“İcat çıkarma!”

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ

✔ Şapkadan tavşan çıkara çıkara ilerliyoruz. Bu sihirbazlık gösterisinin altında yatan da faiz indirimi azmi!

✔ Önce kur korumalı mevduat, baktık buradan pek döviz geleceği yok, şimdi de ihracatçının dövizinin yüzde 25'ine el koymak... Bakalım sırada ne var?

Çocukken bu sözü rahmetli annemden çok duyardım. Farklı bir şey yapmak istediğimde eğer bu hoşuna gitmezse annem “İcat çıkarma” diye çıkışırdı.

Son günlerde ekonomide şapkadan ha bire tavşan çıkarılıyor ya... İşte bu söz geldi aklıma.

Ama şapkadan çıkarılan tavşan sevimli mi sevimlidir ve bu yapılanın kimseye zararı da yoktur. İzleyen eğlenir, güler geçer...

Ne var ki bu kez durum hiç de öyle değil. Şapkadan çıkan tavşanlarla, yeni yeni icatlarla günü ya da ayları kurtarıyoruz, hepsi bu. Sorunlar halının altına süpürülüyor. Nereye kadar, belli değil.

Son iki haftaya bakın; peş peşe yeni icatlar görüyoruz. Ancak bu yeni icatlar sorunu çözmeyi değil, yalnızca ötelemeyi, ertelemeyi sağlıyor.

Elimizde kocaman bir örtü, sorunların üstünü örtüyoruz! Yaptığımız bundan ibaret.

“Bize döviz gerek döviz”

Yunus Emre’den esinlenerek söyleyelim:

“Bize döviz gerekiyor döviz, hem de çok döviz!”

Döviz açığı veren bir ülke olarak hep bu durumdaydık da, son dönemde attığımız adımlarla ihtiyacın daha da artmasına yol açtık.

Kör topal da olsa kendi rutini içinde ilerleyen ekonomiye ilk darbeyi eylül ayındaki faiz indirimiyle indirdik. Devamı geldi bu indirimlerin ve Merkez Bankası faizi yüzde 19’dan yüzde 14’e kadar çekildi.

Bu indirimlerin bankaların Merkez Bankası’ndan ucuza fonlanmasından başka hiçbir işe yaramadığını ve bir dizi sorun yarattığını sık sık yazdık. Bu kez özellikle aralık ayında kurda baş döndüren bir artış da başladı.

Kur yükseliyor, kurun yükseldiğini gören döviz almaya koşuyor; bu durum kuru daha da yukarı çekiyor ve bu bir kısır döngü halinde devam edip gidiyordu. Bu gidişe bir şekilde dur demek gerekiyordu da, nasıl?

“Faiz sebep enflasyon netice” tezinden vazgeçecek ve faizi mi artıracaktık, yoksa başka keşiflerde mi bulunacaktık? Tabii ki faize dokunmadık ve icat üstüne icat çıkardık...

Kur korumalı mevduatla başladı

“Önlemler” paketi 20 Aralık akşamı açıldı. Kur korumalı mevduatı icat edilmişti.

Piyasalar “gece vakti” bu yeni keşfi nasıl coşkuyla karşıladı, nasıl coşkuyla karşıladı, sormayın gitsin!

Vatandaş döviz satmak için adeta kuyruğa girdi! Dolar bir anda 18 liradan 11-12 liraya iniverdi.

Üstelik birileri kıpır kıpırdı, yerinde duramıyordu.

Ama takke çok çabuk düştü, kel göründü! Meğer vatandaş o gün de, o hafta da döviz satmamış, hele hele şirketler hiç satmamış, aksine döviz alımı olmuştu.

Peki dövizi satan kimdi; kim olacak kamu bankaları ve Merkez Bankası ne güne duruyordu...

Hadi o gece ittire kaktıra döviz düşürülmüştü ama vatandaş bu yeni mevduata dudak büküyordu. Yeni uygulama hiç de umulan etkiyi yaratmadı. Sanki biraz temenni niteliğinde olan bazı tutarlar açıklanıyor ve “Şu kadar para yatırıldı” deniliyorsa da bu tutarlar doğrudan kur korumalı mevduatla mı ilgili, pek belli değil. O yüzden Merkez Bankası ve BDDK’nın bu konudaki resmi verilerini bekliyoruz.

İhracatçının dövizi

Eveleyip gevelemenin alemi yok! Kur korumalı mevduat hesabı tutmadı. Öyle görünüyor ki özellikle döviz hesaplarından çözülme neredeyse hiç olmadı. Dedik ya, bu konudaki resmi verilerin tüm detayıyla açıklanmasını bekleyeceğiz, durum o zaman net olarak ortaya çıkacak.

