İhracatın gelişmesi diplomasi reformuna bağlı

Şeref OĞUZ ÖNERİ - YORUM

Üç tarafı deniz ve 4 tarafı sorunla çevrili coğrafyamızdan bir yandan Mavi Vatan’ın küredeki artan jeopolitik riskleriyle boğuşurken diğer yanda barındırdığı fırsatları araştırıyor, geliştiriyoruz. Dün Mersin’de Mersin Ticaret ve Sanayi Odası’nın 134’üncü kuruluş yıl dönümünde düzenlenen sektör ve yatırım buluşmalarındaki konumuz buydu.

Dünyada Değişen Dengeler ve Türkiye’ye Yansımaları oturumunda ben, Hakan Güldağ ve Vahap Munyar, Türkiye ihracatının güneye açılan bu kapısında, 2020’de bizleri bekleyen gelişmeleri masaya yatırdık. Benim üzerinde durduğum konu; büyümeye ivme verecek ihracat için atılması gereken adımlardı.

Türkiye, dövize muhtaç bir ülke… Bunu sağlayan 2 temel kanal, turizm ve ihracat… Döviz kazandırıcı her eylemi desteklemek, artırarak sürdürmek zorundayız. Tam da bu noktada ülkenin 70 bin ihracatçısına destek vermek gerekir. Tıpkı turizme bağladığımız umutlar gibi, ihracattan da çok şey umuyoruz.

Ancak bir sorun var; daha doğrusu çok sorun var. Finansal sıkıntılar yetmezmiş gibi diplomasi alanında tıkanan ihracat kanallarımızı yeniden düşünmemiz gerekiyor. 2020’de %5’lik büyümenin tamamı kamunun tüketiminden gelmeyeceğine göre, ihracatın önünü açmak için yapısal reformlara mecbur hale geliyoruz.

Bana göre ihracatın 2020 başarı ajandasını, dış politika ve diplomasi reformları belirleyecektir.

DIŞ POLİTİKADA YENİ ANLAYIŞ ŞART

Türkiye, tüm komşularıyla sürgit kavga ederek 2020’lerde umduğu gelişmeyi sağlayamaz.
Sıfır sorun ile başlayıp sıfır komşuya evrilen dış politikamızı gözden geçirme zamanıdır.
Ülkemizi yalnızlaştırma siyasetlerinin önünü kesecek olan reform adımımız da bu olacaktır. Suriye’de, Irak’ta, Avrupa Birliği’nde ve tüm diğer kavgalılarımızla…

Sıfır komşu; sıfır ittifak ve o da gerileyen ihracat, büyüyemeyen ülke demektir.

Tüm yazılarını göster