SAVUNMA Sanayi Müsteşarlığı, 2004-2005 döneminde hükümetin aldığı kararla “mini insansız hava aracı” ihalesi açmıştı. Hedef, insansız hava aracında yerli üretime yönelmekti.
Türkiye’de bu alanda üretime hazırlanan 4 şirket ihaleye girmiş, şu sonuç çıkmıştı:
Baykar’ı Özdemir Bayraktar kurmuş, 3 oğlundan ikisi Haluk Bayraktar ve Selçuk Bayraktar, insansız hava aracı üretimine doğru yol alan şirkette adım adım etkili görevlere gelmişlerdi. O dönemde kendileri dahil şirkette 5-6 kişi çalışıyordu.
Baykar’ın “insansız hava aracı” üretimine dönük yolculuğunun ilk dönemlerini Eylül 2018’de şirketin Makine Teknik Müdürü Selçuk Bayraktar’dan fabrikada dinlemiştik.
Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı’nın önderliğinde ilk “TEKNOFEST”in düzenlenmesi nedeniyle Vakfın Mütevelli Heyeti Başkanı Selçuk Bayraktar, Vakfın Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Kacır, Başkan Yardımcısı ve Baykar Genel Müdürü Haluk Bayraktar, Baykar tesislerinde bir sohbet toplantısı düzenlemişti.
Selçuk Bayraktar, “TEKNOFEST”le ilgili sunumunun başında “Mini İHA” ihalesini kazandıkları günlere dönmüştü:
- Bizim “Mini İHA”, yazılım dahil her şeyi ile milli ve özgündü. İhaleyi kazanmamızda en önemli rolü, ürünümüzün bu yanı oynadı.
Selçuk Bayraktar, fabrika turu sırasında ürettikleri İHA ve SİHA’ları ihraç etme aşamasına geldiklerini anlatmış, o anda bir meslektaşımız sormuştu:
- ABD, ülkemize İHA vermekte nazlanıyordu. Şimdi milli İHA ve SİHA’ları yerli olarak üretiyorsunuz. Böyle bir ürünü ihraç etmek ne kadar doğru?
Selçuk Bayraktar, bu noktada sunumundaki şu soruya işaret etmişti:
Sonra da şöyle yanıtlamıştı:
- İHA ve SİHA’ların içinde bilgisayarlar var. Kontrol, onlarla sağlanıyor. Eğer yazılımı sana ait değilse,SİHA’nın atacağı bombanın nereye düşeceğini asla bilemezsin.
İhracatla ilgili soruya da şu yanıtı vermişti:
- Bu araçlarda yazılım kimde ise ne olacağını o bilir. Dolayısıyla ihraç etmek ülkemiz açısından sorun değil.
Yanıt sonrası şu noktanın altını özellikle çizmişti:
- Ülkemizin savunma sanayiinde yaşadığı tecrübe de gösteriyor ki, teknolojinin gelişmesinde devletin alım gücünü kullanmasının büyük önemi var. Aynı durum başta ABD olmak üzere, gelişmiş ülkeler için de geçerli. Teknoloji ancak devletin alım yoluyla fonlamasıyla gelişiyor.
Beyoğlu Belediye Başkanı Haydar Ali Yıldız’ın ev sahipliğindeki “Beyoğlu Sohbetleri Türkiye Yüzyılı Buluşmaları”nda Baykar Yönetim Kurulu Başkanı ve Teknoloji Lideri Selçuk Bayraktar’ı dinlemeye giderken Eylül 2018’deki fabrika turunu, Baykar’ın İHA-SİHA yolculuğunun tarihçesini anımsadım.
Selçuk Bayraktar, Beyoğlu Sohbetleri’ndeki konuşmasına şöyle girdi:
- 20 sene öncesinde yüzde 85’lere varan distribütörlerin, acentelerin oluşturduğu ve devletin kurduğu kurumlar vardı. Özel sektör çok azdı. Biz, “İnsansız hava aracı yapıyoruz, çalışıyoruz” dediğimizde böyle bir şeyin Türkiye’den çıkabileceğine inanç sıfırdı.
Bu durumu, “öğrenilmiş çaresizlik” olarak niteleyip sürdürdü:
- Dünyanın jandarmalığına soyunacak değiliz ama onurlu ve şerefli bir şekilde yeryüzünde var olabilmek için bu kapasiteye sahip olmak gerekiyor. Bu da ancak kendi teknolojini geliştirdiğinde mümkün oluyor.
