İklim adaleti: 1 Emisyon azaltımı: 0

Didem Eryar ÜNLÜ YAKIN PLAN

Kapanış saatlerinde çökme noktasına gelen Birleşmiş Milletler İklim Zirvesi COP27, iklim krizininyoksul ülkelerde yol açtığı kayıp ve zararı ödeyecek bir fon oluşturmak için erken saatlerde yapılan bir anlaşmayla sona erdi.            

6 Kasım’da Mısır’da başlayan ve bir gün uzatma ile pazar günü sona eren Birleşmiş Milletler İklim Zirvesi COP27’de, İklim Hasarı Fonu için son dakika anlaşma sağlandı. Tüm gece süren görüşmelerin ardından pazar sabahı erken saatlerde gelen anlaşma, emisyon azaltımının güçlenmesi konusunda ise hiçbir yeni adım atmadı.  

Kayıp ve hasar anlaşması, küresel iklim politikasında bir dönüm noktası olarak değerlendiriliyor; çünkü bu anlaşma, iklim krizinin asıl sorumlusu olan zengin ülkelerin gelişmekte olan dünyaya karşı sorumluluğunu kabul etmiş olması anlamına geliyor. Bu doğrultuda bugüne kadar tutulmamış olan sözün tutulması ve gelişmekte olan ülkelerin iklim krizi kaynaklı kayıp ve hasarlarının karşılanması için yılda 100 milyar dolar fon sağlanması gerekiyor. Ve tabi ki bu finansmanın doğru yönlendirilmesi için güvenilir bir yol haritasının oluşturulması; kalkınma bankalarının ve uluslararası finans kuruluşlarının iş modellerini değiştirmesi de önem kazanıyor.

Fay hatları

Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin ateşlediği küresel bir enerji krizinin arka planında gerçekleşen zirve, dünyanın fosil yakıtlardan uzaklaşmaya nasıl geçiş yapması gerektiğine dair fay hatlarını ortaya çıkardı. Önümüzdeki sürecin ne derece zorlu olacağının bir kez daha altını çizdi. Geçiş sürecinin önündeki en büyük engel ise, hareketsizlik…              

COP27, bu hareketsizliğin net bir yansıması oldu aslında. Kayıp ve hasar fonu, son dakika “yaptık mı yaptık” bakış açısı ile kabul edilirken, sera gazı emisyonlarını azaltma hedeflerini ileri taşımak adına somut bir adım atılmadı.              

Avrupa Birliği için hayal kırıklığı

Avrupa Birliği, cumartesi günü yaptığı açıklamada, sonuç bildirgesine “karbon emisyonları azaltım hedefinin güçlendirilmesi” maddesinin eklenmesini talep etti. Aksi takdirde, anlaşmada yer almayacağını dile getirdi.             

Fakat, pazar sabahı şafak vakti yaklaşık 200 ülke tarafından onaylanan anlaşma, hem Avrupa Birliği için, hem de dünyanın geleceği için net bir hayal kırıklığı oldu. Almanya’nın iklim sekreteri Jennifer Morgan bu hayal kırıklığını şu sözlerle dile getirdi:            

“Emisyon azaltımlarının güçlenmesi yönünde bir anlaşmaya varamadık. Anlaşmada yer almamızın nedeni, en savunmasız olanların yanında yer almak istiyor olmamız.”           

COP26’nın ilerisine geçemedi

COP27, bazı küçük değişikliklere rağmen, geçen yılki Glasgow toplantısının dilini yineledi. Sonuç bildirgesinde, fosil yakıtların kademeli olarak azaltılmasını içeren ve 2025 yılına kadar küresel emisyonların düşmesini sağlayacak bir taahhüt yer almadı.

“ADALET VE TUTKUMUZ İÇİN BU SAVAŞI KAZANMALIYIZ”

BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in yorumları ile sonlandıralım: “Yanmakta olan bir gezegenle karşı karşıyayız. Bu zirveyi iki temel gündem yönlendirdi: Adalet ve başarma tutkusu. Pakistan’da ülkenin üçte birini sular altında bırakan son sellerin kurbanları da dahil olmak üzere, krizin nedeni değil, mağduru olanlar için adalet! COP27 adalet için önemli bir adım attı. Önümüzdeki dönemde kayıp ve hasar fonu kurulması ve faaliyete geçirilmesi kararını memnuniyetle karşılıyorum. Ama açık olalım. Gezegenimiz hala acil serviste. Emisyonları şimdi azaltmamız gerekiyor ve COP27 bu sorunu ele almadı. 1,5 derecede kalma umudunu korumak için, yenilenebilir enerjiye büyük yatırım yapmamız ve fosil yakıtlara olan bağımlılığımızı sona erdirmemiz gerekiyor. COP27 ise, çok fazla ev ödevi ve çok az zamanla sona eriyor. Adaleti ve başarma tutkusunu yönlendirmek için herkesin güvertede olmasına ihtiyacımız var. Boyun eğmeyelim. Hayatlarımız, adalet ve tutkumuz için bu savaşı kazanabiliriz ve kazanmalıyız.”

“AKILLARA DURGUNLUK VEREN KARAR!”

Dünya Kaynakları Enstitüsü CEO’su Ani Dasgupta, “Kayıp ve hasar konusundaki ilerleme cesaret verici olsa da, kararın yeni adımlar atmak yerine emisyonları azaltmakla ilgili olarak Glasgow sonucunu ‘kopyalayıp yapıştırması’ hayal kırıklığı yaratıyor. Ülkelerin, iklim değişikliğinin en büyük itici gücü olan fosil yakıtların aşamalı olarak azaltılması çağrısında bulunma cesaretini toplamaması akıllara durgunluk veriyor” diyor.

“ACIDAN SONRA İLERLEME GELDİ”

Kayıp ve hasar konusu, bu yaz Pakistan’da bin 700’den fazla kişinin ölümüne ve en az 30 milyar dolarlık kayba neden olan muson selinin ardından yoğun bir şekilde yeniden gündeme geldi. COP27’nin Mısır’da gerçekleşmesi ve bir Afrika Zirvesi olarak değerlendirilmesi de, bu kararda etkili oldu. Kayıp ve hasar konusunun resmi müzakere gündemine alınması bile, bugüne kadar önemli bir kilometre taşı olarak görülüyordu. Dolayısıyla, COP27 görüşmelerinin yeni bir zarar ve ziyan fonuyla sonuçlanması da pek olası görünmüyordu. Antigua ve Barbuda Bakanı ve küçük ada uluslarından oluşan AOSIS grubunun Başkanı Molwyn Joseph, “Otuz yıldır üzerinde çalışılan bir görev tamamlandı. Yoğun bir müzakere sürecini geride bıraktık. Bunca acıdan sonra, ilerleme geldi.”

Tüm yazılarını göster