebebi ile hakkında soruşturma veya kovuşturma açılan mahalli idare organları veya bu organların üyelerini, İçişleri Bakanı, geçici bir tedbir olarak, kesin hükme kadar uzaklaştırabilir.

- Merkezi idare, mahalli idareler üzerinde, mahalli hizmetlerin idarenin bütünlüğü ilkesine uygun şekilde yürütülmesi, kamu görevlerinde birliğin sağlanması, toplum yararının korunması ve mahalli ihtiyaçların gereği gibi karşılanması amacıyla, kanunda belirtilen esas ve usuller dairesinde idari vesayet yetkisine sahiptir.

- Mahalli idarelerin görevleri, yetkileri, maliye ve kolluk işleri ve merkezi idare ile karşılıklı bağ ve ilgileri kanunla düzenlenir. Bu idarelere, görevleri ile orantılı gelir kaynakları sağlanır.

Görüldüğü üzere, Anayasaya göre; belediyeler iktidarın veya başka bir otoritenin inisiyatifiyle değil, mahalli müşterek nitelikteki ihtiyaçları karşılamak amacıyla kurulan ve faaliyet gösteren ve mali kaynakları da kanunla düzenlenmiş bulunan kamu idareleridir.

Belediyelerin görev ve yetkileri 5393 sayılı Belediye Kanunu’nda, gelir kaynakları çeşitli mevzuat metinlerinde düzenlenmiş bulunmaktadır.

5393 sayılı Kanun’a göre belediyeler; İmar, su ve kanalizasyon, ulaşım gibi kentsel alt yapı; coğrafî ve kent bilgi sistemleri; çevre ve çevre sağlığı, temizlik ve katı atık; zabıta, itfaiye, acil yardım, kurtarma ve ambulans; şehir içi trafik; defin ve mezarlıklar; ağaçlandırma, park ve yeşil alanlar; konut; kültür ve sanat, turizm ve tanıtım, gençlik ve spor orta ve yükseköğrenim öğrenci yurtları; sosyal hizmet ve yardım, nikâh, meslek ve beceri kazandırma; ekonomi ve ticaretin geliştirilmesi hizmetlerini yapar veya yaptırır.

Devlete ait her derecedeki okul binalarının inşaatı ile bakım ve onarımını yapabilir veya yaptırabilir, her türlü araç, gereç ve malzeme ihtiyaçlarını karşılayabilir; sağlıkla ilgili her türlü tesisi açabilir ve işletebilir; mabetlerin yapımı, bakımı, onarımını yapabilir; kültür ve tabiat varlıkları ile tarihî dokunun ve kent tarihi bakımından önem taşıyan mekânların ve işlevlerinin korunmasını sağlayabilir; bu amaçla bakım ve onarımını yapabilir, korunması mümkün olmayanları aslına uygun olarak yeniden inşa edebilir; cemevlerinin yapım, bakım ve onarımını yapabilir. Gıda bankacılığı yapabilir.

Söz konusu kanunda belediyelere birçok yetki ve imtiyaz da verilmiştir.

Belediyelerin gelir kaynakları da aşağıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere kanunlarla düzenlenmiş olup, söz konusu kanunların uygulanıp uygulanmaması noktasında iktidarın önemli bir yetkisi bulunmamaktadır. 

2. İktidar (Merkezi Yönetim) hangi konularda belediyelere zorluk çıkarabilir?

Çeşitli mevzuat metinlerinde belediyelerin Cumhurbaşkanı’nın veya ilgili Bakanlığın iznine veya onayına tabi olan iş ve işlemleri bulunmaktadır.

Belediyenin mali kaynakları itibariyle bakıldığında; söz konusu iş ve işlemlerin başında borçlanma izni gelmektedir. Kanuna göre, belediye ve bağlı kuruluşları ile bunların sermayesinin yüzde ellisinden fazlasına sahip oldukları şirketler, bütçe gelirlerinin toplam yüzde onunu geçmeyen iç borçlanmayı belediye meclisinin kararı; yüzde onunu geçen iç borçlanma için ise meclis üye tam sayısının salt çoğunluğunun kararı ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın onayı ile yapabilir.

Aynı kanuna göre, belediyelerin şirket kurmaları veya kurulmuş olan şirketlere ortak olmaları Cumhurbaşkanının iznine tabi bulunmaktadır.

Son olarak, belediyelerin şirket dahil personel giderlerinin bütçe gelirlerinin toplam yüzde kırkını aşması Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın iznine bağlı bulunmaktadır.

Merkezi yönetimin belediyeler üzerinde idari vesayet yetkisinin sonucu olarak denetim yapma yetkisi bulunmakla birlikte herhangi bir denetimin düzgün çalışan bir belediyenin işlerini sekteye uğratması mümkün değildir. 

3. Belediyelerin Mali Kaynakları

Belediyeler kendi adına taşınır veya taşınmaz mal edilebilmektedir.

Belediyelerin gelir kaynakları;

1- Özgelir

2- Merkezi yönetimden aktarılan paylar,

olmak üzere iki türlüdür.

İstatistiksel olarak bakıldığında belediyelerin öz gelirleri toplam gelirlerinin yarısını oluşturmaktadır.

Özgelir belediyelerin bizzat kendileri tarafından tahakkuk ve tahsil edilen gelirlerdir (vergi, harç, ücret vb.).