Kur korumalı hesap ilgi görmeyip dövizde bir çözülme olmayınca başka bir icat çıkarıldı.

İhracatçı elde ettiği dövizin yüzde 25'ini Merkez Bankası'na satacaktı. Bu düzenleme yılbaşından itibaren uygulama girdi.

Öyle ya, Merkez Bankası nasıl döviz satıp piyasaya müdahale edecekti. Kendine ait olmayan dövizi sat sat; nereye kadar! Merkez Bankası artık piyasaya daha rahat müdahale edebilir hale geldi.

Farkında mısınız, artık Merkez Bankası’ndan piyasaya müdahale edildiğine ilişkin açıklama pek gelmez oldu. Ama herkes biliyor ki bu müdahaleler arka kapıdan devam ediyor.

Merkez Bankası’nı nasıl ve niye kâra geçirdik?

✔ Son keşif Merkez Bankası bilançosundan... 30 Aralık'ta 70 milyar zararda olan Merkez Bankası 31 Aralık'ta nasıl oldu da 60 milyar kara geçti ve bu operasyon niye yapıldı?

Hani uzayı gözleyen gök bilimciler vardır. Bunu amatörce yapanlar da çoktur. Son aylarda pek popüler olan Don’t Look Up filminde olduğu gibi bir göktaşı keşfettiniz mi, çok mutlu olursunuz. Ama bu göktaşının dünya için tehdit oluşturduğunu anladığınız an mutluluğunuz bir anda yok oluverir. Hele hele söz konusu filmde olduğu gibi bu konuda önlem alması gerekenler durumun ne kadar vahim olduğunu idrak edemeyip kıllarını kıpırdatmıyorsa...

Bizim ekonomide bazı verilerin detayına inip keşif yapmak da adeta kuyruklu yıldız ya da göktaşı keşfetmek kadar zor ve bu yüzden de herkes bunu yapamıyor.

Hele hele Merkez Bankası bilançosundan...

Türkiye’de Merkez Bankası bilançosunu en iyi okuyan isimlerden biri olan ekonomist Haluk Bürümcekçi adeta yeni bir keşfe imza attı.

Son icat Merkez Bankası bilançosunda yapılmıştı.

Bürümcekçi, Merkez Bankası bilançosunun 30 Aralık’ta 70 milyar lira zararda görünürken bir gün sonra 31 Aralık’ta 60 milyar lira kara geçtiğini fark etti. Ne olmuştu da bilançoda bir günde 130 milyar liralık bir iyileşme sağlanmış ve böylece zarardan kara geçilmişti.

Haluk Bürümcekçi, bu aktarım için Merkez Bankası Kanunu’nun 6l’inci maddesi gereğince döviz satışı yapılıp karın realize edilmesi gerektiğine dikkat çekiyor ve şöyle diyor:

“Oysa yılın son günü bu boyutta kamuoyuna duyurulmuş bir döviz satışı bilinmiyor. Önceki yıllarda da yılın son günü böyle büyük değişimler gözlenmiyor. Bu operasyonla beraber Merkez Bankası 2021 yılını da kar ederek kapamışa ve nisan ayında Hazine’ye kar aktarımı yapacak hale gelmişe benziyor. Umarım bu büyük değişimin nasıl gerçekleştiği konusunda kamuoyuna önümüzdeki günlerde açıklama yapılır.”

Hazine’nin dövizi mi kullanıldı?

Şimdi kafalarda bir dizi soru işareti ve kuşku var. Merkez Bankası bu operasyonu nasıl yaptı?

Bir iddia, bu operasyonun Hazine’nin Merkez Bankası’ndaki dövizi kullanılarak yapıldığı yönünde.

Eski bir Hazine bürokratı dostum uyarıda bulundu:

“Hazine’nin Merkez Bankası’nda tuttuğu döviz, yalnızca dış borç ödemesinde kullanılabilir. Merkez Bankası bu dövizle bir işlem yaparak kar etmişse, bu durum Hazine’nin zarara uğradığı anlamına gelir. Bu da suçtur.”

Merkez Bankası altın mı satıp aldı?

Operasyonun nasıl yapıldığına ilişkin bir başka iddia da Merkez Bankası’nın altınlarını satıp aldığı yönünde. Milyarlarca dolarlık altın söz konusu ve işlemin de kamu bankalarıyla yapıldığı ileri sürülüyor.

İşlem aynı gün gerçekleştirildiği için bilançoda altın miktarı da değişmiyor.

Yani şimdi harıl harıl bu “kara geçme ve Hazine’ye kar aktarma durumuna gelme” operasyonunun nasıl yapıldığı ve bu işlemlerin mevzuata uygun olup olmadığı çözülmeye çalışılıyor.

Tüm yazılarını göster