Dünyada en büyük rekabet, doğrudan yabancı yatırımları çekmek konusunda yaşanıyor. Doğrudan yatırım yapacak olan yatırımcı kendisine en uygun avantajların sağlandığı, en uygun lokasyona gitmek istiyor. Dünyada, bu şekilde adres arayan doğrudan yatırımları çeşitli avantajlar sunarak çekmeye çalışan 100’den fazla ülkede 3 binin üzerinde serbest bölge bulunuyor. Bu serbest bölgeler, doğrudan yabancı yatırımlardan pay alınmasında ve bulunduğu ülkelere yatırımların çekilmesinde önemli rol oynuyor. Hesaplamalar dünyada ticaretin yüzde 20’sinin serbest bölgeler üzerinden döndüğünü gösteriyor.
Bu uluslararası ekonomik modeli 1980’lerden itibaren uygulamaya başlayan Türkiye’de 2020 yılı itibariyle mevcut 18 serbest bölgede 500’ü yabancı olmak üzere toplamda bin 900 firma faaliyet gösteriyor. Bu firmalarda 80 bine yakın kişi istihdam ediliyor. Geçtiğimiz yıl 18 serbest bölgede gerçekleşen toplam ticaret hacmi ise 22 milyar dolar tutarındaydı. Bölgelerde üretilen mal ve hizmetlerin ihracat oranı ise yüzde 62. Türkiye’nin lojistik üstünlüğü, güçlü üretim altyapısı, iş gücü piyasası ve 30 yılı aşan serbest bölge deneyimine sahip olması gibi avantajları düşünüldüğünde ulaştığı bu rakamların yeterli olmadığını söylemek zorundayız.
Dünyada bulundukları ülkelerin ticaret ve ihracatının büyük bölümünü tek başına sırtlayan çok başarılı olmuş serbest bölgeler mevcut. 1985 yılında faaliyete geçen Jebel Ali Serbest Bölgesi, tek başına Dubai’deki doğrudan yabancı yatırımların yüzde 23.9’unu çekmeyi başardı. 1985 yılında 19 firma ile faaliyete başlayan Jebel Ali’de günümüzde 8 binden fazla uluslararası şirket faaliyet gösteriyor ki bunlardan 120’si dünyanın en büyük şirketleri arasında bulunuyor. 135 bin kişinin istihdam edildiği ve yıllık 99.5 milyar dolarlık ticaret hacmini gerçekleştiren Jebel Ali’nin ihracatının yüzde 27’sini yüksek teknolojili ürünler oluşturuyor. Sadece Jebel Ali, Dubai Şeyhliğinin toplam ihracatının yüzde 50’sini gerçekleştiriyor.
Çin’in Sozhou Serbest Bölgesi de, ileri teknoloji, yazılım, bilişim, entegre devre imalatında dünyanın en güçlü üretim bölgeleri arasında bulunuyor. Burada 70 ülkeden 4 bin 400 şirket faaliyet yürütüyor. Bunlardan 156’sı Fortune 500 arasında yer alıyor. Sozhou Serbest Bölgesinin de ihracatının yüzde 31’i yüksek teknoloji ürünlerinden oluşuyor. Dünyanın önde gelen bir diğer serbest bölgesi de Hindistan’ın Ramunajan IT City’si. Ülkenin en seçkin IT yatırımlarını barındıran bu bölge, gelecek vadeden kümelenme alanı olarak dikkat çekiyor. Bilişim, biyoteknoloji, Ar-Ge faaliyetlerinin kümelendiği Güney Kore’nin Incheon Serbest Bölgesi de ihracatının yüzde 32’sini yüksek teknoloji ürünlerinden sağlarken, dünyanın en büyük petrokimya devlerinin bulunduğu Singapur’un Jurong Serbest Bölgesi ise ihracatının yüzde 52’sini yüksek teknoloji ürünlerinden sağlıyor. Dünyanın en büyük petrokimya devlerinin bulunduğu Jurong’da yerli ve yabancı firmaların yatırımları 33 milyar doları bulmuş durumda. Bölgede 30 bin kişi istihdam ediliyor.
Bu örnekleri inceleyen Türkiye de, kümelenme temeline dayanan ihtisaslaşmış alanlar oluşturarak, küresel yüksek teknolojili ürün pazarından aldığı payın arttırılmasında serbest bölgelerin de politika aracı olarak kullanılması hedefiyle, 2020 yılında ihtisas serbest bölgelerini kurma kararını aldı. Türkiye’nin sanayi ürünleri ihracatı içinde yüksek teknolojili ürünlerin payı son 10 yıldır yüzde 3-4 bandında gerçekleşirken, serbest bölgelerde ise bu oran yüzde 9 seviyesindedir. Türkiye, sağlayacağı desteklerle yurtdışından Ar-Ge, katma değer ve yüksek teknoloji içerikli mal ve hizmet üretiminin ihtisas serbest bölgelerine akışını sağlayarak, yüksek teknolojili ürün ihracat oranını, OECD ortalaması olan yüzde 14’e çıkarmayı hedefliyor. Bu hedefe ulaşmak amacıyla ihtisas serbest bölgelerine son derece cazip teşvikler getirildi. Vergisel anlamda; Kurumlar Vergisi, Gelir Vergisi, Emlak Vergisi ve Gümrük Vergisi muafiyetlerinin yanı sıra, KDV, Damga, Resim ve Harç vergileri de istisna kapsamına alındı. İstihdam destekleri, finansal destekler ve altyapı destekleri ile ihtisas serbest bölgeleri yüksek teknoloji içerikli yatırımlar için son derece cazip hale geldi.
İlk uygulama, yazılım, oyun geliştirme ve bilişim sektöründe yüksek teknoloji üretimine yönelik 20 Şubat 2020 tarihi itibariyle İstanbul İhtisas Serbest Bölgesi’nde başlatıldı. Kısa sürede burada 30 firma faaliyete geçti. Ticaret Bakanlığı, İstanbul İhtisas Serbest Bölgesi’nde 2021 yılında 83.7 milyon dolar ilave ticaret hacmi ve 80 milyon dolar ilave ihracat tutarının gerçekleşeceğini öngörürken, 273 kişilik de istihdam oluşmasını hedefliyor.
Orta vadede 10 ihtisas serbest bölgesinin kurulmasının planlandığını ve dijital oyun yazılımcıları ile sinema-prodüksiyon endüstrisinin şimdiden ihtisas serbest bölge kurma girişiminde bulunduğunu biliyoruz.
Yazılım, bilişim ve yüksek teknoloji üretiminin serbest bölgeler içinde desteklenmesi son derece doğru bir yaklaşımdır. Bu karar katma değer üretecek teknoloji odaklı yatırımları çekmek konusunda Türkiye’nin elini güçlendirmiştir.