Belediyelerin kendileri tarafından tahakkuk ve tahsil edilen vergi ve harçlar Emlak Vergisi Kanunu ve Belediye Gelirleri Kanunu’nda düzenlenmiştir.

Emlak vergisi, ilan ve reklam vergisi, eğlence vergisi, elektrik tüketim vergisi, haberleşme, ÇTV, harcamalara katılma payı (asfalt parası), işyeri açma harcı, inşaat ve yapı kullanma izni harcı söz konusu kanunlarda yer alan başlıca vergi ve harçlardır.

Dolayısıyla, bir şehrin sosyo-ekonomik durumu geliştikçe belediyelerin öz gelirleri de artmaktadır.

Belediyelerin ayrıca otopark, otogar, mezbaha, sosyal tesis, düğün salonu, iktisadi işletme (halk ekmek, tanzim satış vb.) ve benzeri yerleri işletmek suretiyle elde ettiği teşebbüs gelirleri, kendilerine ait taşınmazları kiraya verme karşılığında elde ettiği mülkiyet gelirleri ve söz konusu varlıkları satma şeklinde elde ettiği sermaye gelirleri de bulunmaktadır.

Belediyelerin belirlenen kurallara uymayanlara idari para cezası uygulamak suretiyle elde ettiği ceza gelirleri de bulunmaktadır.

Merkezi yönetimden aktarılan belediyelere paylar ise 5779 sayılı İl Özel İdarelerine Ve Belediyelere Genel Bütçe Vergi Gelirlerinden Pay Verilmesi Hakkında Kanun’da düzenlenmiştir. Söz konusu paylar Kanunda belirtilen formüle göre Hazine ve Maliye Bakanlığınca hesaplanmakta olup, söz konusu payların bazı belediyelere eksik, diğerlerine fazla gönderilmesi gibi durum teknik ve yasal olarak mümkün değildir.

Kanuna göre, genel bütçe vergi gelirleri tahsilâtı toplamının yüzde 1,50’si büyükşehir dışındaki belediyelere, yüzde 4,50’si büyükşehirlerdeki ilçe belediyelerine ve yüzde 0,5’i il özel idarelerine ayrılır. Büyükşehir belediye sınırları içinde yapılan genel bütçe vergi gelirleri tahsilâtı toplamının yüzde 6’sı ile genel bütçe vergi gelirleri tahsilâtı toplamı üzerinden büyükşehirlerdeki ilçe belediyelerine ayrılan payların yüzde 30’u büyükşehir belediye payı olarak ayrılır.

Dolayısıyla, merkezi yönetimin vergi gelirleri arttıkça otomatik olarak söz konusu gelirlerden belediyelere aktartılan tutarlar da artmaktadır.

Ayrılan söz konusu belediye payının; yüzde 80’lik kısmı belediyelerin nüfusuna ve yüzde 20’lik kısmı gelişmişlik endeksine göre İller Bankası tarafından belediyelere dağıtılır.

Büyükşehirlerdeki ilçe belediyeleri payının; yüzde 90’lık kısmı ilçelerin nüfusuna, yüzde 10’luk kısmı ise ilçelerin yüzölçümüne göre dağıtılır. Hesaplanan tutardan yüzde 30’luk büyükşehir belediyesi payı ayrıldıktan sonra kalan miktar büyükşehir ilçe belediyelerinin hesabına İller Bankası tarafından aktarılır.

Ayrılan yüzde 6’lık büyükşehir belediye payının yüzde 60’ı doğrudan ilgili büyükşehir belediyesi hesabına aktarılır. Kalan yüzde 40’lık kısmının yüzde 70’i nüfusa, yüzde 30’u yüzölçümü esasına göre büyükşehir belediyeleri arasında dağıtılır. 

4. Merkezi yönetimin belediyelere sağladığı ekstra kaynaklar neler olabilir?

Merkezi yönetimin kendisine yakın gördüğü belediyelere aktarabileceği başlıca kaynak nakdi veya ayni yardım şeklinde olabilmektedir.

Nakdi kaynak aktarımı; proje yardımı, hazine yardımı vb. şekillerde gerçekleşebilmekte birlikte bu kapsamda yapılan yardımların belediyelerin toplam bütçesi içindeki ancak %1-2 civarındadır. Merkezi yönetimin belediyelere yapabileceği ayni yardım ise kendisine ait taşınır ve taşınmaz malları bedelsiz şekilde belediyelere tahsis etmektir. Bununla birlikte, özellikle büyükşehir belediyelerinin yetki alanının il sınırı olduğu ve imar yetkisinin de olduğu dikkate alındığında söz konusu belediyelerin taşınmaz mal varlığı konusunda kendine yeter vaziyette olduğu düşünülmektedir.   

Sonuç

İktidar belediyesi olmak veya olmamak bir belediyenin mali kaynaklarını veya hizmet potansiyelin önemli ölçüde etkilemez. Hangi partiden olursa olsun belediyelerin mali kaynakları iktisaden mevcut olduğu gibi yasal kurallarla da sağlanmış bulunmaktadır. Önemli olan belediye yönetiminin halkın (kamunun) parasını belli bir zümre için değil, halk için kullanma iradesine sahip olup olmadığı ve mali kaynakları rasyonel kullanıp kullanmadığıdır.

Kaynakça

www.maliekonomim.com

Tüm yazılarını göster