✔Küresel düzeyde enerji fiyatlarının yükselmesi ve gelecek beklentilerinde yaşanan olumsuzluk dünyada durgun bir üretim seviyesine inilmesine neden olmuş; bu da küresel ticaret hacmini daraltmıştır.
Ticaret Bakanlığı'nın ağustos ayı öncü verilerine göre Dış ticaret Ağustos’ta; temmuz ayına göre yüzde 27,4, geçen yılın ağustos ayına göre yüzde 21,2 oranında azalarak, 8,9 milyar dolar açık vermiş. Türkiye'nin ihracatı ağustos ayında yüzde 1,6 artışla 21,6 milyar dolara yükselirken, ithalat yüzde 6,3 azalışla 30,5 milyar dolara gerilemiş. Yılın başından bu yana bakıldığında dış ticaret açığı yüzde 12,1 artışla 82,4 milyar dolar oluyor. Böylece ihracatımız 165 milyar dolar olarak gerçekleşmiş görünüyor. Ağustos ayı itibarıyla son 12 aylık ihracatımızın ise yüzde 1,2 oranında artış ile 253,5 milyar dolar olarak gerçekleştiğini kabul etmemiz gerekiyor.
Ağustosta ithalat yüzde 6,3 azalışla 30,5 milyar dolar olarak gerçekleşmiş. Enerji ithalatı da aynı dönemde yüzde 27,8 gerilemeyle 46,5 milyon dolar olmuş. Her ne kadar Ocak- Ağustos dönemde ithalat toplamı, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 3,5 artışla 247,3 milyar dolar olarak gerçekleşmiş görünüyorsa da bunun önemli bir kalemini 8 ayda 23 milyar dolara ulaşan işlenmemiş altın ithalatı oluşturuyor.
Bu rakamlar ışığında başta ihracat olmak üzere dış ticaretimize ilişkin şu değerlendirmeleri yapmak mümkün:
■ 6 Şubat tarihinde ülkemizde yaşanan büyük deprem felaketine rağmen, ülke ekonomisinin çabuk toparlanması, insanımızın ve o insanlarımızın çekip çevirdiği işletmelerimizin üretime devam ederek ocak – ağustos dönemi ihracatını 165 milyar dolara yükseltmesi takdir edilmesi gereken bir husustur.
■ Rusya - Ukrayna Savaşının uluslararası ticarete ve taşımacılığa vurduğu darbe hala bölgede ciddi bir ticaret kaybı yaratmış olsa da bir bölge ülkesi olarak Türkiye mevcut ticari pozisyonlarını korumaya devam etmiş görünüyor.
■ Küresel düzeyde enerji fiyatlarının yükselmesi ve gelecek beklentilerinde yaşanan olumsuzluk dünyada durgun bir üretim seviyesine inilmesine neden olmuş; bu da küresel ticaret hacmini daraltmıştır. Böyle dönemlerde büyük bir ihracat patlaması beklenmesi gerçekçi olmayacaktır.
■ Tüm dünyada yaşanan durgunluk emtia fiyatlarında düşüşe neden olmuş; bu nedenle yüksek enerji ve işgücü maliyetleri rekabet güçlerini zorlamaya başlamıştır.
■ Böyle dönemlerde düşük katma değerli ürünlerin ihracında ciddi sıkıntılar yaşanılması kaçınılmazdır. Olaya bu açıdan bakıldığında, 2022 yılında yüzde 36,9 olan orta-yüksek ve yüksek teknolojili ürün ihracatının imalat içindeki payının, bu yılın 8 ayında yüzde 40,6'a yükselmesi sevindiricidir.
■ İthalatta bağımlı olduğumuz enerji fiyatlarındaki düşüş seyri sevindirici olmakla birlikte, Rusya-Ukrayna Savaşı sona ermedikçe bu konuda ehven fiyatlar yakalamanın güç olduğu görünüyor.
