IFC, yatırım yaptığı ülkelere Türkiye’den yönetici götürüyor

Vahap MUNYAR İŞ DÜNYASINDA DİYALOG

YÖNETİM Kurulu Üyeleri Derneği (YÜD) Başkan Yardımcısı Sevdil Yıldırım planladı, Dernek Başkanı Mehmet Sami ve Genel Sekreter Pınar Keser’in olduğu bir sohbet ortamında buluştuk.

Mehmet Sami, önce şu saptamanın altını çizdi:

-          Türkiye’de aile şirketleri hegemonyası var. Şirketlerin yüzde 90-95’i ailelerin elinde. Aileler genişleyip büyüdükçe şirketlerde “körlük” başlıyor. Bu “körlük” aile şirketleri üzerinden Türkiye için inanılmaz değer kaybına yol açıyor.

Sevdil Yıldırım araya girdi:

-          Şirketler duygulara göre yönetilince sıkıntı doğuyor, rasyonel kararlar alınamıyor. Şirketlerin sürdürülebilir olabilmesi için yönetimlerinin profesyonelleşmesi gerekiyor.

Mehmet Sami sürdürdü:

-          Bizim kültürde hakim ortak mutlaka yönetim kurulu başkanı, CEO, yönetim kurulu üyesi oluyor. Oysa şirketlerin sürdürülebilirliği için yönetimde profesyonellere, bağımsız üyelere daha fazla yer açmaları gerekiyor.

Sami, Türkiye Kurumsal Yönetim Derneği’nin (TKYD) “kurumsal yönetim”i Türkiye’ye tanıttığını vurguladı:

-          TKYD, 20 yılı aşkın süredir çok önemli işlere imza attı, açılımlar sağladı. Bizim derneğimiz YÜD, 4 yıl önce kuruldu. Derneğimiz, daha detay çalışmalarla ailelerin yönlendirilmesi hedefliyor.

Bankaların kredi kullandırırken şirketlerin bilançosuna bakmaktan öte aşamaya geldiğini kaydetti:

-          Bankalar kredi kullandıracakları şirketlerden öngörülebilir hedefler başta olmak üzere farklı şeyler istiyor. Nitekim bankaların yönlendirmesiyle bazı ticari müşterilerinin yönetim kurulu üyelerine eğitim vermeye başlayacağız.

Ardından çalışmalarını şöyle özetledi:

-          YÜD, bir kurumun kaderini belirleme yetkisine sahip yönetim kurullarının kompozisyonu, gündemi, komite oluşturma ve çalıştırma yetkisi, risk ve fırsatları değerlendirme kapasitesi, hesap verebilmesi ve sürdürülebilir büyümesi için önemli başlıkları belirliyor.

Bu çalışmalar çerçevesinde uluslararası kuruluşlarla stratejik işbirliklerine gittiklerini aktardı:

-          YÜD, önceki yıl imzalanan protokol ile IFC’nin (International Finance Corporation) Avrupa ve Orta Asya bölgesindeki “Çevresel, Sosyal ve Yönetişim (ESG) Standartları Programı”na dahil oldu.

IFC’den söz açılınca şu bilgiyi aktardı:

-          IFC, yatırım yaptığı ülkelere Türkiye’den yönetim kurulu üyesi götürüyor. Yakın dönemde iki Türk kadın yönetim kurulu üyesi IFC aracılığıyla yurt dışına gitti.

Sevdil Yıldırım, ekledi:

-          IFC’nin yurt dışı yönetim kurulu üyesi listesine girmek için önce akredite olmak gerekiyor.

Mehmet Sami, son yıllarda bazı şirketlerde gündeme gelen bir modele dikkat çekti:

-          Bazı şirketler gençlerden oluşan “gölge yönetim kurulu” kuruyor. Burada bir yandan geleceğin yönetim kurulu üyeleri yetişiyor. Diğer taraftan şirketler yeni nesil müşterilerini daha iyi anlama şansı yakalıyor.

