Türkiye, geçen yıl ortasında başlattığı kademeli olarak sıkılaşan para politikasının ekonomiyi yavaşlatan sonuçlarını net olarak görmeye başladı. Bu sabah, yılın ikinci çeyreğine ait büyüme verisi açıklanacak.
Reuters'ın anketine göre ikinci çeyrek için büyüme beklentileri yüzde 1,6 ile yüzde 4,2 arasında değişiyor. Tahminlerin medyanı ise yüzde 3,2 düzeyinde. 2024'ün tamamında ise büyümenin yüzde 3,35 olarak gerçekleşmesi bekleniyor.
İlk çeyrekte ekonomi yüzde 5,7 büyümüştü. Veriler üçüncü çeyrek büyüme hızının bir miktar daha yavaşlayabileceğine işaret ediyor.
Büyümenin en önemli belirleyicisi sanayi üretim endeksi. Endeks yılın ilk çeyreğinde yüzde 5,5 artış göstermişti. İkinci çeyrekte ise yüzde 1,8 daraldı. Daralma Haziran’da yüzde 4,6 oldu.
Haziran ayında 47,9 olan İSO-PMI Endeksi, Temmuz’da 47,2’ye geriledi. Böylece endeksteki gerileme beşinci ayına taşındı.
Özellikle son aylarda reel kesim (sanayi), hizmet ve perakende sektörleri güven endekslerinde ciddi düşüşler var. 6 aydan bu yana kesintisiz düşen reel kesim güveni COVID-19 dönemindeki düzeyine indi. Hizmet sektörü güveni son 9 ayın, perakende sektörü güveni son 38 ayın düşüğünde.
Nisan ayından bu yana otomobil satışları düşüyor. Konut piyasası iki yıla yakın süredir yatay bir seyir izliyor. Fiyatlar ise altı aydır reel olarak geriliyor.
Perakende satışlarda reel artış yüzde 30’lardan tek hanelere indi.
İthalat son on iki ayın onunda geriledi. Kredi büyüme hızında belirgin bir gerileme var.
Bu göstergeler enflasyonun düşük olduğu ve ödemeler dengesinde sorun yaşanmayan bir döneme ait olsa son derece olumsuz yorumlanabilirdi. Ancak Türkiye ekonomisinin 2021 sonunda içine girdiği süreç sonucunda enflasyonun sıçraması, hayat pahalılığının artması, cari işlemler hesabının finansmanında yaşanan sorunlar, net döviz rezervlerinin negatife inmesi, büyümenin neredeyse tamamının tüketim artışından kaynaklanması ve CDS primlerinin 600’ün üzerine çıkması karşısında uygulanabilecek reçetelerin tamamında “ekonominin yavaşlatılması” zorunlu bir madde olacağı için bu sonuçları normal karşılamak gerekiyor.
“Büyüme” Türkiye için en çok ilgi çeken, en fazla yorum yapılan ve beklentilerin de en yüksek olduğu ekonomik performans göstergesi. Ancak buna “ne olursa olsun büyüyelim” gibi bir perspektiften bakınca son iki yıldaki gibi sorunlu bir dönem kaçınılmaz oluyor. Dolayısı ile büyüme vizyonumuzu “sağlıklı ve istikrarlı büyüme” ye çevirmemiz gerekiyor.
Yurtiçi Veriler
2 Eylül 10:00: 2. Çeyrek büyüme verileri
2 Eylül 10:00: İSO-PMİ Endeksi
2 Eylül 11:00: Ağustos ayı geçici dış ticaret veriler
3 Eylül 10:00: Ağustos enflasyonu
Yurt Dışı Veriler
3 Eylül 17:00: ABD ISM imalat PMI
6 Eylül 12:00: Euro Bölgesi 2 çeyrek büyüme
6 Eylül 15:30: ABD istihdam verileri