İhracat yapıyoruz, uzay mekiği değil

Şefik ERGÖNÜL İHRACAT SOHBETLERİ

İki türlü sanayici ve tüccar var…

Birincisi ihracata korku dolu gözlerle bakarak, ihracat hakkında duyduğu tüm olumsuz örnekleri aklından geçirerek “Bu işten biz biraz uzak duralım” diyenler.

İkincisi ise ihracat yaparak başarı kazanan işletmelere bakıp onlara imrenerek “Ne oldum, neredeyim, nasıl yaparımdemeden, yüzme bilmeyen birisinin boyunu aşan sulara atlamasına benzer bir tarzda, bilinçsizce ihracat kalkışanlar.

Her ikisinin de yanlış yaptığını söylemek gerek…

Nazım Hikmet’in söylediği gibi “Ne ölümden korkmak ayıp, ne de düşünmek ölümü.”

“Ne ihracattan korkmak ayıp, ne de düşünmek ihracatı”

Bilinçli olarak hareket edelim, bilgiye değer verelim ve şark kurnazlığı yapmayalım.

Bu kadarı bile bizim korkulu rüya görmemizi engeller, önümüzü açar.

Korkulu gözlerle bakan dostlarımıza, başarısız olanların neden başarısız olduklarını öğrenmeye çalışmalarını salık veririm.

Hiç kimse başarısız olmak için bir işe girmez.

Ancak başarısızlıkların arkasındaki nedenler farklıdır.

Bizler bu nedenlere bakıp, onlardan ders çıkartarak hareket edersek, başarının kapısını açarız.

Sürekli söylediğim ve yazdığım bir şeyi burada tekrar vurgulamak istiyorum.

Firmamız ihracata hazır mı?

Ürünümüz ihracata hazır mı?

Bu sorulara cevap vermeden gireceğiniz ihracattan korkmalısınız.

Bunlara vereceğiniz cevapları analiz ederek gerek işletmenizde ve gerekse ürününüzde, ihracat hazır olabilme açısından bulacağınız eksikliklerin giderilmesi ile ihracat yapmalısınız.

İhracat yapmayı silahsız savaş yapmaya benzetebilirsiniz. Çünkü rakiplerinizin önüne geçmek için göstermeniz gereken çaba ve yapmanız gereken hazırlıklar sizi, tam donanımlı bir ordu gibi kuvvetli kılacaktır.

Cevaplarınız sizin yol haritanızın çizilmesinde oldukça büyük önem taşımaktadır.

Cevaplarınızın, bireysel görüşlerden daha çok somut verilerle desteklenmesine çaba gösterin.

Göreceksiniz ki eksik olduğunuz taraflarınızın farkında olmanız sizleri daha doğru karar verebilmeye yönlendirecektir. 

Gelelim yüzme bilmeden suya atlayanlara…

Geleneksel tepkimiz olan “Bir şey olmaz” bizi selâmete çıkarmayacağı gibi, bir şeyler olduğu zaman bizleri, özellikle de cüzdanımızı oldukça rahatsız edecek sonuçlar doğuracaktır.

İhracatta başarılı olan başkalarının sadece ayak izlerini izleyip, yaptıklarına imrenip, onların önceki hazırlıklara bakmadan ve daha kötüsü aldırış etmeden hareket ederseniz sonuç hüsran olmaktan öteye pek gitmeyecektir.

Hiçbir şey bilmeden, hiç hazırlığı olmadan ihracat yapmış olan işletme hiç yok mu?

Elbette var ve hep olacaktır. Ancak o tür işletmelerin yapabildiklerinin ne kadar geçici ve ne kadar sürdürülebilir olduğuna bakınız lütfen.

Türkiye ihracatçılarının ana sorununun sürdürülebilirlik olduğunu da aklınızdan çıkartmayın.

Her iki tarzdaki işletmelere ortak bir şeyler söylemek gerekirse o da “Taşıma suyla değirmen dönmez” deyimini hatırlatmak olacaktır.

İhracat, sistematik bir biçimde izlenip, her günkü işinizden farklı yönetilmesi gereken bir iştir.

Amma unutmayalım “ İhracat yapıyoruz, uzay mekiği değil.“

Tüm yazılarını göster