Önemli verilerin açıklandığı bir hafta yaşıyoruz. Pazartesi günü ikinci çeyreğe ilişin büyüme verisi açıklandı. Salı ise Ağustos ayı enflasyonunu öğreneceğiz. İTO’nun daha önce açıkladığı İstanbul Ücretliler Geçinme Endeksi’nin aylık artışı yüzde 1,7’de kaldı. ‘Kaldı’ sözcüğüne takılmayın lütfen; o da dünya genelinde bakıldığında oldukça yüksek –yüzde 22,8 yıllık enflasyon anlamına geliyor. Ama işin olumlu tarafını görmemek olmaz. Sonuçta, Merkez Bankası üçüncü çeyrekte aylık enflasyonların yüzde 2,5, dördüncü çeyrekte ise yüzde 1,5 civarına düşmesini istiyor. Bu çerçevede bakıldığında yüzde 1,7 hiç fena değil. Bakalım Ağustos TÜİK enflasyonunu da İTO endeksi ile ölçülen enflasyon gibi yorumlamak mümkün olacak mı?
GSYH verisi sürpriz yapmadı. İkinci çeyrekte bir önceki çeyreğe kıyasla yüzde 0,07 oranında büyüdük. Büyümedik demek daha doğru, nüfus artışı dikkate alındığında kişi başına düşmüş oluyor GSYH. Alt bileşenlerine inilince yatırımlar ile mal ve hizmet ihracatında belirgin düşüşler var. Bir çeyrek öncesine göre ilki yüzde 4,1, ikincisi ise yüzde 3,9 azaldı. Son üç yıl içinde yatırımlarda bu ölçüde olmasa da her iki kalemde de düşüşlerin gözlendiği çeyrekler var. Ama süreklilik kazanmadılar. Bu olguya bakıp “tekil gözlemlere fazla takılmamak lazım” demeyeceğim. Nedeni son yazılarımdan açık olmalı; üçüncü çeyrekte belirgin daralma sinyalleri geliyor. Büyük ihtimalle ekonomimiz üçüncü çeyrekte bir çeyrek öncesine kıyasla küçülmüş olacak.
Grafikte 2021’in son çeyreğinden bu yana hem GSYH’nin hem de yatırım ve ihracat alt bileşenlerinin çeyreklik büyüme oranları yer alıyor. Son üç çubuk ise 1998’in ikinci çeyreği ile 2024’ün ikinci çeyreğini kapsayan dönemde bu üç değişkenin ortalama büyüme oranlarını temsil ediyor. Elbette ikinci çeyrekte gerçekleşen büyüme oranları bu ortalamaların çok altında. Üretim tarafından bakıldığında ise en çarpıcı gelişmeler sanayi sektöründe. Yüzde 2,7 oranında azalmış sanayide yaratılan katma değer. İnşaat sektöründe de düşüş var: Yüzde 1,7.
Tekrarlamakta beis yok. GSYH’de hem bu çeyrekte gerçekleşen hem de üçüncü çeyrekte gerçekleşmesi beklenen gelişmeler büyük ölçüde uygulanmakta olan ekonomi programının çok eksik olmasında. Sadece para programına dayanan ve bir ölçüde de bütçe açığının kontrolden çıkmasını önlemeye çalışan bir program uygulanıyor. 30 Ağustos’u yeni geride bıraktığımız için savaşlardan örnek vereyim. Elinizde çok güçlü bir silahlı kuvvetler var. Savaştasınız ama deniz ve hava kuvvetlerini kullanmıyorsunuz; kara kuvvetlerinin ise bir kısmını cepheye sürmüş vaziyettesiniz. Dahası, cephedekilerin kullanabilecekleri silah ve mühimmatı da kısıtlıyorsunuz. Teşbihte hata olmaz; biraz abartmış olabilirim ama durum böyle.