“Merkezin Güncesi”, Merkez Bankası araştırmacı ve uzmanlarının analiz ve yorumlarının yer aldığı bir blog. Bence ekonomiye ilgi duyanların mutlaka izlemesi gereken oldukça faydalı bir blog. Ben blog faaliyete başladığından beri fırsat buldukça bakıyorum ve oradaki içeriklerden faydalanıyorum.
Blogda, makroekonomi ve merkez bankacılığı konularında yazılar ile Merkez Bankası’nın resmi iletişim araçları kaynak alınarak hazırlanmış metinlere yer veriliyor.
Geçen hafta bloga yeni bir yazı konuldu. Merkez Bankası ekonomistlerinden Abdullah Kazdal ile araştırmacılarından Ece Taşan’ın ortak çalışmalarının başlığı “İkinci çeyrek milli gelir verileri iktisadi faaliyetin ana eğilimi hakkında ne söylüyor?”
Son açıklanan verilerin ardından konu oldukça güncel. Ekonomide yavaşlamanın başlaması ve önümüzdeki döneme ilişkin resesyona varan tahminlerin artması ile konu her platformda tartışılmaya başlandı. Blogdaki bu yazı da konuya ışık tutuyor.
Özetle diyor ki:
“2024 yılının ilk yarısına ilişkin milli gelir verileri, ilk çeyrekte öne çekilmiş talep ve ikinci çeyrekte köprü günleri gibi faktörleri göz önünde bulundurduğumuzda, iktisadi faaliyetin ana eğiliminde ılımlı ancak para politikasının gecikmeli etkileriyle giderek artan bir zayıflama gerçekleştiğini gösteriyor.
Üçüncü çeyreğe ilişkin öncü göstergeler ve yüksek frekanslı veriler de yurt içi talebin yavaşlamaya devam ettiğine işaret etmekte. Bu çerçevede, yılın ikinci yarısında talepteki dengelenmenin dezenflasyon sürecine katkısının güçlenerek sürmesini bekliyoruz.”
Kısacası, bu yazıda da belirtildiği gibi ilk çeyrekte yurt içi talebi hız kesmemişti, büyümeyi desteklemeye devam etti. Yılbaşında yapılan ücret artışları ve firmaların satışları canlandırmak için yaptığı kampanyalar etkisini gösterdi. Ancak ikinci çeyrekte, Merkez Bankası’nın parasal sıkılaştırması ve yüksek faizler iç talep üzerinde etkisini göstermeye başladı.
Sonuna yaklaştığımız üçüncü çeyrekte ise bu etkiyi daha fazla hissediyoruz. Hane halkı tüketimi hız kesmeye devam ediyor. Aşağı yukarı tüm sektörlerden benzer yavaşlama sinyalleri geliyor. Rakamlar açıklandığında bu yavaşlamayı daha belirgin göreceğimizi düşünüyorum.
Son çeyrekte ise çok muhtemeldir ki; sıkı para politikasının gecikmeli etkisi daha çok hissedilecek; yüksek faizler talebi baskılamaya devam edecek ve büyümeyi baskılayıcı etkisi çok daha belirgin hissedilecektir.
Dolayısıyla tüketim daralması nedeniyle reel sektörün, özellikle küçük ve orta boy işletmelerin zorlanacakları bir üç aylık dönem bekliyor bizi. Eskiden böylesi dönemlerde dengeleyici olarak ihracat devreye girerdi ama hem dış pazarlardaki koşullar hem yüksek üretim maliyetleri ve hem de TL’nin reel değerlenmesi nedeniyle o taraftan da fazla destek gelmiyor.
Bu arada “Merkezin Güncesi”nde yer alan görüşlerin yazarlarına ait olup Merkez Bankası’nı bağlamadığını belirtelim.