İflasa giden yol konkordatodan mı geçer?

Şeref OĞUZ ÖNERİ - YORUM

Öncelikle iflas ile konkordato farkını ortaya koyalım... İflas, borçlunun artık borçlarını ödeyememesi halidir. Konkordato ise herhangi bir sebeple işleri bozulan ve ödeme güçlüğü çeken iyiniyetli borçluları koruma amacı güder. İflas ile bitersin, konkordato ile borçlarını yeniden yapılandırırsın.

Konkordato hem mali durumu kötü olan borçluları hem de alacaklılarını korumayı amaçlar. Bir bakıma iflasa sürüklenen şirketin tutunacağı son daldır. İstenir ki şirket zor durumu atlatsın, iflas ederse alacaklıları da mağdur olacağından, elinden tutup kaldırarak faaliyeti sürsün, borcunu ödesin.

PİYASAYA ÇÖKEN KONKORDATO KÂBUSU

Gazetemizde dün bu konuya geniş yer verdik. Arkadaşımız Merve Yiğitcan, konkordato sayısının ilk 5 ayda 500’e dayandığını yazdı. Piyasa aktörleri bu durumu ekonomideki yavaşlamaya ve maliyet artışına ilave olarak finansmana erişimde yaşanan sorunlara bağlıyor. Durum çok ciddi denilebilir.

Burada dikkat edilmesi gereken, konkordato kararlarının nasıl verildiğidir. Alacaklısından kaçmak için mi yoksa zordaki şirketini çalışır vaziyette tutup borçlarını ödemek için mi olduğu kritik noktadır. Kararların mahkemede yeterli teknik inceleme yapılmadan alelacele alındığı endişesi had safhada...

İKİ SORU İKİ CEVAP / İflasa dair...

İflastan kaçınma yolu mudur?

Evet. Tam da budur ancak hileli konkordato başvuruları da çok sık rastlanan bir durumdur. Konkordato kararı alan şirketler borçlularına karşı korunurken, alacaklılar için herhangi bir önlem yok. 700 güne çıkan tasdik kararları ciddi mağduriyet yaratıyor, suistimaller, zincirleme iflasları tetikleyebiliyor.

Önü alınamazsa seri iflaslar başlar mı?

Ekonomi, bu duraktan hayli beride... Ancak güven duygusunun kaybolduğu, iş ahlakının bozulduğu düzlemde, testiyi kıran ile suyu getiren'i ayırt etmek zorlaşıyor. Buna da yavaş ve yanlış işleyen hukuk sistemini eklersek iflas pandemisi tehdidi belirginleşir. Ekonomi yönetimi hızlı ve adil olmalı...

Not / Varlığım tasarruf paketine feda olsun

Kasada para kalmayınca ne yapar insan? Eğer rasyonele dönük biriyse, acil ihtiyaçları dışındaki masraflarını azaltır, isteklerini erteler, daha çok gelir elde etmenin yollarını arar. Bu sayede bütçesini denkleştirir, açığını kapatır, işler yoluna girene dek kapsamlı, tutarlı tasarruf tedbirleri alır, uygular.

Kamuda durum farklı değildir.

Sadece ihtiyaçların ve paydaşların sayısı fazladır. Mehmet Şimşek, sıkı para politikasını elinden geldiğince uygulama gayretinde... Ancak kamuya söz geçirmek kolay değil. Her bakanlık kendi havasında, ne altındaki aracı, ne içinde olduğu binayı terk etmek istemiyor.

Bir yandan da maaşlar, ücretler, sabit giderler var ki evlere şenlik. Hal böyle
olunca vergilerle oynamak, ister istemez kaçınılmaz hale geliyor. Bundan 2 ay önce “yeni vergiler yolda” demiştim ve trollerin linçi, dezenformasyon ofisinin “aranıyor” kabilinden posterine muhatap oldum.

Ancak görünüyor ki yabancıdan para gelmez, kayıtdışı vergi ödemez, kamu itibarından tasarruf etmez ise yine mükelleflerin kapısına dayanılacak. Birçok vergi muafiyeti, indirim, teşvik ve istisnanın kaldırılacağını, fon gelirlerinden alınan verginin artırılacağını söyleyen Şimşek, kripto varlıklardan elde edilen gelirler ve borsada yapılan işlemlerden elde edilen gelirlerin vergilendirilmesine yönelik yeni adımlar atılacağını açıkladı bile...

Vatana millete hayırlı olsun.

Tüm yazılarını göster