İki yıl oldu…

Muhterem İLGÜNER MARKA ŞEHİR; Gün Bugün!

Bu köşede yazmaya başlayalı iki yıl olmuş. Bu zaman içerisinde 103 örnek yer – köy, kasaba, şehir – okuyucuyla buluşmuş, tanışmış. Bu örneklerin, şu an görevde olan ya da gelecekte göreve gelecek, şehir yöneticileri için esin kaynağı olmasını umut ettim, ediyorum. Her ne kadar dünya ve ülkemiz gündemi son iki yıldır salgınla meşgul olsa da elbette bilim bu sorunun üstesinden gelecek ve bu köşede yazılanlar yine gündemde olacak. Öngörü sahibi şehir yöneticileri bu sıkıntılı dönemi fırsat olarak kabul ediyor; ziyaretçi, yatırımcı, yetenekli yerleşimci için stratejiler geliştirip bunları raflarda tozlanmadan hayata geçiriyor ve şehirlerini gelecek günlere hazırlıyor.

Şehirler eliyle sosyo-ekonomik kalkınmanın gerçekleşeceğine inananlardanım. Bunun için şehirlerin yararlanabileceği iki önemli güç var:

- Ekonomik güç

Bir şehrin ekonomik gücü belli bir dönemde temel ekonomik faaliyetlerden elde ettiği gayri safi (katışık, brüt) hasıla (gelir) ile ölçülüyor. Temel ekonomik faaliyetlerin ilk sırasında doğal kaynaklardan yararlanmak yer alıyor; tarım, ormancılık, madencilik gibi. İkinci sırada hammaddeyi değerli ürünlere dönüştürmek yer alıyor; sanayi, imalat sanayi gibi. Üçüncü sırada ise ticaret, ulaşım ve iletişim gibi hizmet üretimi yer alıyor. Bu üç temel ekonomik faaliyete bilgiye dayalı, veri işlemeye dayalı yeni faaliyetler ilave ediliyor.

- Yumuşak güç

Bir şehrin yumuşak gücü ise farklı – farklı tarafların tercih ve tutumlarının zorlama olmadan, cazibe ve kanaat (kanı, inanç) oluşturarak yönlendirilmesi anlamına geliyor. Yapılan incelemelere göre, bir şehrin yumuşak gücü için yaşanacak bir yer, iş yapma fırsatlarının olduğu bir yer ve üstün nitelikli, güvenilir ürün ve hizmetlere sahip bir yer kanaatının, inancının oluşması gerekiyor. Böyle bir inancın oluşması için şehrin ne kadar çevre ve iklim dostu olduğuna, insan haklarına ve farklılıklara saygısına, iş hayatı altyapısına, insan sermayesine, kültürel miras ve güzel sanatlar zenginliğine, medyasının güvenilirliğine, ihracatının katma değerine bakılıyor.

Bir şehrin ekonomik gücünü taçlandırabilmesi için yumuşak gücünü başarıyla yönetebiliyor olması beklenecektir. Şehrin gayri safi hasılasını oluşturan tüm ekonomik faaliyetlerin değer kazanması buna bağlı olacaktır. Sürdürülebilir sayıda ziyaretçi cezbetmek ve ekonomik kazancı maksimum kılabilmek için deniz – kum – güneş ve dahi tesis kalitesi yeterli olmayacaktır. Turizm paketini, yumuşak güç oluşturacak biçimde nasıl ambalajladığınız önem kazanacaktır. Gübre, tohum gibi temel girdileri küresel geçerli para birimi ile ölçülüp biçilen tarımsal çıktıların coğrafi işaret yönetimi sonucu yine aynı para birimi ile değerlenmesi önem kazanacaktır. Şehrin temel imalat ürünlerinin malzeme ve üretim kalitesi yetmeyecek, inovatif çözümler ile sıradanlıktan kurtulup benzerlerinden ayrılması önem kazanacaktır. Şehrin tüm ekonomik faaliyetleri gözden geçirilip bunlara nasıl “inandırıcı cazibe” kazandırılacağı tartışılmalıdır. Bir elde ekonomik güç diğer elde yumuşak güç, şehrin refah ve itibarı için en optimum gelişme formülleri üretilmelidir.

Yeni bir yıla giriyoruz. Şimdiden hayırlı olsun. Enerji tüketen kısır tartışmalardan uzak, halk yardakçısı uygulamalardan ırak, bilim ve bilginin saygı göreceği, doğru sayılara ve verilere dayalı kararların alındığı bir yıl olmasını diliyorum. Sevgilerle…

Bu yılın “EN”leri: Helsinki, Lisbon, Kopenhag, Liverpool

LISBON: Avrupa’nın en dostane şehri, dijital göçerlerin (yörüklerin) birinci tercihi olarak kabul görmektedir. Google’ın üs kurmayı planladığı şehirde an itibariyle 20,000 dijital göçmenin konuşlandığı belirtilmektedir.

KOPENHAG: “Başka Bir Turizm Mümkün!”. Stratejinin çıkış noktası, ziyaretçiler ile şehirliyi bir kabul edip, aynı deneyimleri yaşamalarını sağlamak, kendilerini yabancı hissettirmemek. Ziyaretçiyi “geçici şehirli” kabul eden yeni turizm anlayışının şehre önemli kazançlar sağladığı kesindir.

HELSINKI: Şehre yetenek ve yatırım cezbetmek için kurulan “HBH -Helsinki Business Hub” yetenek ve yatırım teşvik ajansı bu amaçla sıra dışı bir proje başlatmıştır; “Helsinki’de 90 Gün Yaşa!”. Eğer 90 günlük Helsinki denmesi başarılı olursa oturma izni veriliyor. Şu ana kadar projeye 6 binden fazla başvuru olmuş ve bunların çoğu ABD’den.

LIVERPOOL: “Konuşulan Şehirler” sıralamasında Liverpool kişi başına 35 çevrimiçi sohbet ile önemli bir çıkış sergilemiş. Şehir yöneticilerine göre anlatacak onca hikâyesi olan şehrin bunu sosyal medya ağlarında akıllıca kullanması ile bu başarı elde edilmiş. Şehrin müzisyenlerinin başarısı neredeyse bir gelenek haline gelmiş: 1. sıraya yükselen tam 56 şarkı ile dünyada tek!

Tüm yazılarını göster