Enflasyonun tırmanmaya devam ettiği bir ortamda Türk Lirası değer kaybının son aylarda baskılanması, reel efektif kur seviyesinin yükselmesi ve ihracatçıların bu trend nedeniyle yakınmalarıyla ekonomide ideal kur tartışması başladı. Yanlış bir tartışmadır; Anadolu’daki yaygın deyimiyle “eşeğin büyüğünü ahırda unutmaktır.”
Bu hafta “Nasıl Bir Ekonomi”ye konuşan Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mustafa Gültepe, “Rakiplerimizle rekabet edebilmemiz için fiyat tutturmamız gerekiyor. Bu noktada kurların bizi destekleyecek seviyeye gelmesini bekliyoruz. Enflasyon 3 artıyorsa kurlar da 3 artmalı” dedi. Öte yandan son dönemdeki değerlenmeye rağmen son 1.5 yıldaki birikimli TL devalüasyonu nedeniyle TL’nin değer kaybetmek bir yana daha fazla değer kazanmasını isteyenler de var.
İdeal kur herkese göre farklılık gösterebilmektedir. İhracatçının ideal kuru ile ithalat yapanın idealleri farklıdır. Döviz kredisi kullanan şirket ile döviz mevduatı olan vatandaşın içinden geçen ideal kur da aynı değildir. Dolayısıyla tek bir ideal kur yoktur; herkesin ideali farklıdır. Ancak enflasyon öyle değil. İdeal bir enflasyon oranı vardır; o da yüzde 5’ten aşağısıdır.
Bu nedenle sorunları aşmak için “kur şöyle olsun; kur böyle olsun” demek yerine doğru olan “enflasyon yüzde 5’in altına insin” diye ısrar etmektir. Türkiye’nin sorunu kurun seviyesi değil, enflasyonun ulaştığı seviyedir. “Ahırda unutulan eşek” Türkiye’nin başına dert olan “hiper” enflasyondur.
Kur iki ucu keskin bıçak gibidir. TL’nin değer kaybı ihracatı arttırıp, ithalatı yavaşlatır ama diğer makroekonomik dengeleri de bozma potansiyeline sahiptir. TL’nin değer kaybı enflasyonu arttırır; ihraç edilen malların üretim maliyetlerini ithal girdiler kanalıyla yükseltir.
Bu nedenle ihracat için öncelikli adım TL’nin değer kaybetmesi değil, kurda ve fiyatlarda istikrar sağlanmasıdır.
TİM Başkanı Gültepe “Rakiplerimizle rekabet edebilmemiz için fiyat tutturmamız gerekiyor. Fiyat tutturma noktasında kurların bizi destekleyecek seviyeye gelmesini bekliyoruz. Rekabet edeceğimiz bir ortamın oluşmasını istiyoruz” diyor. Eğer enflasyon aşağı çekilemiyorsa fiyat tutturma noktasında kur çok kısa süreli bir rahatlama sağlar. Eğer ülkede enflasyon daha makul bir seviyede olsaydı, ihracatçı üzerindeki önemli bir maliyet baskısı ortadan kalkmış olacaktı.
Türkiye’nin içine düştüğü faiz-kur-enflasyon sarmalında TL’nin hızlı değer kaybına izin verilmesi kısa vadeli rahatlama sağlasa da nihai olarak enflasyonu ve dolayısıyla ihracatçının üretim maliyetini arttıracak; döngüyü hızlandıracaktır.