Ekonomik gündem oldukça yoğun. Bir yanda hala devam eden ve kısa vadede bitecek gibi görünmeyen Rusya-Ukrayna savaşının tüm Dünya ekonomileri üzerindeki olumsuz etkileri, diğer yandan yine son dönemde hem Dünya genelinde hem de ülkemiz özelinde oldukça yükselen enflasyonist baskılar. Her şeye rağmen ihracat rakamları umut verici. 2022 yılı Nisan ayında geçen yılın aynı ayına göre; ihracat %24,6 oranında artışla 23 milyar 364 milyon dolar olarak gerçekleşti. İhracat tarafında istatistikler görece iyi olsa da son dönemde ihracatçıların uygulamada oldukça zorlandıkları bir konu var ki, o da yurda getirilen ihracat bedellerinin belirli bir kısmının satılmasının zorunlu olmasına yönelik kambiyo regülasyonları.
Hikayenin başlangıcını şöyle bir hatırlayalım. Merkez Bankası İhracat Genelgesi’ne eklenen bir madde ile 2022 yılının başı itibariyle ihracatçıların yurda getirdikleri ihracat bedellerinin % 25’ini satmaları zorunlu kılınmıştı. O dönemde pek platformda dile getirdiğim üzere bu durumdan ihracatçıların pek hoşnut kalmayacağını ifade etmiştim. Geçtiğimiz haftalarda yapılan bir regülasyon değişikliği ile bu oran % 40’a yükseltildi. Hali hazırdaki durumda ihracatçılar yurda getirdikleri ihracat bedelinin % 40’ını aracı bankaya satmak zorundalar. Aracı bankalar da söz konusu bu dövizleri aynı gün içerisinde Merkez Bankası’na satmakla yükümlüler.
Benim aslında bu yazımda değinmek istediğim konu, yukarıdaki regülasyonun kategorik olarak doğru veya yanlış olduğundan ziyade, Merkez Bankası İhracat Genelgesi Ek Madde 1’in yazım şekli (wording) ile maddenin bu halini dikkate alarak bankaların bu regülasyonu uygulama şeklinin daha önce tamamlanmış ve bedeli yurda getirilmiş ihracat işlemleri bakımından yarattığı olumsuz ve hatta bana göre de haksız durumu.
Her bir hukuk normunun yürürlüğe girdikten sonraki işlemler için uygulanması gerektiği hukuk kurallarının genel geçer özelliklerinden birisi. Bununla birlikte Merkez Bankası İhracat Genelgesi’nin Ek Madde 1’i ise aynen aşağıda yer aldığı gibi kodifiye edilmiş, yani düzenlenmiş.
“İhracat Bedellerinin Merkez Bankasına Satışı
EK MADDE 1 - (1) Bu maddenin yürürlük tarihinden itibaren İBKB'ye veya DAB'a bağlanan ihracat bedellerinin % 40 'ı İBKB'yi veya DAB'ı düzenleyen bankaya satılır. Bu bedeller bankaca Merkez Bankası tarafından ilan edilen ve işlem günü için geçerli döviz alış kuru üzerinden aynı gün Merkez Bankasına satılır ve Merkez Bankasının banka nezdindeki hesabına aktarılır. Söz konusu tutarın tam karşılığı banka tarafından ihracatçıya Türk parası olarak ödenir.”
Yukarıda belirttiğim üzere yurda getirilen ihracat bedellerinin belirli bir kısmının (o zamanki oran % 25 idi) satılmasına yönelik uygulama, Hazine ve Maliye Bakanlığının 31.12.2021 tarihli yazısı üzerine hatırlayabildiğim kadarıyla 04/01/2022 tarihinde başlamıştı.
İhracatçılar açısından uygulamada son derece önemli olan Merkez Bankası İhracat Genelgesi’ndeki değişiklikler Resmi Gazete’de veya Banka’nın internet sitesinde yayımlanmadığından (yayımlanıyor ise de ben bir türlü bulamıyorum) yazımın bundan sonraki kısmında bu değişikliğin yürürlüğe girdiği tarihi, söz konusu değişiklikten haberdar olduğumuz 04/01/2022 olduğunu varsaydığımı ifade etmek isterim.
Yukarıda tam halini verdiğim maddenin içeriğine dikkat edilirse, 04/01/2022 tarihinden sonra bir ihracat bedeli kabul belgesi veya döviz alım belgesine bağlanan tüm ihracat bedelleri, maalesef maddenin mevcut hali ile bu düzenleme kapsamında kalıyor.
İhracat bedellerinin yurda getirilmesine yönelik genel esasları düzenleyen 2018-32/48 sayılı Tebliğ hükümlerine göre, ihracat bedellerini yurda getirmek için mevcut olan genel süre fiili ihracat tarihinden itibaren 180 gün olarak belirlenmiş.
Yani siz ihracatçı olarak ihracatınızı İhracat Genelgesi Ek Madde 1’in yürürlüğe girdiği tarih olan 04/01/2022 tarihinden aylar önce yapmış ve bedelini yurda getirmiş olsanız dahi, yurda getirmiş olduğunuz ihracat bedelini bu regülasyonun yürürlüğe giriş tarihi olduğunu düşündüğüm 04/01/2022 tarihinden sonra bir ihracat bedeli kabul belgesine veya döviz alım belgesine bağlıyorsanız, belirli bir kısmını bankaya satmak zorundasınız ki, hali hazırdaki durumda bu oran % 40.
Dolayısıyla ihracatçı olarak “ben ihracatımı bu uygulamanın yürürlüğe giriş tarihinden önce fiili olarak yaptım ve bedelini de yurda getirdim. O yüzden bu ihracat işlemleri için bu regülasyonun dışında kalmam gerek” tarzındaki kanaatimce de haklı olan argümanlar, maalesef İhracat Genelgesi Ek Madde 1’in mevcut hali karşısında bankalar nezdinde pek bir anlam ifade etmiyor.
Özellikle son dönemde fiili ihraç işlemleri ile bedellerini yurda getirmeye yönelik süreçlerini bu regülasyonun yürürlüğe girmesinden çok önce tamamlamış olan pek çok ihracatçının, bankalarına bu ihracatları için ihracat bedeli kabul belgesi düzenletmek amacıyla başvurduktan sonra bankalarından ihracat bedellerinin belirlenen kısmının satılması zorunluluğuna yönelik geri dönüşler aldıklarında oldukça şaşırdıklarına sıklıkla şahit olduğumu da belirtmiş olayım.
Mevcut durumda ihracat bedellerinin % 40’ının satılmasına yönelik uygulamanın ilerleyen dönemlerde oran bakımından artıp artmayacağına yönelik herhangi bir tahminde bulunmak şu an için zor. Ancak İhracat Genelgesi Ek Madde 1’de, ileride oran bakımından bir değişiklik yapılması halinde maddenin içeriğinin sadece değişikliğin yürürlüğe girdiği tarihten sonra yapılacak ihracat işlemlerini kapsar şekilde dizayn edilmesinin ihracatçılar bakımından hukuki öngörülebilirliğin sağlanması adına son önemli olduğunu değerlendiriyorum.