İhracat elemanımız nasıl olsun (2)

Şefik ERGÖNÜL İHRACAT SOHBETLERİ

Aynı başlığı taşıyan geçen haftaki sohbetimiz oldukça yoğun ilgi çekmişti.

Bu hafta da aynı konuyu biraz daha eşeleyip azıcık daha derinlere inelim isterim.

Hani demiştik ya “Bir yabancı dili iyi kullanabilsin” diye…

İşte onun bir başka faydasına daha eğilelim.

Bir yabancı dili iyi kullanabiliyorsa, muhatabının söylediklerini de rahatlıkla ve yanlış yapmaksızın anlayabiliyor demektir. Çünkü ve oldukça yüksek bir olasılıkla muhatapları, hele bir de uzak doğu kökenli iseler, iletişim için ortak araç olarak kullandıkları yabancı dili pek de iyi bilmiyorsa, yanlış anlaşılma kaçınılmaz olacaktır.

Bu durumda ihracatçımızı yanlış anlaşılmaktan ve hata yapmaktan koruyacak olan o dile olan hâkimiyeti olacaktır.

Şimdi bana çıkıp son teknoloji tercüme makinelerinin nimetlerinden söz etmeyin lütfen.

Daha iki ay önce bir fuarda Çinli dostlarımızın elinde olan ve bedelleri 600 ile 2000 ABD Doları arasında değişen tercüme makinalarını test etme şansını elde ettim.

Faydasız mı derseniz kesinlikle işe yarıyorlar amma “Tezgâh üzeri konuşmalarda.”

Ciddi işlerin müzakeresinde tamamen bu tercüme makinalarına güvenmek çok büyük riskler getirmeye kapı aralayacaktır.

Bakınız ihracatçınızda ne gibi ön yargı ve varsayımlar var…

Uluslararası ticarette ön yargılar ve varsayımlar, vahşi ırmakları aşan köprülerin girişlerine konulan taşlar gibidir.

Siz o köprüyü aşınca menzilinize erişecekken, bu engeller nedeniyle ya menzilinize varamayacak ya da çok geç ve çok güç varacaksınız.

İhracat pazarlama elemanınızla herhangi bir konuda tartışın.

Bakın bakalım size nasıl tepki verecek?

Kendisini baskı altında hissettiğinde nasıl davranacak?

Olayı kişiselleştirecek mi yoksa konuya bağlı kalabilecek mi?

Ortamın gergin olması dikkatini dağıtıyor mu yoksa dikkatle dinlemeyi sürdürebiliyor mu?

Tartışmada beden dili nasıl değişiyor?

Tepkilerini yüzünde veya beden hareketlerinde görebiliyor musunuz?

Bazı dostlarımız diyebilir ki “Hocam bunların ihracatla ilgisi nedir?”

Haklılar.

Bunlar sadece ihracatla ilgili değil amma İngilizce “Soft skills” olarak tanımlanan ve Türkçemizde “Sosyal beceriler veya teknik olmayan beceriler” tanımladıklarımız.

Eğer ihracatçınız bu konularda yeterlilik sahibi ise onu elinizden kaçırmamaya bakın.

Çünkü ihracatla ilgili birçok konuda eğitim ile eksikliklerinizi giderebilme olanağınız var.

Amma bu yazdıklarımın ciddi bir çoğunluğu kişisel beceriler ve bunlar kolaylıkla elde edilemeyen ancak yıllar içerisinde kazanılabilen yeterlilikler.

Böyle eleman var mı derseniz…

Yok değil amma sayıları oldukça az.

Öte yandan siz işverenlere de birkaç sözüm var.

Sanmayın ki bu yazdıklarım yalnız çalışanlarda aranıyor…

Tüm bunları düşünerek kendinizi de değerlendirin bakalım, kendinize torpil yapmadan ne kadar olumlu bir sonuç alabileceksiniz?

Özlü sözü hatırlayalım “İğneyi kendine, çuvaldızı başkasına batır.”

Unutmayalım, ihracat bir takım işidir ve işveren de bu takımın lideridir.

Oyuncular ne kadar iyi olursa olsun, takım lideri beceriksizse, o takım kaybetmeye mahkûmdur.

Tüm yazılarını göster