(İfrat: ölçüyü aşma, aşırıya kaçma - Tefrit: geride kalma, yeterli olamama) (TDK)
Bunlar genç arkadaşlar için aşina olmayan Arapça kelimeler, ancak tek kelime ile güçlü anlama sahipler. Ya ölçüyü aşıyor, aşırıya kaçıyoruz ya da geride kalıp yeterli olamıyoruz. Bir türlü de ortasını bulamıyoruz. Nerdeyse her konuda. Bu yazıda konumuz turizm ve günah keçisi ilan edilen marka ve marka şehir.
Marka ve marka şehir kapitalist sistemin bir aracı olarak görenler genelde yanılıyorlar. Marka insanoğlunun kendi yarattığı bir olgu. İnsan markasız kalamaz. Komünist rejim döneminde Rusya'da tüm otomobil lastikleri belli fabrikalarda, tek marka altında üretilmekteydi. Her nasıl olduysa belli bir numarayı taşıyan lastiklerin daha kaliteli olduğu iddiası yayıldı, lastik ihtiyacı olanlar ısrarla bu numarayı taşıyan lastikleri aramaya, hatta fiyat farkı ödemeye başladı. Benzer şekilde, rakının Tekel İdaresi tarafından belli fabrikalarda aynı marka altında üretildiği ülkemizde de Tekirdağ Fabrikası'nda üretilen rakının daha kaliteli olduğu iddiası yayıldı, herkes şişe diplerinde yazan seri numaralarında bu rakıları aramaya başladı, özel siparişler verildi, fiyat farkları ödendi. Her iki örnekte de marka öne çıkarılarak reklam yapılmamış hatta hiçbir iletişim gayreti gösterilmemiştir. Bu iki marka da bizzat insanlar tarafından yaratılmıştır.
Marka şehir de aynı şekilde. Bir şekilde ziyaret edip memnun kaldığımız yeri bir başkasına anlatır o da bir başkasına aktarırsa bir sonraki sezon daha fazla ziyaretçi gelecektir. Gelenler de memnun kalıp daha fazla kişiye anlatırsa sonraki sezon daha fazla ziyaretçi gelecektir. Önemli olan şehir yönetiminin öngörülü davranıp bu süreci izlemesi ve yönetmesidir.
Bu gerçekten hareketle, yakın dönemde belli başlı ziyaret edilmeye değer yerler “DMMO -Destinasyon Pazarlama ve Yönetim” organizayonları oluşturmaya başladılar ve başarılı şekilde ilerliyorlar. Amaç turizmde sürdürülebilirliği sağlamak.
Özetle, ölçüyü aşmayan, aşırıya kaçmayan fakat aynı zamanda geride ve yetersiz kalmayan bir turizm stratejisini uygulamaya sokabilmek. Bugünlerde turizmde ölçüyü aşan, aşırıya kaçan yerler örnek gösterilerek marka şehir ve turizm karalanmaya çalışılıyor: “Al işte marka şehir dedin her yeri mafya sardı, buranın eski tadı tuzu kalmadı!”.
Turizm bu ülkenin vazgeçemeyeceği, çok değerli bir endüstridir. Eğer iyi yönetilemiyorsa suç turizmde değil kifayetsiz yöneticiler ile gözü doymayan, ilerisini düşünemeyen yerel halktadır. Önce aynada gözünüzün içine bakarak ve gözünüzü kaçırmadan gerçekleri dile getirin sonra bu endüstriyi karalayın!
İçinde bulunduğumuz sıkıntılı günler aynı zamanda fırsat da barındırmaktadır. Başta Çeşme, Alaçatı, Bodrum, Marmaris gibi ifrat kurbanı destinasyonlarda vakit kaybetmeksizin yerel yönetim, sivil inisiyatifler bir araya gelerek “Destinasyon Pazarlama ve Yönetim” birimlerini kurmalı, bundan sonraki turizmin nasıl olacağına karar vermeli ve bu doğrultuda süreçleri yönetmelidir.
Haftanın Yeri: MAYORKA, İSPANYA
MAYORKA, Ispanya'nın Akdeniz'de yer alan en büyük adasıdır. Geçmiş yıllarda ifrat noktasında kitle turizminin temsilcisi olan adayı 2019 yılında 11.8 milyon turist ziyaret etmiştir. 2 milyon ziyaretçi de 500 cruise gemi ile adaya ulaşmıştır. 2017 yılında ise her 90 saniyede bir uçak inmiş ya da kalkmış, rekor kırılmıştır. İfrat derecesinde kitle turizmi adada yaşamı pahalı hale getirmiş, çevre sorunları yaşanmaya başlanmış, kiralık arabaların egzos gazı yüzünden insanlar pandemi öncesi maske takmaya başlamıştır.
Bu durum yerel yöneticileri ve halkı tercihe zorlamış, kitle turizmi dışında çözüm arayışı başlamıştır. Ziyaretçiler için özel bir vergi uygulanmaya başlanmış, çevre restorasyonu için bir fon oluşturulmaya çalışılmıştır. Ziyaretçiler için yerel kültür, bisiklet ile çevre gezileri, kuş izleme grupları gibi başkaca ilgi alanları öne çıkarılmaya başlanmıştır. Pandemi ile birlikte daha küçük ölçekte ve sürdürülebilir bir turizm konusunda umutlar artmıştır.