■ “İşlenmemiş altın neden bu kadar talep edilir?” diye soranlara bir Kapalıçarşı turu tavsiye ederim. Yüksek enflasyon nedeniyle mevcut varlıklarını muhafaza etmek isteyen orta sınıf insanımız torba torba, bohça bohça taşıdığı mücevheratını Kapalıçarşı esnafına satarak karşılığında makasla kesilen işlenmemiş altın satın alıyor. Nedeni çok basit: İşlenmemiş altın kendisini enflasyona karşı korurken mücevherat eşyası aynı işlevi göremiyor.
Anlamakta güçlük çektiğim ayrıntılar
Bazen “ben mi fazla ayrıntılara takılıyorum ve genel doğruları göremiyorum” diye düşündüğüm olur. Ama küresel düzeyde rekabet etmek durumunda olan işletmelerimizin çıkarları sözkonusu olduğunda, “şeytan ayrıntıda gizlidir” diye fotoğrafın bütününün yanı sıra ayrıntılara da bakmak durumunda hissederim kendimi.
Dilerseniz yeni yayımlanan bir yönetmelik üzerinden konuya açıklık getirelim:
■ 03.2020 tarihli 7223 sayılı Ürün Güvenliği ve Teknik Düzenlemeler Kanunu’na dayanılarak hazırlanan 14.09.2022 tarihli 6038 sayılı Teknik Düzenlemeler Rejimi Kararı 15.09.2022 Tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girer. Gelin görün ki, bu kanun ve kararın uygulanması için hazırlanan “Dış Ticarette Teknik Düzenlemeler Yönetmeliği” onbir ay sonra 16.08.2023 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girer. Neden bu kadar süre beklenmiştir, bilinmez.
■ Anılan yönetmelikle yürürlükten kaldırılan “Dış Ticarette Teknik Düzenlemeler ve Standardizasyon Yönetmeliğinde “Bakanlık: Ekonomi Bakanlığını… ifade eder” derken yeni yönetmelikte “Bakanlık: Ticaret Bakanlığını … ifade eder” denilmiştir. Ara dönemde eski yönetmelik hükümlerine bakarak Ekonomi Bakanlığı arayan ticaret erbabı olmuş mudur, anlaşılmaz.
■ Yeni Yönetmelikte Dış Ticarette Risk Esaslı Kontrol Sistemi (TAREKS):Ürün güvenliği ve teknik düzenlemeler mevzuatı uyarınca yürütülen denetim, uygunluk ve izin işlemlerinin elektronik ortamda ve risk esaslı olarak yapılması amacıyla kurulan internet tabanlı uygulamayı … ifade eder” şeklinde tanımlanan TAREKS sistemi 2011 yılından beri yürürlükte olmasına karşın eski Yönetmelikte bununla ilgili tanım ve hüküm bulunmaması, denetimlerin yapılmasında ve izlenmesinde bir sorun yaratmış mıdır, bilinmez.
■ Yeni Yönetmeliğin 5/1 maddesinde, “İhracata konu tarım ve gıda ürünlerinden gerekli görülenlerin mevzuata uygunluk ve ticari kalite denetimleri Bakanlığın bölge müdürlükleri ürün güvenliği denetimleri müdürlüklerinde görevli ticaret denetmenleri tarafından Bakanlıkça belirlenecek usul ve esaslara göre yürütülür.” denilirken, eski Yönetmeliğin 3 üncü maddesinde “İhracata konu maddelerden gerekli görülenlerin zorunlu standart ve ticari kalite kontrolleri Bakanlığın Bölge Müdürlükleri Ürün Denetmenleri Grup Başkanlıklarında görevli Ürün Denetmenleri tarafından Bakanlıkça belirlenecek usul ve esaslara göre yürütülür.” denildiği görülür. Bu ara dönemde ticaret erbabı denetim için “ürün denetmeni” mi “ticaret denetmeni” mi aramıştır, anlaşılmaz.
Küresel rekabette geriye düşmeme adına, her ülkenin yasama, yürütme organları ile bürokratik kademelerin eşgüdümlü ve eş zamanlı çalışması kaçınılmaz görünüyor.