Dünya Bankası çatısı altında faaliyet gösteren IFC, yatırım yaptığı ülkelere Türkiye’den yönetim kurulu üyesi götürürken, ülkemizdeki aile şirketleri “burnunun dibindeki” değerleri görmüyor, değerlendirmiyor.

Kurumsallaşamayan, profesyonel yönetim ekibi kuramayan aile şirketleri “erken ölmekle” kalmıyor, beraberinde ülke kaynaklarını da heba etmiş oluyor…

‘Sahibinin sesi’ gibi olmayın

1981 yılı Nisan veya Mayıs ayı… OTİM’de düzenlenen bir törende dönemin Tofaş Genel Müdür Yardımcısı Erdoğan Karakoyunlu ile karşılaştık. ANKA Ajansı’nda çalıştığım günlerden tanıştığımız Karakoyunlu’ya DÜNYA Gazetesi’ne geçtiğimi belirtip, bilgi verdim:

-          Hürriyet Gazetesi çatısı altında bulunan DÜNYA, 1 Mart 1981 tarihinden itibaren Cahit Düzel yönetimindeki bir ekip tarafından ekonomi gazetesine dönüştü. Gazetemize abone olmanızı, izlemenizi bekliyoruz.

Karakoyunlu, gazeteyi henüz incelemediğini vurgulayıp, şu mesajı verdi:

-          “Sahibinin sesi” gibi olmamaya özen gösterin.

Mesajını açtı, ne demek istediğini anlattı:

-          Yani, gazetenizde sadece iş dünyasının demeçleri yer almasın. İş dünyası konuşup, iş dünyası okumasın. Bizlere yol gösterecek, ufuk açacak haberlere, araştırmalara, köşe yazılarına yer verin.

Karakoyunlu ile bu sohbeti yaptığımız günlerde Dünya Gazetesi’nin yenilenmiş halinin günlük satışı 1000 adet dolayındaydı.

Aynı yılın eylül-ekim aylarında Nezih Demirkent Hürriyet’ten ayrıldı, DÜNYA Gazetesi’nin sahibi oldu. Demirkent, başlangıçta Alp Orçun’un, daha sonraki dönemde de Osman Saffet Arolat’ın kaptanlığında DÜNYA Gazetesi’ni Anadolu’ya açtı. Bir anlamda ekonominin “kılcal damarları”na yöneltti.

Güngör Uras, “Tevfik Güngör” imzasıyla yazdığı yazılarıyla, Rüştü Bozkurt Anadolu’yu karış karış dolaşarak yaptığı analizlerle DÜNYA Gazetesi’ne değer kattı.

Hakan Güldağ da Genel Yayın Yönetmenliği bayrağını Osman Saffet Arolat’tan devraldığı 10 yıllık döneminde gazetenin çıtasını Prof. Güven Sak, Alaattin Aktaş, Ali Ekber Yıldırım gibi önemli kalemlerin de katkılarıyla daha yukarı taşıdı.

Hakan Güldağ, Eylül 2019’da “DÜNYA çalışanlarıyla yoluna devam ediyor” projesine liderlik için kolları sıvadı. 4 Aralık 2019’da gazetenin yayın hakkı Hakan Güldağ’ın Yönetim Kurulu Başkanlığını yürüttüğü “Nasıl Bir Ekonomi” adlı şirkete geçti.

“DÜNYA çalışanlarıyla yoluna devam ediyor” projesi, gazetemizin içerik kalitesi çıtasını daha da yukarı taşıdı.

DÜNYA Gazetesi, kaynak gösterilerek alıntı yapılan, devletin önemli kurumlarının hatalı verilerinin düzeltilmesinde rol oynayan, yansıttığı sorunların çözümünde dikkate alınan yayın organına dönüştü.

Tüm yazılarını göster