Türkiye’nin savunma sanayinde artık bir ivmesinin olduğunu vurguladı:
- Teknoloji geliştiremeyen, bilimle bağını koparmış medeniyetlerin ve ülkelerin başına neler geldiğini görmek çok zor değil. Türkiye’den yüksek teknolojik savunma sanayi ürünü çıkabiliyor, artık bunu bütün dünya biliyor.
Baykar’ın 15 yılda kendi sınıfında “dünyanın en iyisi” denebilecek uçakları yaptığını kaydetti:
- Bayraktar, bir anlamda dünya tarihine damgasını vurdu. Karabağ’da SİHA’larla kazanılan ilk savaşı Türk orduları kazandı. Tek kuruş Ar-Ge desteği almadan, kredi almadan 20 yıllık serüvende dünyada bu tarz bir savunma şirketi bulmak çok zordur.
28 ülkeye ihracat yaptıklarını anlattı:
- Başlangıçtan bugüne gelirimizin yüzde 75’ini ihracattan sağladık. SİHA’ların devreye girmesinden itibaren ihracat tempomuz arttı. Geçen yıl ihracat oranımız yüzde 99.3’ü buldu. Savunma sanayi ihracatının 4’te birini biz yapmış olduk.
Bu cümle üzerine Selçuk Bayraktar’a toplantı sonrası mesajla tam rakamı sordum, paylaştı:
- 2022 yılındaki ihracatımız 1.18 milyar dolara ulaştı.
Kilo başına ihracat gelirini merak ettim, hesapladı:
- 5 bin 500 dolar…
Baykar, savunmada oyunun kurallarını değiştiren ürün ve teknolojiler ortaya koyarken, başarısını ihracatla perçinlemiş görünüyor.
Türkiye’nin kilo başına ortalama ihracat geliri 1.44 dolarken, Baykar’ın kilo başına ihracatının 5 bin 500 doları yakalaması, teknolojinin yarattığı farkı gözler önüne seriyor…
BAYKAR Yönetim Kurulu Başkanı ve Teknoloji Lideri Selçuk Bayraktar, “Kızılelma”nın yola çıktıkları ilk günlerden itibaren, 20 yıldır hedeflerinde yer alan bir platform olduğunu belirtti:
- Havacılıkta “5’inci nesil” denilen insanlı son savaş uçakları üretiliyor bir anlamda.
“Kızılelma”yı “6’ncı nesil” olarak tanımlamayı doğru bulmadığını kaydetti:
- Çünkü, “Kızılelma”, “5’inci nesil”in devamı değil. Nasıl ki Ergenekon’da demir dağ eritilip yeni bir dünyanın kapıları açıldıysa “Kızılelma”nın ilk uçuşu da havacılıkta yeni bir dünyanın kapılarının açıldığını müjdeliyor.
Ardından ekledi:
- Daha yürüyeceğimiz çok yol var ama bu, dünyada artık geleceğin havacılık muharebesinde “bizler de varız, bizler de oyun kurucuyuz, kural koyucuyuz” anlamına geliyor.
BAYKAR Yönetim Kurulu Başkanı ve Teknoloji Lideri Selçuk Bayraktar, “Kızılelma”nın ardından yönlerini “uzay”a çevirdiklerini belirtti:
- Türkiye’nin en önemli “roketçi”si Arif Hocamızla (Koç Üniversitesi Öğretim Üyesi, Savunma Sanayi Başkanlığı şirketlerinden DeltaV’nin kurucusu Doç. Arif Karabeyoğlu) birlikte uzayla alakalı çalışmaları yürütecek girişimimizi kurduk. Arif Hoca, teknoloji liderliğini yürütüyor.
Yörünge transfer araçları, alçak yörünge takım uyduları üzerine çalıştıklarını bildirdi:
- Alçak yörünge takım uyduları son dönemde çokça gündeme geliyor. Hem haberleşme hem de küresel konumlama sistemlerimiz üzerine çalışmalar yürütülüyor.
Uyduların uzaya çıktıktan sonraki yörünge transfer araçları konusunda tümüyle kendi kaynaklarıyla çalışmaya başladıklarını vurguladı:
- Kimseden bir kuruş destek almadık. İhracattan elde ettiğimiz gelirlerle uzay girişimimizi kurduk. Şu anda 35 kişilik bir ekip var ve büyüyor. “Fergani” adlı girişimimizin 5-10 sene sonra ülkemizin uzay serüvenine ciddi destek verecek noktaya ulaşacağına inanıyorum.