Hükümetler arası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) 1988 yılında Dünya Meteoroloji Örgütü (WMO) ve Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP) tarafından, iklim değişikliği konusunda mevcut bilimsel, teknik ve sosyo- ekonomik bilgi ve çalışmaların değerlendirilmesi, bilimsel çıktılar ışığında iklim değişikliğiyle mücadele ve iklim değişikliğine uyum konularında karar vericilere yol göstermek amacıyla kuruldu.
IPCC, Birleşmiş Milletler ve Dünya Meteoroloji Örgütü'ne üye ülkelerden oluşan, Türkiye'nin de içinde olduğu 195 IPCC üyesi ülkeler tarafından belirlenmiş bağımsız süreçlere göre çalışmalarını sürdürüyor. Her 5 ila 7 yılda bir, dünyanın iklim sisteminin geldiği duruma ilişkin Değerlendirme Raporları yayınlıyor.
Bu raporlardan ilki 1990 (FAR), ikincisi 1996 (SAR), üçüncüsü 2001 (TAR) ve dördüncüsü 2007 (AR4), beşincisi ise 2013 ve Eylül 2014 tarihleri arasında parçalar halinde açıklandı. IPCC tarafından hazırlanan altıncı genel değerlendirme raporu bugün yayınlanıyor. Rapor iklim politikaları ve iklim değişikliği hakkındaki en son bilgileri içerecek. Rapor, 60’dan fazla ülkeden 234 bilim insanının 5 yıllık çalışması sonucunda hazırlandı. Altıncı Genel Değerlendirme Raporu üç bölümden oluşuyor. Bugün yayınlanacak olan ilk bölüm fiziksel bilim temelli değerlendirmelerden oluşuyor. Sonraki iki bölüm 2022 yılında yayınlanacak.
Küresel iklimdeki ısınma olağandışı
IPCC’nn Beşinci Değerlendirme Raporu’nun ortaya koyduğu tablo son derece netti: “Küresel iklimdeki ısınma olağandışı! Atmosfer ve okyanuslar ısındı, kar ve buz miktarları azaldı, ortalama deniz düzeyi yükseldi ve sera gazlarının atmosferdeki birikimleri arttı. Hem gezegenimiz hem de bizler büyük risk altındayız.”
- Değerlendirme Raporu, iklim değişikliğinin “büyük ihtimalle (yüzde 90 ihtimalle)” insan faaliyetleri kaynaklı olduğunu belirtmişti. 5. Değerlendirme Raporu ise, bir önceki değerlendirmelerdeki kesinlik düzeyini artırdı. Rapora göre, “1951 – 2010 döneminde küresel sıcaklıklardaki artış, kesin olarak (yüzde 95 - yüzde 100 ihtimalle) insan etkinliklerinden kaynaklandı.” İklim değişikliği ile mücadele için kapsamlı önlemlerin alınmaması durumunda kasırgaların, kuraklıkların artacağı, deniz seviyelerinin yükseleceğinin belirtildiği raporda, üç tarafı denizlerle çevrili olan Türkiye’nin de büyük risk altında kalacağının altı çizildi.
Beşinci Değerlendirme Raporu’nda öne çıkanlar
IPCC’nin Beşinci Değerlendirme Raporu’nun içeriğindeki öne çıkan değerlendirmeleri hatırlayalım:
- Küresel ortalama yüzey (kara ve okyanus) sıcaklığı verileri, 1901-2012 döneminde yaklaşık 0.9°C’lik bir artış gösterdi. Bu dönem boyunca yerkürenin hemen hemen tüm yüzeyi ısındı.
- Geçen 30 yıl, küresel ölçekte 1850’den beri kaydedilen en sıcak ardışık 30 yıl, 21’nci yüzyılın ilk 10 yılıysa en sıcak 10 yıl oldu.
- Karbondioksit (CO2), metan (CH4) ve diazotmonoksit (N2O) gazlarının atmosferik birikimleri (konsantrasyonları) bugün itibariyle en azından son 800 bin yıllık dönemde hiç olmadığı kadar yüksek bir düzeye yükseldi.
- CO2 birikimleri, temel olarak fosil yakıt yanması ve ikincil olarak net arazi kullanımı değişikliğinden kaynaklanan salımlar nedeniyle, sanayi öncesi döneme göre yüzde 40 oranında arttı.
- Paleoklimatolojik dolaylı verilerin analizleri, Kuzey Yarımküre’de 1983-2012 döneminin büyük olasılıkla son 800 yılın en sıcak 30 yıllık dönemi olduğunu (yüksek güvenirlik) ve olasılıkla son 1400 yılın en sıcak 30 yıllık dönemi olduğunu (orta güvenirlik) göstermekte.
- Grönland ve Antarktik buz kalkanları geçen 20 yıllık dönemde kütle kaybetmekte, buzullar (dağ vadi ve takke buzulları, vb.) neredeyse küresel ölçekte küçülmeyi sürdürmekte ve Kuzey Kutup deniz buzu ve kuzey yarımküre ilkbahar kar örtüsü alansal olarak küçülmelerini sürdürmekte.
- Okyanuslar atmosfere salınan insan kaynaklı karbonun yaklaşık yüzde 30’unu emmiş ve bu da okyanusların asitlenmesine yol açmıştır.
- Küresel yüzey sıcaklığı değişikliği, 21. yüzyılın sonuna kadar, biri dışında tüm yeni IPCC senaryolarına dayanarak olasılıkla sanayi öncesi döneme göre 1.5°C’yi ve iki yeni senaryoya göreyse 2°C’yi aşacak.
- Küresel ısınma, bir senaryo dışında tüm yeni IPCC senaryolarına dayanarak 2100 yılı sonrasında da sürecek.